'Fiziki bulgu olmadığı için istismar yok mu diyeceğiz?'
Av. Ayla Tunçdemir, cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarında somut delilde ısrar etmenin, tutarlı beyanları kabul etmemenin cezasızlığı kabul etmek anlamına geldiğini söyledi.

Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ayla Tunçdemir ile kamuoyunda başta kadın dernekleri olmak üzere büyük tepki çeken 4. Yargı Paketi’nde cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarında tutuklama için somut delil şartının getirilmesini ve bunun doğuracağı sonuçları konuştuk.

4. Yargı Paketi’nin13. maddesi ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda “katalog suç” olarak sayılan suçlardan olan cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarında tutuklama için “kuvvetli şüphe” sebeplerinin varlığının yanına “somut delil” aranması zorunluluğunu getirilmesine tepki gösteren Tunçdemir, bu tür suçlarda geç bildirimin çok fazla olduğunu şu sözlerle açıkladı: “Çocuğun cinsel istismar faili tarafından tehdit edilmesi veya şantaja maruz kalması, ensest ilişkiye zorlanan çocuğun kendisine inanılmayacağını düşünmesi ya da çocukluk döneminde cinsel istismarın oyun sanılması veya olayın istismarcı tarafından mağdura sevgi gösterisi gibi empoze edilmesi, çocukluk döneminde mahrem bölgelerin bilinmiyor olması, cinsel istismara uğrayan bir erkek çocuk veya ergenin olaydan sonra cinsel yönelim veya cinsel kimliğinde değişiklik olabileceğine dair inanışları, mağdurun yanlış bir şey yaptığını düşünmesi, kültürel baskı, utanma vs. tüm bunlar geç bildirime neden oluyor. Geç bildirimlerde de somut delil göstermek imkansız gibi bir şey maalesef .”

Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ayla Tunçdemir | Fotoğraf: Kişisel arşiv

‘YARGI SÜRECİNDE MAĞDURA BASKI’

Somut delil şartının cezasızlıkları çığ gibi büyüteceğini söyleyen Tunçdemir, “Halihazırda konusu cinsel suçlar olan yargılamalarda böyle sıkıntılar yaşanırken bir de tutuklama için somut delil şartı aranması ve somut delil yok diye şüphelilerin serbest bırakılması yargılama sürecinde mağdurlar üzerinde büyük bir psikolojik baskı yaratacaktır. Delillerin toplanmasını zorlaştıracaktır. Olayda delil varsa bile o delilin serbest bırakılan şüpheli/sanık tarafından karartılması, ortadan kaldırılması sonucunu doğuracaktır. Bu durum cinsel saldırı, cinsel istismar suçlarında giderek cezasızlığın artmasına neden olacaktır” dedi.
Mağdur beyanının kritik bir konumda olduğunu söyleyen Tunçdemir, “Aslında somut delil mağdurun beyanıdır. Uzman görüşü ile desteklenen ve raporlaştırılan mağdur beyanları da somut delildir. Adli tıp raporları, psikolog ya da pedagog raporları cinsel suç mağdurları ile yapılan görüşmeler ışığında hazırlanan bilimsel raporlardır ve somut delillerdir. Yine; hayatın olağan akışı, beyanlar, fiilin oluş şekli gibi kriterler cinsel suçlar için önemli kriterlerdir. Ancak gelinen aşamada yargılamalarda başkaca somut deliller aranmaktadır. Mağdur beyanı tutuklama için yeterli görülmediği gibi başkaca delillerle desteklenmediği durumda atılı suç kesin delillerle kanıtlamadığı gerekçesiyle mahkemeler beraat kararı verebiliyor” diye konuştu.

