Nafaka nedir, ne değildir?
Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olarak? Gelin kafamızdaki sorulara yanıt arayalım...

Boşanma ile birlikte taraflardan yoksulluğa düşecek olanın, geçimi için diğerinden katkı almasını sağlayan nafaka düzenlemesi uzun zamandır tartışmalara konu oluyor. Kadınların ömür boyu eski eşlerinin maddi desteğini aldığı iddiası ile yalan yanlış istisnai örneklerle başlatılan tartışmalar, bugün nafaka hakkında yeni bir düzenleme yapılmasına kadar getirildi. Adalet Bakanlığı, nafaka hesaplamasına 5 kriter getirecek bir çalışma yürüttüğünü ilan etti. Henüz hazırlık aşamasında olan çalışmada, nafakanın “ömür boyu” değil, 5 aşamaya göre belirlenmesi öngörülüyor. Buna göre nafaka, “evli kalma süresi”, “çocuk olup olmaması”, “boşanan kadının yaşı”, “gelir durumu” ve “kusur durumu” dikkate alınarak hesaplanacakmış.

Muhtemel ki AKP Hükümeti yapacağı bu “reform” ile nafaka sorununu çözecek! Peki, nafaka nedir, gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır ya da kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olarak? Gelin kafamızdaki sorulara yanıt arayalım.

NAFAKA GERÇEKTEN SÜRESİZ Mİ?
Öncelikle Medeni Kanunun yoksulluk nafakasını düzenleyen 175. ve 176. maddelerini birlikte okuyalım:
“Madde 175 - Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
TAZMİNAT VE NAFAKANIN ÖDENME BİÇİMİ
Madde 176 - Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”
Gördüğünüz üzere mevcut halde de nafaka düzenlemesi, sonsuza kadar eski eşin kadına bakması olarak kurgulanmış değil. Nafakanın yargı kararına dahi gerek kalmaksızın kesilebileceği haller olduğu gibi, bazı durumlarda hakim kararı kaldırılabiliyor ya da miktarı değiştirilebiliyor. Nafakanın “süresiz” olduğu aslında medya ve yetkililer tarafından pompalanan bir yalan!

NAFAKA ÖDENMEZSE YAPTIRIMI VAR MI?
Bu konu da İcra İflas Kanununun 344. maddesinde düzenlenmiş. Buna göre: “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”
Ancak bu maddeden ceza alındığında borçlunun birikmiş nafaka borcunun yalnızca küçük bir kısmını ödemesi ile serbest kalabilmesi mümkün. Yani bu cezai yaptırım dahi nafakanın düzenli ödenmesini sağlamak bakımından yetersiz bir düzenleme.
KADINLARA GERÇEKTEN YETERLİ MİKTARDA NAFAKA VERİLİYOR MU?
Uygulamaya baktığımızda Türkiye’de çok da kadın lehine işleyebilen bir sistem olduğunu söyleyemeyiz. Boşanma sırasında nafaka erkek bakımından bir pazarlık maddesi olarak algılanıp kadın en azına ikna edilmeye çalışılıyor. En önemlisi mahkeme kararı ile bağlanan nafaka düzenli ödenip kadının boşanmadan sonraki hayatını kurmasında ona imkan sağlamıyor. Çünkü nafaka yükümlüsü erkekler genellikle kayıt dışı çalışma yolunu tutarak maaşlarından düzenli kesinti yapılmasının önüne geçebiliyor. Yaptırımlar da yetersiz kalınca, kadın kazandığı nafakayı dahi çoğu zaman alamıyor.
Üstelik bağlanan nafakalar da öyle kimsenin geçimini sağlamasına imkan verecek cinsten değil. Çoğunlukla kadının bir mesleği ya da meslek edinme imkanı var ise kendisine yoksulluk nafakası bağlanması mümkün olmuyor. Bağlanan nafaka sadece evlilik birliğinin resmiyette devam ettiği yargılama sürecine özgü ‘tedbir nafakası’ biçiminde oluyor. Böylesi durumlarda nafaka ancak kadında kalacak çocuklar bakımından ‘iştirak nafakası’ olarak bağlanabiliyor ki, erkeğin kadının velayetine verdiği çocuğunun bakımına bir nebze olsun maddi destek olmasına kimse itiraz etmez.


