Çocukları okula borçlanarak gönderebiliyoruz!
Okullar açılırken bu yıl veliler okul alışverişinde zamlardan kaynaklı büyük sıkıntılar çekti. Veliler, “Sağa sola borçlanarak alışveriş yapıyoruz” diye anlattı yaşadıkları zorluğu.

Kocaeli’nin Esentepe mahallesinde işçi ve emekçilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede kadınlarla kendi ekonomilerini ve okulların açılması sürecinde okul alışverişlerini konuştuk. Selma, biri kızı diğeri yeğeni olmak üzere iki öğrenci okutuyor. Okul harcamalarının nasıl gittiğini sorarken ekonomik gelişmeleri de değerlendiriyor: “Zamlar felaket durumda, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bizim ülkemizde öğrenci okutmak oldukça zor. Bu yıl kilo işiyle almayı dahi düşündüm. Ancak artık o da mümkün değil. Fazladan efor sarf ederek en ucuz neredeyse onu bulacağız. Bunun yanında ülkenin ekonomik durumu da çok kötü. Bunu düşünmekten uyuyamıyorum. İnsanlar aç kalacak, eğitim sistemi iyice kötüleşecek. Kriz geliyor. Asgari ücretle çalışan insanlar ne yapacak, onu hiç düşünemiyorum. Eskiden pazardan 1-2 kilo aldığım şeyleri artık gram hesabı olarak alacağım, üstümüze başımıza aldıklarımızı ise 10 yıl giyinmekten başka bir çaremiz yok krizi atlatmak için. Bundan başka krizler de atlattık ancak görünen o ki bu diğerlerinden farklı ve büyük bir kriz, korkuyoruz”

A4 12 LİRAYDI, ŞİMDİ 25 LİRA!
Esma da üç çocuğunun olduğunu, bunlarının ikisinin de okuduğunu söylüyor ve okul alışverişinden dert yanıyor: “Kırtasiye alışverişi için listeleri bekliyoruz. Fiyatlara baktığımda ise cep yakan bir durum var. Öğretmenlerin ise istekleri çok. Her şey haddinden fazla zamlandı. Geçen sene a4 kağıdı 12 liraydı, şimdi 25 lira. Borca girip kırtasiye alışverişi yapıyoruz.” Esma’ya “Peki nasıl bir çözüm olmalı?” diye soruyoruz o da şöyle cevaplıyor: “Zamların geri çekilmesini istiyorum. 2 çocuk okuturken ben zorlanıyorum, daha çok çocuğu olanları düşünmek dahi istemiyorum. Sobalı evde oturuyoruz, birçok masrafımız var, nasıl olacağını bilemiyoruz. Ben de çalışmak isterim ama küçük çocuğum var, çalışamıyorum. Kreşe vermek istesem zaten maaşım oraya gidecek. Evde bir tek eşim çalışıyor o da yetmiyor.”

'EĞİTİM ÜCRETSİZ' SÖZÜ GERÇEK DEĞİL
Sevda Anlamaz ise 1 çocuk okutuyor. Okul listesini alıp almadığını sormaya başlayınca durumun zorluğunu anlatmaya başlıyor: “Kırtasiye alışverişi yaptım ancak hepsini almaya gücüm yetmiyor. Evde bir tek eşim çalışıyor, bebek olduğu için ben çalışamıyorum. Eşimin maaşı evi bile geçindirmiyor. Sözde eğitim ücretsiz ancak bu taraftan hiç öyle görünmüyor. Ben çocuğuma kırtasiye alışverişi yapmak için borç altına girmek zorunda kalıyorum. En uygununu aramak zorunda kalıyoruz. Aynı zamanda bu yük sadece kadınların üzerine biniyor ev yaşamında. Bunun yanında da okullar her şeyin fazlasını istiyorlar, alamadığımızda da çocuklarımızın üstüne geliyorlar. Çocuğumuza yetemediğimizi düşünüyorum. Bu da bizi psikolojik olarak yıkıyor. Ancak bunu sistemin başındaki insanların da görmesi gerekiyor.”

‘MALZEMELERİN SADECE YARISINI ALABİLDİM’
Gülşen Sağlam’ın iki çocuğundan biri ilkokula diğeri liseye gidiyor. Sağlam söze “Kırtasiye malzemelerinin yarısını alabildim, diğer yarısına paramız yetmedi. İlerleyen süreçte almaya çalışacağız. Bu yıl fiyatlar çok pahalı geldi.” diyerek giriyor. Bütün bunların yanında ev ihtiyaçlarının da olduğunu ekliyor Sağlam: “Eve giren tek bir maaş var ve zorlanıyoruz. Zamların olmasının sebebi ekonomiyi yönetenlerden kaynaklı. Bizi sömürüyorlar kendi açıklarını kapatmaya çalışıyorlar bu esnada biz fakirleşiyoruz. Ülkeyi de ekonomiyi de sağlam yönetemediklerini düşünüyorum” Dilber Anlamaz’ın da iki çocuğu okula gidiyor. Anlamaz da “Evin tek geliri var biz yine bir şekilde karşılayabilecek durumdayız ve mecburuz da zaten. Dönemin başında her sene bu zorluğu yaşıyoruz ancak bu yıl daha fazla yaşayacağız” diyor.

‘ÖDENMEMİŞ FATURALAR VAR, İHTİYAÇLARIN YARISINI ALABİLDİM’
Neslihan Armutçu da kırtasiye alışverişinde zamların sıkıntısını bir hayli yaşadığını dile getiriyor: “Her sene 500-600 lira harcıyorduk ancak bu yıl neredeyse ikiye katlandı. Henüz evde ödenmemiş faturalar dururken çocuğumuzun ihtiyaçlarının yarısını alabildim. Öğretmenler de sıkıntı çıkaracak biliyorum ancak yapacak bir şeyimiz yok. Artık devlet okulları da özel okul gibi, her şeye para verir hale geldik. Eğitime ücretsiz diyorlar. Nerede, ne zaman ücretsiz oldu biz hiç göremedik.” Armutçu sözlerini şu çağrıyla bitiriyor: “Bence zamların sebebi kriz, her şey çok pahalı. Bütün kadınlara sesleniyorum, sıkıntının büyüğünü biz çekiyoruz o zaman en çok bizim ses çıkarmamız gerekiyor”

 

İlgili haberler
Ev kadınlarının ‘hayat pahalı’ ayaklanmaları

1911 ağustosunda başlayan ev kadınlarının huzursuzluğu eylemlere dönüştü. Tepesi atan kadınlar her ş...

Tasarruf tedbiri buluruz biz de, ağlanacak halimiz...

‘Gönülden geçen, yavrular okulda klasik müzik öğrensin, iki piyano tıngırdatabilsin ama gerçekte, ot...

ESENYALI’DAN YOKSULLUK MANZARASI: Veliler okul iht...

Efe, ‘Altı sürekli dikilen yırtık çantayla okula gitmem’ diyormuş. ‘Kim istemez çocuğu okula başlark...