Anneannem zamanla sayısı bire düşen ineklerini pek sever, onlara “Hatın anam” diye seslenirdi. Ne günden güne küçülen vücudu ne de kemik erimesiyle üst üste binen ayak parmakları, gün ağarırken ve hava kararmadan olmak üzere günde iki kez ineklerini sağmasına engel olmazdı. Bazı günler idrarını tutamadığından tuvalete yetişemezdi ama ineklerine her gün yetişirdi. Bir zaman sonra baktık ki artık ineklerine bile yetişemiyor.
Anneannem bol oksijenli havada yaşamasına rağmen vücudu yavaş yavaş iflas etti ve bunun birden fazla sebebi vardı. Bunlardan en önemlisi kendi çocuklarının aksine sık ve çok doğum yapmasıydı. 6’sı yaşayan 9 gebelik geçirmiş ve her doğumdan ortalama 1-1 buçuk yıl sonra yeniden gebe kalmıştı. Oysa bir annenin fizyolojik ve psikolojik olarak bir doğumdan diğerine hazırlanması üç yılı bulur. Eğer bu zaman dilimi iki yıldan daha kısa bir süreye düşerse “anne tükenmesi” dediğimiz fizyolojik ve psikolojik sağlığın bozulması ortaya çıkar. Çok ve sık yapılan doğumlar sonucunda anne preeklemsi*, kanama, anemi, enfeksiyon ve zor ve uzun doğum eylemi gibi sorunlarla karşılaşır. Üstelik doğumlar arasındaki süre azalıp çocuk sayısı arttıkça annenin yaşayacağı sorunlar saydıklarımızla sınırlı kalmaz ve spontan düşük, prematür doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu gibi sorunlar baş gösterir. Tüm bunlarla bağlantılı olarak ise anne ve bebek ölümleriyle daha sık karşılaşılır.
ANNE ÖLÜMLERİ
Gebelik sürecinde, doğumda ya da doğumu izleyen 42 gün içinde obstetrik** nedenlere bağlı olarak karşılaştığımız ölümlere anne ölümü denir. Dünyada her gün 800’den fazla kadının doğum veya doğum sonrası karşılaştığı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü bilinirken Türkiye’de bu rakam Sağlık Bakanlığının 2019 yılı verilerine göre 100 bin canlı doğumda 13,1 olarak bildirilmiştir. Bu oran kırsalda yaşayan ve yoksul kadınlar arasında daha yüksektir. Özellikle genç anneler olarak tanımlayacağımız 20 yaşından önce gebe kalan kadınlar sağlık hizmetlerine yeterince ulaşamadığında diğer kadınlara oranlara daha yüksek komplikasyon ve ölüm riskine sahiptir.
KÖTÜ BESLENME VE AŞIRI DOĞURGANLIK
Her gebelik yeni bir canlının dünyaya gelişidir. Anne her ay biraz daha büyüyen karnıyla beraber etrafta sevgi yumağı gibi gezerken gebelikle beraber vücudundaki besin depolarının da tükendiğini bilmelidir. Yetersiz ve dengesiz beslenen bir annenin hem kendisinin hem de bebeğinin sağlığı doğrudan etkilenir. Özellikle demir eksikliği anemisi sadece gebeler için değil Türkiye’deki kadınların neredeyse yarısı için hayatları boyunca mücadele etmeleri gereken bir sorunken bu tabloya kötü beslenme ve aşırı doğurganlık eklendiğinde anne ve bebek sağlığı ciddi anlamda tehlikeye girer.
AİLE PLANLAMASI
Sık aralıklarla ve çok sayıda yapılan doğumlar kadın sağlığını böyle birebir etkilerken “O da o kadar doğurmasaymış!” diyerek işin içinden çıkamıyoruz. Anne ve bebek ölüm oranları ülkelerin gelişmişlik düzeyini ölçebilmemiz açısından en değerli veriler. Bu verilerin ardında ise sorgulamamız gereken çokça konu var. Bunlardan en önemlisi kadınların sağlık hizmetlerine ne kadar ulaşabildiği. Bu hizmetin ilk basamağında ise aile planlaması yer alıyor. Aile planlaması denildiği zaman çoğumuzun aklına gebeliğin önlenmesi geliyor olabilir ancak aile planlaması gebeliğin önlenmesinin yanında, infertiliteye*** çözüm arayan, gebelik zamanını düzenleyen, eşlerin çocuk sahibi olmalarını etkileyen fiziki, sosyal, psikolojik, ekonomik durumları değerlendiren daha geniş kapsamlı bir kavram.