KADINLAR NİYE BOŞANINCA YOKSULLAŞIYOR, ASIL BUNU DERT ET!
Yeni tasarıda nafakanın evli kalma süresi, çocuk olup olmaması, boşanan kadının yaşı, gelir durumu ve kusur durumu dikkate alınarak hesaplanacağı söyleniyor. Oysa şu an yürürlükte olan düzenlemede bu koşullar zaten mevcut. Hakimler zaten karar verirken bu tip kriterleri göz önüne alıyor. Yargıtay kararları da yoksulluk nafakasının, boşanma ile yoksulluğa düşen tarafa kusuru oranında ve karşı tarafın mali gücü oranında verilmesi gerektiğini söylüyor.
Anladığımız kadarı ile burada asıl değiştirilmek istenen yoksulluk nafakasının “süresiz” olabilmesi durumu. Bunu tartışırken de “1 ay evli kaldı, ömür boyu nafaka alacak” gibi çok absürt örnekler verilerek haklılıklarını ispatlamaya çalışıyorlar. Çoğunlukta olan ise bunun tam tersi. Yıllarca evli kaldığı ve eşinden dayanılmaz ölçüde şiddet gördüğü halde korkuları nedeni ile bir türlü boşanamayan, boşanmaya cesaret ettiğinde ise kendi geçimini sağlamak için hiçbir imkanı olmayan kadınlar... Esasen devlet, boşandıktan sonra tamamen yoksulluğa düşen ve deyim yerindeyse yiyecek ekmeğe muhtaç hale gelen kadınlara sunulacak katkıları, sağlanacak iş imkanlarını veya maddi yardımları konuşmalı mesela.
Nafaka alma hakkının zorlaştırılması bir yandan da AKP’nin kadına yönelik şiddetle mücadele ettiği yönündeki söylemlerine de tezat oluşturuyor. Zira nafaka almanın daha zor koşullara bağlanması aynı zamanda çoğu durumda kadının şiddet gördüğü evliliği sürdürmeye zorlanması anlamına gelecek.
NAFAKA TARTIŞMALARI İLHAMI NEREDEN ALIYOR?
Önümüze reform diye, mağduriyetlerin giderilmesi diye süslene süslene sunulan pek çok yasa değişikliği önerisi gibi nafakaya ilişkin öneriler de ilkin, iki yıl önce TBMM bünyesinde kurulan, Boşanmaların Önlenmesi Komisyonunun raporunda yer almıştı.
Komisyonun hazırladığı 476 sayfalık raporda, cinsel saldırı ve cinsel istismar sanıklarına hadım uygulaması, boşanma davalarında arabuluculuk, 6284 sayılı Kanunda verilecek tedbirlerin delil veya belgeye dayandırılması zorunluluğu, boşanma ile birlikte hükmedilen yoksulluk nafakasının süreye bağlanması, tecavüz mağdurunun sanıkla evlendirilmesi ve beş yıl sorunsuz evlilik halinde cezasızlık gibi öneriler vardı. İşte bu birbirinden “yaratıcı” öneriler tek tek karşımıza çıkarılıyor; kadınların, kadın örgütlerinin tüm taleplerine kulak tıkanıyor.
Biz kadınlara düşen ise her alanda karşılaştığımız, haklarımızı tırpanlamaya çalışan, kazanımlarımızı bir bir elimizden almak isteyen bu düzenlemelere karşı mücadeleyi sürdürmek ve kadın dayanışmasını büyütmek.
İlgili haberler
Boşanma halinde AGİ uygulanırken nafakaya bakılır

Boşanma halinde, asgari geçim indirimi hesaplanırken çocuğun bakımını kimin üstlendiğine ve çocuğa n...

Nafaka hakkına sınırlama: Neden, Nasıl?

Hükümet ‘Ömür Boyu Nafaka Zulmüne Son’ kampanyacılarıyla ortaklaşa yeni bir düzenleme hazırlığında....

GÜNÜN BİLGİSİ: Nafaka hakkımız tehlikede!

Kadınların boşanma ile kazandığı ‘nafaka hakkı’nda yeni düzenleme yapılması planlanıyor. Adalet Baka...