Ben Esra, henüz ölmeyen kardeşlerim için de ‘Adalet’ istiyorum!
Kocası tarafından 1 yıl önce öldürülen Esra Gövem'in davası görüldü. Dava öncesi adalet talep eden kadınlar Esra'nın ağzından yazdığı mektubu okudu...

Yaklaşık bir yıl önce Balıkesir Edremit’te ayrıldığı eşi tarafından evinde 8 yerinden bıçaklanarak öldürülen Esra Gövem’in katilinin yargılandığı davanın son duruşması görüldü. Bir sonraki duruşma 3 Ağustos tarihine ertelendi. Davayı takip eden ve ‘Esra için Adalet’ talep eden Balıkesirli kadınlar duruşma öncesi şu sözleri söyleyerek taleplerini yinelediler; “ Bugün kadın cinayetlerinin özgün bir tanıma ve cezaya kavuşturulması, kadının her alanda ve her şekilde ‘eşit yurttaş’ hakkının engellenmemesi, Ceza Kanunu'na istisnasız "ağırlaştırılmış müebbet" konulması, 6284 sayılı Kadını Koruma Kanunun etkin uygulanması ve en önemlisi de kadının “Yaşam Hakkının” korunması ve devletin bu konuda üzerine düşeni yapmasını talep etmek için buradayız.”



İşte kadınların Esra Gövem için Esra’nın ağzından yazdığı mektup;

