Anayasa Mahkemesi'nin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ifade ederek iptal ettiği kadınların kendi soyadlarını tek başına kullanmasını engelleyen madde 9. Yargı Paketi ile yeniden aynı şekilde düzenlendi. Yargı paketi TBMM Adalet Komisyonunda görüşülerek kabul edildi, TBMM Genel Kuruluna sevk edildi. Eşitlik İçin Kadın Platformu kadınların soyadı hakkının gasbı niteliğindeki bu düzenlemeye ve 9. Yargı Paketi'ne karşı basın açıklaması yayınladı.
Açıklamada, Adalet Komisyonu toplantısı hatırlatılarak "Kadına soyadı dayatırken sürekli olarak aileyi ve çocukları korumaktan söz eden AKP’nin meclisteki vekillerin ailelerini ve çocuklarını yok sayma, vekilleri insanlık dışı koşullarda zorla çalıştırma politikası bir kez daha teşhir oldu. Uzun komisyon çalışması boyunca kadınların gözü komisyonun üzerindeydi. Toplantı süresince, EŞİK, muhalefet partilerinden kadın vekiller ve kimi AKP’li kadın vekiller ve siyasetçiler maddenin önergeler yoluyla düzeltilmesi için çaba harcadı. Kadınlara, görüşülen 9. Yargı paketindeki soyadı ile ilgili 15. maddenin eşitlikçi yönde değiştirileceği sözleri verildi. Ancak Adalet Komisyonu’nda verilen tüm değişiklik önergeleri reddedildi" denildi.
Paketteki soyadı teklifinin Adalet Komisyonuna gelmeden bir gün önce TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) toplantısında da görüşüldüğü ifade edilen açıklamada burada da teklifin yoğun tepkiyle karşılaştığı vurgulandı. Adalet Komisyonunda da verilen tepkilerle birlikte AKP'li vekillerin görüngüde bir geri adım atarak "Değerlendirmeler yapılıyor, bir değişikliğe gitme ihtimali çok yüksek" sözleri hatırlatılırken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un "Anayasa Mahkememizin gerekçelerine de atıf yapılarak yeni bir düzenleme gerçekleştirildi. Durum bundan ibaret" sözlerine yer verilerek AYM'nin iptal kararına uyulması gerektiği yönündeki çağrıların ve tartışmaların önünün kapatılmak istendiğine değinildi.
'HANGİ AİLEYİ KORUYORSUNUZ'
Komisyon görüşmeleri boyunca "aileyi koruma" iddialarının AKP'li vekiller tarafından tekrarlandığı söylenen açıklama şu şekilde devam etti:
"Kadınlara soyadı dayatması konusunda aileyi ve çocukları bahane olarak sunan herkese hatırlatmak isteriz ki, kadınların evlenmeden önce ve sonra içine doğdukları ve soyadını taşıdıkları bir aileleri vardır. Yeni kurdukları ailedeki erkekleri üstün kılma adına, önceki kendi ailesi ile soy bağları kesilmeye, soyadları değiştirilmeye çalışılmaktadır. Kadınlar böylece, annesi, babası, tüm kız ve erkek kardeşlerinden ayrılarak bambaşka bir soya dahil edilmekte, onların soyadını taşımaya zorlanmakta ve ömrünü geçirdiği öz aile ile bağları koparılmak istenmektedir. Türkiye’de kadınlara, kendi öz anne ve babaları, kendi öz kardeşleri ile aynı soyadlarını taşımaları yasaklanmaktadır. Kadınlara, sanki hep yeni evlendikleri eşlerinin anne babasının, kardeşlerinin soyuna dahil imiş gibi, onların soyadı ile yaşamaları dayatılmaktadır. Bugün Türkiye’de aileler, kız çocukları ile erkek çocuklarının, evli olmayan kız çocukları ile evli olan kız çocuklarının, kız ve erkek torunların farklı farklı soyadlarını taşıdığı bir soyadı karmaşası içindedir. Evlilikle soyadını değiştirme dayatması, sadece kadınları kendi ailelerinden kopartmakla kalmamakta, çocuklarını yani torunları da kadının ailesinden kopartmaktadır. Örneğin üç kız çocuklu bir ailede dört ayrı soyadı olmaktadır; evli kız torunlar varsa durum daha da garip bir hal almaktadır. Bu kız çocukları ve kız torunlar arasında boşanmalar olduğunda ipin ucu iyice kaçmaktadır.
Evli kadınların hayatlarına kendi içine doğdukları aile soyadıyla devam edebilme özgürlüğü olmasının, yeni kurdukları ailenin “birliğini” nasıl ve neden olumsuz etkileyeceğini açıklayacak mantıklı bir tek argüman bile sunulamamaktadır. Asıl mesele aileyi korumak değil; topluma erkeğin mutlak reis olduğu, eşitsiz bir aile modelini dayatmaktır."