UZMANLAR TARAFINDAN RAPORLANAN BEYANLAR KABUL EDİLMİYOR

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, 4. Yargı Paketi’nde yapılan cinsel istismarın cezasızlığını pekiştirecek somut delili kararına tepkiler yükseldikten sonra “Adli görüşme odalarında alınan suç mağduru kadınların ifadeleri, ayrıca çocuk izlem merkezlerinde suç mağduru çocukların beyanları da somut delil niteliğindedir” demişti. Ancak gerçekliğin tepkileri dindirmek için yapılan açıklamarla ilgisi olmadığını Avukat Tunçtemir verdiği örnek ile gösteriyor. En son baro görevlendirmesi ile mağdur vekili olarak katıldığı bir cinsel istismar dosyasında yaşadıklarını anlatan Tunçdemir, “Olayda, 6 yaşındaki bir kız çocuğu evlerine tamire gelen bir şahıs tarafından cinsel istismar niteliğinde eylemlere maruz kalıyor. Çocuk İzleme Merkezinde adli görüşmeci ile alınan tutarlı ifadesine, mağdur-müşteki ve sanık arasında bir husumet bulunmamasına, mağdurun sanığa iftira atması için bir sebep bulunmamasına rağmen ‘dosyada müşteki ve mağdur beyanları dışında somut bir delil elde edilemediği’ gerekçesiyle sanığın beraatına karar verildi. Oysa 6 yaşında bir çocuğun yalan söylemesi çok zor. Zaten yalan söyleyen bir çocuk görüşmelerde mutlaka çelişkili ifade verir, yalan varsa ortaya çıkar. Çocuklar bu konularda hayali bir kurmaca yapamazlar. Cinsel bir olayı ancak başlarına gelmişse anlatabilirler. Böyle bir olayda çocuk yaşadıklarını her anına kadar anlatamaz. Çocuk kendisine yapılan taciz ve istismarı videoya kaydedemez, fotoğrafını çekemez. Tüm istismarlar vücuda girme şeklinde olmuyor. Bu durumda fiziki bulgu olmadığı için adli rapor da olmuyor. Şimdi bunlar yok diye istismar yok mu diyeceğiz?” diye tepki gösterdi.

‘ÇOCUKLARIN BEYANLARI ADLİ UZMANLARCA TUTARLI BULUNUYORSA SORUŞTURMANIN, YARGILAMANIN TUTUKLU YAPILMASI ŞART’

Tunçdemir, “İstismarcılar dışarıda oldukça yaşadıkları travmadan dolayı psikolojileri bozulan çocukların sıkıntıları derinleşiyor, evden çıkamaz oluyorlar, kendilerini güvende hissetmiyorlar. Yaşadıkları çıkmazdan, bunalımdan kurtulmak için intiharı bir çözüm olarak seçenler var. Uzun süren yargılama süreçleri, failin cezasız kalacağı düşüncesi mağdurları buna itiyor. Çocukların beyanları adli uzmanlarca tutarlı bulunuyorsa soruşturmanın, yargılamanın tutuklu yapılması şart. Başka türlü çocuklarımızı koruyamayız” dedi.

Şüphelinin tutuklanmasının çocuğun korunması açısından önemli ama yeterli olmadığını söyleyen Tunçdemir, “Mağdurlara yeterli korumanın sağlanması gerekiyor. Delil yetersizliğinin önemli nedenlerinden biri de bu zaten. Cinsel istismar ve cinsel saldırı mağdurlarına yönelik özel koruyucu tedbirlerin neler olacağı ve delil toplama konusundaki yetersizliklerin nasıl aşılacağı bu konularda ne gibi düzenlemeler yapılması gerektiğini tartışmamız ve bu konuda yasal düzenlemelerin meclis gündemine getirilmesi gerekiyorken mağdurların durumunu daha da zorlaştıran düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeler bu suçlarla mücadelemizi daha zorlu bir hale getiriliyor. Bir hukukçu bir insan hakları savunucusu olarak somut delil olmadan insanların keyfi bir şekilde tutuklanmasına elbette karşıyım. Ancak çocuğun cinsel istismarı ve çoğunlukla kadınların mağdur olduğu cinsel saldırı fiillerinde yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden dolayı durum farklı. Bu suçların niteliği gereği somut delilde ısrar etmek baştan cezasızlığı kabul etmek demektir. Cinsel suçlarda artış demektir. Çocuğu, kadını koruyamamak demektir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. ‘Somut delil’ aranan suçlar arasından cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçları çıkarılmalıdır” diyerek sözlerini bitirdi.

Fotoğraf: Şehlem Kaçar/csgorselarsiv.org

İlgili haberler
Çocuğu istismara uğrayan annelerden 4. Yargı Paket...

4. yargı paketiyle istismar suçlarında somut delil getirilmesi zorunluluğuna çocuğu istismara uğraya...

'4. Yargı Paketi cezasızlığı pekiştirip istismar f...

Avukat Sevil Aracı, 4. Yargı Paketi'ndeki cinsel istismar suçunda 'somut delil' aranması maddesinin...

Dördüncü Yargı Paketi Mecliste: ‘Somut delil’ isti...

Katalog suçlarda faillerin tutuklanmasında ‘somut delil’ şartını öneren dördüncü yargı paketi Meclis...