Güler Karslı, koruma kararına rağmen önlem alınmadığı için 30 Mayıs’ta boşanma aşamasında olduğu Turan Karslı tarafından, kızı ve torununun gözü önünde öldürüldü. Cinayetin yaşandığı gün şans eseri hayatta kalan Güler Karslı’nın kızı Elif A, pompalı tüfekle evlerinin basılmasına, ölüm tehditlerine rağmen yeterli önlem alınmaması nedeniyle annesinin katledildiğini söyledi ve “Bizim hikayemiz böyle olmayabilirdi” dedi.
Güler Karslı
30 YIL ŞİDDETE KARŞI DİRENDİ
Annesi Güler Karslı’nın 30 yıl boyunca kocası tarafından şiddet gördüğünü anlatan Elif A, sonunda şiddete dayanamayarak boşanma davası açtığını ifade etti. Yıllarca kendisinin şiddete şahit olduğunu söyleyen Elif A, “Boşanmaya karar verdiğinde arkasında durdum. Boşanma davası sonrası tehdit, hakaret her an öldürülme korkusuyla yaşadık aylarca. Annem hayatta kalmak için her şeyi yaptı ama onu korumadılar” dedi.
Daha önce Turan Karslı’nın oturdukları evi pompalı tüfekle bastığını, evin önünde çektiği silahlı videoları göndererek tehdit ettiğini söyleyen Elif A, “Sayısız tehdit mektubu yolladı. Tüm bu delillerle karakol, savcılık gitmediğimiz yer kalmadı. İkinci gidişimizde koruma kararı aldırabildik” dedi.
Koruma kararına rağmen tehditlerin devam ettiğini söyleyen Elif A, tekrar savcıya giderek “Koruma kararı yetmiyor tehditleri devam ediyor, tutuklamıyorsunuz bari elektronik kelepçe takın, bu adam daha önce de birini öldürmeye teşebbüsten içeride yattı” dediklerini söyledi. Savcının kendilerine yapacak bir şey olmadığını söylediğini iddia eden Elif A, “Annem o gün savcıya ‘Ben ölünce gelirsiniz savcı bey’ dedi. Gerçekten öyle de oldu. Olay yerine gelen savcı o savcıydı” dedi.
DEFALARCA UZAKLAŞTIRMA KARARI ALDIK
Turan Karslı’nın işyerindeki arkadaşlarına “Hepsini öldüreceğim beni televizyondan izleyeceksiniz” dediğini ifade eden Elif A. “Kimse sesini çıkarmamış. Devletin verdiği koruma kararları göstermelik, işe yaramıyor. Defalarca koruma kararı aldık. Koruma kararı ile nasıl bir önlem alındı? Gerçekten önlem alınsaydı bugün annem hayatta olacaktı. Annem balkonun kapısını bile açmaya korkuyordu. Evin balkonunda, camında demir yoktu, belediyeye gittim belki yardım ederler diye ‘Belediyenin böyle bir hizmeti yok’ dediler” dedi.
Cinayet gününü de anlatan Elif A, “Annemle birlikte merdiven silerek geçimimizi sağlıyorduk. Belediyeye başvurmuştum gıda kartı için ama kart vermediler. Olay günü belediyeye gidecektik tekrar başvurmak için. Ev giriş katta, balkon kapısını açmamla elinde silahla içeri girdi, beni hedef alarak 4 el ateş açtı. Sonra da annemi vurdu. Kaçmaya çalıştık ama olmadı. Hâlâ annemin öldüğünü kabul edemiyorum. Ben yaralı kurtuldum ama bunca şeyi yaşamak çok zor” diyor.
‘BİZİM HİKAYEMİZ BÖYLE OLMAYABİLİRDİ’
Hastanede kaldığı süre boyunca hiçbir yetkilinin kendisini ziyaret etmediğini söyleyen Elif A. “Hemşireler defalarca psikiyatr gelmeli dedi ama kimse gelmedi. Tek bir kişi bile gelip ne oldu, nasıl oldu demedi. Bu olaylar 2 yaşındaki oğlumun gözü önünde yaşandı. Oğlum artık biri bana dokunduğunda çığlık atıyor. Hayatı boyunca unutamayacağı bir şeye maruz kaldı. Şimdi ben hem onun tedavisi için hem de kendim için hayatta kalmaya çalışıyorum. Bu kadar acı yaşamışken en kötüsü yalnız hissetmek. İnsanların televizyonda izledikleri o kadın cinayetlerinin her birinin arkasında bir hikaye var. Bizim hikayemiz böyle olmayabilirdi. Ben artık şiddetten uzak, kimseden korkmadan, çekinmeden bir hayat yaşamak istiyorum. Ne kadar zorlandığımı bilemezsiniz” diyor.
‘DEVLET KADINI YAŞATAMIYORSA HESAP VERMELİ’
Güler Karslı cinayetine ilişkin Evrensel’e açıklama yapan Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği de “kadın cinayetlerine karşı mücadelesiyle” övünen iktidara tepki gösterdi. Her gün kadın cinayeti haberleri aldıklarını ifade eden Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği “Devletin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilirken sığındığı ‘Bizim 6284 sayılı Kanun’umuz var’ sözünün bir karşılığı yok. 6284’teki koruma kararlarının etkin uygulanmadığını görüyoruz. Öldürülen kadınların ceplerinden, çantalarından koruma kararları çıkıyor; ama devlet kadınları korumuyor, korumak istemiyor. Polisinden savcısına hakimine kadar kadınların şiddet anında başvuracağı mekanizmaların hiç biri kadını yaşatmanın değil elinde bulunan dosyayı kapatmanın derdine düşüyor” dedi.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti davalarındaki cezasızlığa da dikkat çekilen açıklamada, “Kadınlar öldükten sonra katiller bir yana öldürülen kadınlar yargılanıyor. Burada kamu görevlilerin sorumluluğu devreye giriyor. İşini yapmayan, sorumluluklarını yerine getirmeyen savcı, polis, hakimin sorumluluğu gündeme gelmeli. Devlet kadını yaşatmak zorunda; yaşatamıyorsa sorumlu, yaşatamıyorsa hesap verecek, hesap soracağız” denildi.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
‘Devlet bizi ölünce mi fark edecek?’
Mamak’ta yaşayan Tülay Erden boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından katledildi. Tülay’ın ailesiy...
İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...
Boşanmanın tüm yükü kadının sırtına: 'Kadınlar şid...
Boşanma sürecinde olduğu eşi çocukları için 300 lira nafaka dışında hiçbir masrafına destek olmuyor,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.