Kadın cinayetlerinde değişen bir şeyler var
Yaşı, mesleği, eğitimi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gazete sayfalarına türlü türlü geçse de erkek şiddeti cüretini eşitsizlikten ve adaletsizlikten alıyor.

Ayşegül; 20 yıllık evliliğinin her günü şiddet gören, şiddet gördüğü kocasının 11 yaşındaki kızını istismar ettiğini öğrenene kadar kendini bu şiddete boyun eğmek zorunda hisseden bir kadın. “Artık bu son noktaydı” diyor. İstismarı öğrendiği an soluğu karakolda, savcılıkta alıyor... Adalet mekanizmalarının kadınların adalet talebini öğüten çarkının içinde buluyor kendini. Ne yapıyor o mekanizma peki?
İstismarcı babayı Ayşegül’le çocuklarının kaldığı eve, “ev hapsine” gönderiyor! Evde çocuğunu istismar eden babaya ev hapsi ancak bu ülkede olabilecek bir saçmalık! Ayşegül sokakta, çocuklar devlet koruması altında kalıyor... Ayşegül uzaklaştırma kararı almış olmasına rağmen Ayşegül’ün çalıştığı yere gelip onlarca el silah sıkabiliyor adam. Ayşegül ölümden dönüyor, “Adalet istiyorum” diyor...
Siirt’te, üniversite giriş sınavına hazırlanan 18 yaşındaki Nurhayat kaldığı yurda giderken, reddettiği bir kişi tarafından 20 yerinden bıçaklanıyor. Hınca bak! 20 bıçak darbesi... Gerekçe “kıskançlık.”
19 yaşındaki Figen, sistematik işkence gördüğü kocasından ayrılmak istediğini söylüyor ailesine. Babasından hiç destek görmediği gibi, babasının kocasına “O sizin namusunuz, istediğinizi yapabilirsiniz” dediği söyleniyor. Figen, yine korkunç işkencelerin yapıldığı şiddet dolu saatlerin ardından kaçmaya çalışırken arkasından vurularak öldürülüyor. Cansız bedenini yıkayan kadınlar dayanamıyorlar vücudundaki işkence izlerine... Lime lime her yeri...
Şengül Öğretmen, yaşadığı evin penceresinden atılarak öldürülüyor. Ölümünden birkaç saat önce teşhir etmiş sosyal medyada yaşadığı şiddeti.
Bu hikayeler sadece son 1 haftanın hikayeleri...

Görüyoruz ki yaşı, mesleği, eğitim seviyesi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gazete sayfalarına, başlıklara türlü türlü geçse de erkek şiddeti cüretini eşitsizlikten ve adaletsizlikten alan bir “norm”, kadınların hayatını düzenleme aparatı olarak giderek daha fazla kullanılıyor. Kadınları canlarından eden bu şiddet, “henüz öldürülmeyen” kadınları da hizaya sokuyor; “Ne yaparsan yaşarsın, ne yapmazsan ölürsün”ün çektiği hiza o kadar alçak ki, kadınlara boyun eğmekten başka şans tanınmıyor. Şiddetin kadınların ne yapıp yapmaması gerektiği konusunda bu denli düzenleyici bir norm haline geldiği bir toplumda bir tekimiz bile o şiddetten azade kalamıyoruz, kalamayız.
OHAL düzeninin yerleşik hale getirilmeye çalışıldığı son 6 aydır kadın cinayetlerinde gözle görülür birtakım değişimler var; faili belli cinayetlerde erkeklerin “birlikte” oldukları kadınlara her türlü işkenceyi normalleştirme girişimleri, kadınların bu şiddete dur deme çabasının uzun soluklu bir kurtulma çabasına dönüşmesi, bu çabanın erkeklerin öldürme girişimleriyle durdurulmaya çalışılması. Bu girişimlerin çeşitli bahanelerle bizzat devlet kurumları tarafından aklanmasının sıradanlaşması... Bunun yanı sıra şüpheli ölümler artıyor. İşlenen cinayetlerde hem öldürülen kadınların hem de katillerin yaş aralığı gittikçe düşüyor.
Ve görüyoruz ki bugün Türkiye’de kadınlarla ilgili hukuki mevzuat resmen askıya alınmış durumda. Hukuk yok, onun yerine iktidarın atadığı bütün bürokratların ve yönetimi elinde tutan siyasetçilerin kafalarının içindeki erkekler arası gizli hukuk hiçbir resmi hukuk normunu dinlemeden yürürlükte. Ve bu hukuk, kadınları “Elde tutmak için” şiddet uygulamaktan, öldürmekten hiç kaçınmayan, hatta bunu hak gören erkekliği hiç de sorunlu bir şey olarak görmüyor. Aksine pohpohluyor, destekliyor.
Hukukun her düzeyde askıya alındığı bu sürecin biz kadınların hayatına ilk elden yansıması bu işte, türlü çeşit ölüm...
Bu erkek hukuka karşı, yaş, meslek, eğitim düzeyi, politik aidiyet, örgütlülük vs. dinlemeden hepimizi tehdit eden şiddete karşı hepimizin ortaklaştığı en temel talebimizle, yaşam hakkı talebiyle çok kadını bir araya getirebilen bir kadın dayanışması! Başka güvencimiz de kalmadı...

İlgili haberler
2017’nin ilk 100 gününde 106 kadın öldürüldü

Kadın cinayetleri her geçen gün daha da artıyor. 2016 yılının ilk yüz gününde 96 kadın öldürülmüştü....

Ayşegül adalet istiyor!

11 yaşındaki kızını istismar eden kocasını şikayet etti, adam serbest bırakıldı. Ayşegül’ü 4 kurşunl...

Ayşegül’ün çağrısına kadınlardan yanıt

Esenyalılı kadınlar Ayşegül'ü yalnız bırakmadı. Ayşegül'ün ziyaretine giden kadınlar: ‘davanın takip...