Tutacağımız elleri arttırmak için Kadın Çalışmaları Topluluğuna
‘En azından kendi okulumuzda fiziksel şiddete karşı güvenli bir alan oluşturmak, yalnız olmadığımızı hissettirmek gerekiyor. Yaşadıklarımızın ortaklaştığını herkese göstermemiz gerekiyor.’

Tüm kulüpler gibi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak biz de döneme büyük hedeflerle ve heyecanla başladık. Standımıza gelip sohbet eden ve topluluk hakkında bilgi alan birçok kişi sorunların çözümü için üniversiteye girer girmez böyle bir yer aradığını ve bizimle karşılaştıkları çok mutlu olduğunu söyledi. Okulda bir Kadın Çalışmaları Topluluğu olduğundan haberi olmamasına rağmen stanttan sonra üye olanlar da fazlaydı.

SESİ ÇIKMAYANIN SESİ OLMAK

Oldukça yoğun geçen stant haftasının ardından tanışma toplantımızı gerçekleştirdik. Farklı bölümlerden, görüşlerden ve yaş gruplarından arkadaşlarımıza topluluğa neden katıldıklarını ve beklentilerini sorduk. Çoğu, yaşadığımız ayrımcılığa dur demek istediği için topluluğa katıldığını söyledi. Arkadaşlarımızdan biri “Artık görmezden gelemeyeceğim bir noktada bu topluluğa katıldım. En azından kendi okulumuzda fiziksel şiddete karşı güvenli bir alan oluşturmak, yalnız olmadığımızı hissettirmek gerekiyor. Yaşadıklarımızın ortaklaştığını herkese göstermemiz gerekiyor” dedi.

Tacizin ve şiddetin sanki çok normalmiş gibi görüldüğü bir dönemde arkadaşlarımız ancak bir araya gelerek bunu çözebileceğimizi söyledi. Hepsi tek başına değişimin ne kadar zor olduğunun farkında. Arkadaşlarımızdan biri "Sesi kısık çıkanların yanında olup sesleri olabilmek için bu topluluğa katıldım" diyerek durumu özetliyor. Üyelerin çoğu hem kendisini hem de çevresini bilinçlendirmek istiyor. Bir arkadaşımız ailesiyle bu konularda çok çatıştığını ve argümanlarını geliştirmek için topluluğa katıldığını söylüyor.

Kadınlar, topluluğu bir güven alanı görüyorlar. Bir arkadaşımız, “Türkiye’de çok zor yaşıyoruz. Birbirimize destek olmalıyız, güvende hissetmek için. Topluluğa da bu yüzden katıldım” diye konuştu. Dertlerinin ortaklaştığı kadınlarla birlikte olmanın önemini bir arkadaşımız “Tutabileceğimiz, tutunabileceğimiz elleri artırmamız gerekiyor. Bu yüzden buradayım” diyerek ifade etti.

KAHVE BİLE LÜKS

Arkadaşlarımıza nerede yaşadıkları, ne ile geçindiklerini ve geçinip geçinemediklerini sorduk. Bütün arkadaşlarımız aile evi veya yurtta kalıyor. Aile evinde kalanların bazıları yaşadığı baskıdan, yurtta kalanlar ise kötü yurt koşullarından şikayetçi. Ancak hiçbir arkadaşımızın eve çıkabilecek maddi durumu yok.

Geçim kaynaklarının aileleri ya da aldıkları burslar olduğunu söyleyen arkadaşlarımız, bunlarla ancak temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğini söylüyor. Tiyatroya veya konsere gitmek istediğimizde mutlaka bir şeyden kısmamız gerekiyor. Hatta kültürel ihtiyaçları bir kenara bırakırsak, dışarıda kahve içmek bile bir lüks.

TEK ÇARE, BİRLİKTELİK

Yediğimiz yemeğin hesabını yaptığımız ve yurttaki arkadaşlarımızın yaşadığı koşulları gördüğümüz bir dünyada, bir araya gelmekten başka çaremiz yok. Sahip olduğumuz onca dert, kampüste bu sorunların etrafında bir araya gelmemizi sağlıyor. Mücadele ederek kazanılan birçok hak, bugün mücadele etmemiz için umut kaynağı oluyor. Bu yüzden üniversitedeki tüm arkadaşlarımızı Kadın Çalışmaları Topluluğumuza çağırıyoruz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Güvenli kampüsü birlikte inşa edeceğiz!

‘Ölen bir kız kardeşimiz için bir araya geldiğimizde karşımızda duran polisin tacize uğradığımızda k...

Bir asansör nasıl bir cinayet aleti haline dönüştü...

Bir asansörün üniversite öğrencilerinin canının sınandığı bir cinayet aletine nasıl dönüştüğünü öğre...

Üniversite öğrencileri: Gençler geleceksizlik yüzü...

Türk Tabipleri Birliği Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Eli...