“Ben Esra,
Aranızdan ayrılalı tamı tamına, 1 yıl 1 ay oldu. Yani 395 gündür sizin anladığınız anlamda yaşamıyorum artık.
Ayrılalı diyorum, çünkü hala öldüğüme inanmak istemiyorum. Kolay mı bir yanım dünyada kalmışken gitmek ?
Geri dönüş yok, biliyorum. Yaşama hakkım için, en kutsal değerim için adaletimi istiyorum ben de, aynı sizler gibi. Siz, benim için, ben, henüz ölmeyenler için adalet istiyorum bugün. Başka Esra’lar olmasın, başka Pınar’lar ölmesin istiyorum.
Duyduğum her kadın çığlığında yeniden ölüyorum. Çünkü ben o çığlık, hangi acının, hangi korkunun eşiğinde atılır, biliyorum. Biliyorum nefessiz kalmayı, biliyorum son kez kapanan göz kapaklarımdan, sevdiklerime bakamamayı.
Onun için henüz ölmeyen kardeşlerim için de “Adalet” istiyorum. Yüreğim ağzımda, kulağım dünyadan gelecek seste. Sadece başka Esralar olmasın istiyorum.
Bu sabah, çalışanlardan önce geldim adliyenin kapısına. Yüreğim kuş misali. Pır pır...
Öyle özlüyorum ki buraları. Yaşadığım her şeyi , dokunduğum, sevdiğim ne varsa. Şu son aldığım yeşilli gömleğimi, yürüdüğüm yolları, işimi, odamı, arkadaşlarımı, ailemi. Ama en çok… Saçını tarayamadığım, sevdiği elbisesini giydiremediğim, kokladığımda sevgisi başımı döndüren, doyamadığımı… Anladınız değil mi? Kızımı özledim ben. Su damlamı, kuzumu.
Zaten beni anladığınız için buradasınız biliyorum. Annesiniz, kardeşsiniz hepiniz. Beni tanımasanız da, benim için buradasınız. Bana yapılan haksızlığa isyan ediyorsunuz.
Bizlerin emeğimize, bedenimize, kimliğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmamızın bedelini canımızla ödememize, erkek egemen kültürünün baskınlığı yüzünden bizi öldürmenin bu kadar kolaylaşmasına, cinayetlerinin engellenememesine ve her geçen gün sayımızın artmasına isyan ediyorsunuz.
Vicdanın, insanlığın ve hukukun yok olmaması için, kadın ölümlerinin sayıdan ibaret görülmemesi için, bir kişi daha eksilmememiz için, yeni Esra’ların ve Aygül’lerin, Elif’lerin, Pınar’ların olmaması için kadın ölümlerinde gerçek adalet istiyorsunuz. Vicdanları sorgulatıyor, unutulmamamızı sağlıyorsunuz.
Adımın ve fotoğrafımın yazılı olduğu afişlerin önünden geçenlerin “çok da gençmiş, çok da güzelmiş” dediklerini duyar gibi oluyorum. 24 yaşıma ne sevgiler, ne umutlar sığdırdım ama ben öldüm.
Şu uzakta duran babam mı?
Omuzları biraz daha mı çökmüş, bana mı öyle geldi çizgilerinin derinleşmesi?
Nasıl kahır yapmıştır benim olmadığım babalar gününe? Bilirim, sessiz yaşar
bensizliğin acısını. Geri döndürebilsem zamanı. Onun küçük kızı olsam, vereceği
harçlığı beklesem gülümseyerek her bayram sabahında.
Annem. Ahh…! Benim için çırpınışların. Kuzum deyişlerin.
Her acemiliğimde, her düşüşümde elini uzattın ve ben senden güç aldım, kalktım. En son ki düşüşümde yetişemedin ya, kurtaramadın ya beni. Gülüşlerin kavruk, yüreğin kavruk bu yüzden.
Babaanneme üzülüyorum en çok. Taa nerelerden kalkıp geliyor her duruşmamda. Kır gözlüsüyüm ya onun. Öyle severdi beni. Küçükken anlamazdım, gözlerimin yeşilineymiş meğerse övgüsü. Belki de köyündeki kırların huzuru, dinginliğini buluyordu gözlerimin haresinde. Sevdiğimi bilirdi de, en son çiğ böreğini yemiştim onda. Zayıftım ya, her lokmam değerliydi onun için.
Benim için gelmiş o da. Suskun, öylece sıra bekliyor mahkeme kapısında. Kim bilir neler geçiyor aklından. Adımın her geçtiğinde yüzüne yayılan tebessümü, beni anlatışı, gitmemişim gibi sanki. Güzel çocuktu diyor anneannem, benim için.
Sıra bizde.Herkesin adı okunuyor. . Yavaşça süzüldüm, herkesten uzak bir yerde, durdum. Sırayla, boş sıralara oturdular salona girenler. Herkesin yüzü gergin, beton gibi. Salondan çıt çıkmıyor.
Ön sırada o var. Yani katilim. Onun için arkama bakmadan gittiğim, ailemi dinlemediğim, deliler gibi sevdiğim adam. Yüzüne bakıyorum, pişman mı diye. Bir belirti yok. Defalarca vururken narin bedenime, ‘nasıl kıydı bana’ diyorum? En ölümcülüydü yüreğime attığı iki bıçak darbesi. Nasıl seyretti ölümümü? Nasıl? O yaşıyor, ben öldüm. O tahrik indirimi alacak belki, belki de iyi hal. Ne bileyim kravat falan takarsa, çok yatmaz belki de. Ama ben öldüm.
Toprağa karışsam da, acıyacak yaralarım, kanayacak sonsuzca. Bizimle aynı kaderi paylaşan başka aileler konuşuyordu, kulağımla duydum. Bu tür cinayetleri televizyonda izlerken, hayatta bizim başımıza gelmez dediğimiz şeydi bu durum, diyordu birisi. Demek ki , birisinin öldürme isteği, şiddet dürtüsü yetiyormuş ölmemize.
O yüzden adalet istiyorum. Korksunlar yasalardan. Verilecek cezalar caydırıcı olsun istiyorum. Öfkelerini kontrol edecek tedavi merkezleri açılsın, toplum eğitilsin istiyorum.
Hikayelerimiz çoktur bizlerin.
Namusa bağlarlar,töreye bağlarlar ölümlerimizi. Çekin pis ellerinizi artık bedenlerimizden, diye haykırıyoruz ama, bizi zaten yaşarken de duymamışlardı ki.
Ben Esra.
Ben öldüm haksızca.
Ben öldüm hukuksuzca.
Ben öldüm acımasızca……
Annesinin kuzusu, babaannesinin kır gözlüsü, yavrumun yitik sayfası..
Ben Esra.”
İlgili haberler
Pınar'ı 'namus' diyerek infaz ettiler

Balıkesir Altınoluk’ta geçtiğimiz hafta bir kadın cinayeti yaşandı. 22 yaşındaki Pınar kocası tarafı...

Kadın cinayetlerinde değişen bir şeyler var

Yaşı, mesleği, eğitimi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gaze...

Esra için adalet

Balıkesir’de kadınlar, boşandığı eşi tarafından öldürülen Esra Gövem için adalet istedi.