
Bursa'da ilaç fabrikası işçisi Burcu Gülaçtı Ökdemir: Sorun makinede ama bedel kadına kesiliyor. Bu baskı, ses çıkarmayı daha da zorlaştırıyor. Ama biz yine de bir yol arıyoruz. Çünkü başka türlü olmayacak.İşte tam da bu yüzden 1 Mayıs bizim için sadece bir “izin günü” değil. Bu düzenin sorgulandığı tek gün. Ama bu durum çalıştırıldığımız, susturulduğumuz, bölündüğümüz her günü kapsamalı.
Özel kreşte çalışan bir eğitim emekçisi: Güvencesiz çalışma koşulları bizim sırtımıza bin bir türlü angarya yük bindiriyor, birden fazla kişinin yapacağı işi bir kişi yapıyor. Bu şartlarda çocuklara iyi eğitim verebilmek mümkün değil. Bunun karşısında kreşlerde çalışan öğretmenler olarak, hak ettiğimiz emeğin ve değerin verilmesi, daha insani çalışma koşullarının sağlanması için sesimizi duyurmak zorundayız. Önümüz 1 Mayıs, taleplerimizi birlikte duyurabilmek, birlikten gelen gücümüzü gösterebilmek için en önemli gün.
Bursa'da gıda işçisi Eylem Sancak: Bu ülkede bir kadının çocuğuna kahvaltı götürmek için kendi yemeğini poşete koyması kader değil. Geçinememek, borçla yaşamak, geleceğinden kaygı duymak kader değil. Bu düzen, emeğimizi sömürdüğü gibi umutlarımızı da törpülüyor. Belki bu 1 Mayıs’ta fabrikalar çalışmaya devam edecek. Ama sesimizi büyütmekten vazgeçmeyeceğiz. Çünkü susarak değil, konuşarak değişecek her şey.
Eski İş-Gıda Pizzahut çalışanı Fadime Gut: Yıllık izin kullanmadan, sosyal hayatımdan vazgeçerek özverili bir şekilde çalıştım. Fakat şirket bir anda konkordato ilan edip maaş ve tazminatlarımızı ödenmeden bizi işten attı. Hâlâ bir ödeme almış değiliz. Benim gibi 7 bin çalışan, emekçi kardeşlerim de mağdur edildi...1 Mayıs’ı sadece bir kutlama değil, bir hatırlatma olarak görüyorum. “Ben buradayım” deme günü. “Ben hem işçiyim, hem anneyim ve görülmek istiyorum” deme günü.
Antep'te özel eğitim okulunda çalışan bir eğitim emekçisi: Kasiyerlik yaptığım günleri hatırlıyorum. Çok yaktığı için patron klimayı kapatmış, -8 derecede çalmıştım. Titreyen ellerle kat kat giyinerek işimi sürdürmeye çalıştım. Şimdi de sınıfta bilgiyi, umudu, geleceği inşa etmek için çabalarken değersizleştiriliyorum, değersizleştiriliyoruz. Bunu kabul etmemek bizim ellerimizde. Önümüz 1 Mayıs, bizi yok sayan sisteme karşı sesimizi yükselteceğimiz gün geliyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül tarafından oluşturuldu
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.