AİHM VE AYM KARARLARINA UYULSUN
AYM'nin iptal kararına rağmen iptal edilen hükmün geri getirilmeye çalışılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu ifade edilen açıklamada, bu hükmün yasalaşmasının Anayasa'yı ilga etmek için yasama yetkisinin kötüye kullanması anlamına geleceği vurgulandı. Bu durumun hukuka meydan okuduğu ifade edilen açıklamada kadınların hakları açısından "İstanbul Sözleşmesi’ne taraf devlet olmaktan çıkış ne kadar büyük bir kırılma noktası ise, kadınlara soyadı dayatması da o kadar büyük bir kırılma noktasıdır" denildi.
Kadınların kendi soyadlarını kullanabildiği Yunanistan, İspanya, Fransa, Japonya gibi ülkelerde aile ya da çocukların bu durumdan zarar görmediği ifade edilirken soyadı hakkının ailede eşitliği pekiştireceği vurgulandı.
Kadınların önünde iki seçenek olduğu ifade edilen açıklama şu şekilde devam etti:
"Bunlardan ilki, iktidarın soyadı ile ilgili 15. madde teklifinin 9. yargı paketinden çıkartılması. AYM’nin iptal kararı sonrası artık evlenen herkes eski soyadı ile devam edebilir. Büyük Britanya gibi kimi ülkelerde özel bir soyadı kanunu yok örneğin. Yasal bir sınırlama yoksa, kural özgürlüktür. Çok istenirse basit bir genelge ile nüfus müdürlüklerinin nasıl işlem yapacağı belirlenebilir.
İkinci seçenek ise TBMM’de bir düzenleme yapılması. Eğer ille de bir yasa çıkartılacak ise vazgeçilmezlerimizi tekrar hatırlatalım:
• Yasalarda “erkeğin soyadı” diye bir madde olmayacaksa, “kadının soyadı” diye bir madde de olamaz. Hiçbir yasa maddesinde “kadının soyadı” ibaresi geçirilemez. Eğer soyadı ile ilgili bir yasa maddesi yazılacak ise, kesinlikle ve sadece “eşler” kalıbı kullanılarak yazılmalıdır.
• Kadının evliliğe sadece doğum ile aldığı aile soyadı ile devam edebileceği açıkça belirtilmeli ve erkeklere de isterlerse kadının soyadını alabilmeleri hakkı tanınmalıdır.
• Evlilik ile kadının nüfus kütüğünün değiştirilemeyeceği; baba kütüğünden koca kütüğüne nakledilemeyeceği özel olarak belirtilmelidir. Kadınlar, sırf bir erkekle evlendikleri için, kendi doğum yerlerinden kopartılarak ait olmadıkları illerin hemşehrisi ilan edilmemelidirler.
• Evlilik ile erkeğin nüfus cüzdanı ve diğer kimliklerinde hiçbir değişiklik olmamakta ve hayatları aynen devam etmektedir. Kadınlar ise, kimlik belgelerinden araç ehliyetlerine, banka kartlarından pasaportlarına kadar tüm kimliklerini yenilemek zorunda kalmaktadırlar. Evlilik, erkeklerin nüfus cüzdanlarında hiçbir değişiklik yapmadığına göre, kadınların da yapmamalıdır.
• Çocuklar erkeklerin mülkü değildir. Günümüz koşullarında çocuğu doğuran da, büyüten de kadındır ve kadınlar çocuklarına kendi soyadını verebilmelidir.
Kadınların soyadı, iktidar muhalefet demeden herkesin bir eşit yurttaşlık ve insaniyet sınavıdır. Kimsenin bu insanlık sınavından, sınıfta kalmamasını diliyoruz.
İktidarı ve muhalefetiyle birlikte bütün milletvekillerine, siyasi partilere ve kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz: Toplumda ve ailede eşitlikten vazgeçmeyeceğiz."
Fotoğraf: EŞİK
İlgili haberler
Adalet Komisyonunda soyadı tartışmaları: ‘Aklımızl...
9. Yargı Paketi Adalet Komisyonunda görüşülürken kadının soyadına ilişkin düzenleme nasıl tartışıldı...
9. Yargı Paketinde soyadı tartışması: AKP AYM’yi s...
Kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını kullanabilmesi için verilen AYM kararını çiğneyip tep...
9. Yargı Paketinde soyadı: AYM'nin iptal ettiği ma...
AKP kadınların tüm yaşamları boyunca kendilerini tanıttıkları soyadlarını tek bir imza ile bırakmala...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.