Aile planlaması istenmeyen gebeliklerin önüne geçerken istenenlerin de sağlıklı şekilde sonlandırılmasını sağlıyor. Kadınların istedikleri sayıda çocuk yapabilmelerinin yanında gebelikler arasındaki yeterli zamanı belirliyor ve annenin doğum için en uygun yaşta olmasını sağlıyor. Ayrıca sağlıklı cinsel yaşamın sürdürülebilmesi de aile planlamasının başka bir görevi. Aile planlaması sayesinde fetüs, bebek ve çocuklarda hastalık ve ölüm hızları düşerken, çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden daha iyi gelişmeleri sağlanıyor. Hedefli bir aile planlamasının yararlarından en önemlisi de annenin fizik ve ruh sağlığının korunması.
BİR DE SUÇLAMADAN SORALIM
Peki nitelikli bir sağlık hizmetinin en değerli basamağı olan aile planlamasına kadınlar ne kadar ulaşabiliyor? Aile planlamasında en büyük sorumluluk 1. basamak sağlık hizmeti olarak tanımladığımız aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerine düşüyor. Ancak özellikle kırsal alanlarda ASM’lerin durumu oldukça kötü. ASM binasının olduğu bazı köylerde ASM’ler haftada bir gün hekimin uğradığı ve o gün de çevredeki kadınların ilaç yazdırmak için sıraya girdiği yerler olarak kalıyor. Bazı köylerde ise durum daha vahim… ASM binası olmasına rağmen sağlık personeli çalıştırılmıyor ve kapıya kilit vuruluyor. Köylülere ise “Falanca gün falanca No’lu ASM sizin köye hizmet verecek oraya gidin” deniliyor. Sorununa hastanelerin kadın hastalıkları ve doğum polikliniklerinde çözüm arayan kadınların ise “aradıkları randevuya şu anda ulaşamıyorlar”. Bu sebeple çok sayıda ve sık aralıklarla doğum yaptığı için sağlığı elinden uçmuş kadınlara “O kadar doğurmasaymış!” demektense “Nitelikli sağlık hizmetine ve aile planlaması uygulamasına ne kadar ulaşabilmiş?” diye sormayı deneyelim.
*Preeklemsi: Halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinen, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra başlayan yüksek kan basıncıyla ve idrarda yüksek oranda protein bulunmasıyla karakterize hastalık
**Obstetrik: Doğum ve doğum sonrası dönemde tüm kadın üreme yollarıyla ve doğan çocukların bakımı ile ilgilenen tıbbi uzmanlık alanı
***İnfertilite: 1 yıl boyunca korunmasız cinsel ilişki yaşanmasına rağmen gebeliğin meydana gelmediği durum
Kaynaklar: Prof. Dr. Lale Taşkın, Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği, Ankara, 2012.
Soysal G., Özcan C., Akın A. Dünyada ve Türkiye’de Kadın, Anne ve Çocuk Sağlığının Güncel Durumu. Sağlık ve Toplum,2022;32 (1) 3-13
Fotoğraf: Unsplash
İlgili haberler
'9-14 yaşındaki çocuklara HPV aşısı rahim ağzı kan...
HPV aşısı neden önemli? Rahim ağzı kanseri nasıl bir hastalık? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı D...
Her 5 kadından birinin sorunu: Miyomlar
Rahim ve çevresinde gelişen iyi huylu olan bu kitlelerin oluşum mekanizması net ortaya koyulamamış o...
Doğum kontrol haplarına gelen zamlar cinsel sağlık...
Doğum kontrol hapları son zamla 200 liraya dayandı. Milyonlarca kadının gebelikten korunmak, sağlık...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.