Ekmek ve Gül Dergisi Temmuz 2018 sayısı
Seçimdi, geçimdi, rejim değişikliğiydi derken henüz geldiğini bile anlamadığımız yazın, sadece güneşiyle değil, umudu büyüten birlikteliklere vesile olan buluşmalarla da içinizi ısıtmasını umuyoruz...
Soruyoruz size; bugün “bekasını koruyoruz” dedikleri devlet, bizim çocuklarımızın canını hiçe sayıyorsa, korunan kimin bekasıdır? İhya edilen kimin çıkarıdır? Cevaplarımız dergimizde...
Gerçekten araya koyduğumuz “onlar ve biz” ayrımı şu parti ya da bu partiyle, şu inanç ya da bu inançla, şu kıyafet ya da bu kıyafetle mi belirleniyor?
Kaybolan çocukların fotoğraflarını paylaşıp özür dilemek, sadece sosyal medyadan üzüntü bildirmek, kötülük kendine bulaşmadıkça ses çıkarmamak... Bunlar korur mu çocukları?
Mahmure bir gün okula gelmedi. Bir hafta sonra, okul yolunda karşılaştım Mahmure’yle. Yanında kocaman bıyığı, kırlaşmış saçı, ütüsüz gri takımıyla adeta duman yığınını andıran bir adam oturmaktaydı.
Seçimden önce “Bu sefer AKP’ye oy yok” diyen kadınlar, seçimden sonra tartışmaya girmek istemiyor. Sonra da ‘Bak yemin ver başkasına anlatmayacağına’ diyip anlatıyorlar nedenlerini...
Ortaya çıkan tek gerçek ise örgütlenmeli, umudu ve mücadelemizi sürdürmeliyiz. Yeter ki bizler 24 Haziran seçimi öncesinde yakaladığımız heyecanı, dayanışmayı ve inancı yitirmeyelim.
Ankaralı kadınlardan bir seçim sohbeti: Bu sistem iş birlikçi bir sistem ve asla halka yönelik bir sistem değil. Ayrıştırılmaya, sömürülmeye dur demek için birlik olmak zorundayız.
Kimse bizi düşünmüyor, bir siyasetçi bile gece vardiyası kalksın demedi; taleplerimize kulak tıkadı. Ayın sonunu zor getirirken son model spor arabasıyla Meclise giren milletvekili var...’
Londra’da, göçmen/siyah kadınlar arasında mücadele yürüten, uzun yıllar ‘şiddet gören kadın sendromu’nun mücadelesini veren Southall Black Sisters’tan Meena Patel’le yaptıkları çalışmaları konuştuk.
İktidar aynı anda hem üretimi (sömürüyü) güvence altına almak üzere emekçiler, hem de yeniden üretimi/üremeyi güvence altına almak üzere kadınlar üzerinde uygulanmaktadır.
Yıllık izin hakkında her şey bir arada... Yıllık ücretli izin nedir, nasıl kullanılır, işveren izin konusunda sorun çıkarıyorsa nasıl bir yol izlemeli? İşte tüm sorularınızın cevabı...
Güvenlik soruşturması gerekçesiyle işlerinden atılan ve 94. günde direnişlerine son veren Ege Üniversitesi işçilerinden bir kadın sesleniyor bize: ‘Bizi eve kapatmak istemelerine YETER diyelim.
Biz de her gün amirlere sebillerin ne zaman değişeceğini sorduk. Yaklaşık 20 gün devam etti bu durum. Bir sabah işe gittiğimizde sebilleri kaldırmışlardı. Biz birlikte hareket ederek bunu başardık.
Küçücük bir işçi iken kendine yol arayan Adelheid Popp’un mücadele bayrağı şimdi Flormar’ın direnişçi kadınlarında. Flormar işçileri sıkılı yumruklarını göstererek haykırıyorlar patrona: Bıçak kemikte
‘Bize düşen toplumda oluşan refleksi olumlu yönde yönlendirerek bir toplumsal muhalefet oluşturup, barış, huzur ve demokrasi ortamının inşası için mücadele etmektir.’
Kibrit fabrikasında çalışan İris’in değişimini, hayal kırıklıklarını, ailesine ve hayatında var olan her şeye, her alana yabancılaşmasını gördüğümüz bir film Kibritçi Kız.
15 yaşındaki kızımı karşıma alarak ‘Biz herkesin eşit, özgür olduğu, barış ve demokrasi içinde yaşadığı bir ülke istiyoruz. Yanlış bir şey yapmadık o nedenle işlerimize geri döneceğiz’ dedim.
KHK ile ihraç edilen kadınlardan biri Müslüme. ‘Ne iş yapayım’ derken kendini köfteci olarak bulmuş. Titizlikle yaptığı öğretmenliğin yanına koyduğu köfteciliği de titizlikle yapıyor.
İsviçreli kadınların eşitlik mücadelesinin geçmişine, bugününe ve geleceğine bakalım bu yazıda...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.