Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesine karşı Batıkent Kardelen Mahallesi'nde imza kampanyası yürüten kadınlar bir araya geldikleri kadınlarla yaptıkları tartışmaları yazdı.

İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı olan arabuluculuk sistemi şiddete aile mahremiyeti kalkanı getirecek. Bu sistemle kadınlar şiddet dolu bir yaşama mahkum kalırken, devlet sorumluluğu üzerinden atacak.

Ya kabul edip yaşamayı sadece nefes alıp vermeye indirgeyerek ölmek, ya da reddedip hiçbir haktan faydalanamadan ayakta kalma mücadelesi vermeye çalışırken ölmek. Biz, yaşamak istiyoruz.

Babası tarafından öldürülen Yiğitcan T.’nin annesi çocuğunun göz göre göre öldüğünü, polisin ve savcılığın buna izin verdiğini söyledi. Konu savcı ve polis olunca muhabir ‘devlet savunuculuğu’ yaptı.

Adalet Bakanlığının açıklamasıyla tekrar gündeme gelen ‘boşanmalarda arabulucuk’ düzenlemesinin kadınlar için nasıl sonuçlar doğuracağını Av. Selin Nakıpoğlu anlattı.

“Peki, hem kendimize hem de yanı başımızda duran bir kız kardeşimize şu cümleyi kursak: Bizim güvende hissedebilme hakkımız var! Hem de var olduğumuz her yerde!”

Teslim olmuş değiliz. Bunca kazanımımızdan vazgeçmek istemiyoruz çünkü. Kafamızı çevirip yok saymanın, sorunu ortadan kaldırmadığı gibi bizi yalnızlaştırmaktan başka bir sonucu olmadığını yaşıyoruz.

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinde aşure günü gerçekleştiren kadınlar müftülük yasasını ve arabuluculuğu tartıştı.

“İsteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyenler “İsteseniz de istemeseniz de bu evlilik devam edecek” noktasına hızla vardı. Daha neler olacağını tahmin etmek de ne yazık ki zor değil!

Eğitim Sen üyesi kadınlar kahvaltı etkinliğinde buluştular. Kadınlar hem birlikte keyifli zaman geçirdi hem de son dönem kadınların haklarına yönelik saldırılara karşı neler yapacaklarını konuştu.

Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesinin ardından AKP’nin yeni hamlesi “boşanmaların artık mahkemeye gitmeden aile arabuluculuğu” ile gerçekleşmesi oldu.