Hayatı adeta bitmeyen bir vardiya!
Devlet kreşi olmadığı için bir çocuğunu sıbyan mektebine göndermek zorunda kalan Narin, diğer çocuğunu da saatlerce evde yalnız bırakmaya mecbur kalıyor.

Narin 33 yaşında üniversite mezunu bir kadın işçi. 8 yıldır evli, iki kızı var. Biri 4, biri 6 yaşında. İki aydır bir fabrikada çalışıyor. Daha önce de evin ihtiyaçlarına yetebilmek için geceleri günlük işlere gidiyormuş. Narin ile bir vardiya çıkışı evinde buluşuyoruz. Çok yorgun ve uykusuz görünüyor. Yine de görüşmeyi reddetmiyor. “Başka zaman buluşalım” dediğimde, “Çok uzun zaman oldu bir arkadaşla kahve eşliğinde sohbet etmeyeli. Bari azıcık sosyalleşeyim” diye yanıt veriyor.

Akşamları tekstile günlük işlere giderken yaşadıklarını anlatıyor bizlere Narin: “Gündüz çocuklara bakıyordum. Gece de işe gidiyordum. Başka çarem yoktu. Geçinemiyorduk. Eşim evin ihtiyaçlarına yetişemediği için avans hesaptan çekip iş yerine sürekli borçlanıyordu. 40 bin lira borç yapmıştı. Ben de çalışmaya başladım. Gece yevmiyeli işlere gitmeye başladım. Gece çalışmayı tercih etmek zorunda kaldım. Çünkü çocuklarıma bakacak kimsem yoktu. Şimdi iki aydır vardiyalı bir işte çalışmaya başladım. Vardiyamdan dolayı çocuklarımı evde yalnız bırakıp işe gitmek zorunda kalıyorum. Bu benim için çok ağır. Ama mecburum.”

‘SIBYAN MEKTEBİNE MECBUR BIRAKIYORLAR’

Belediyenin gündüz bakım evlerinin yetersiz olduğunu söyleyen Narin, oturduğu Mehmet Akif Mahallesi’nde gündüz bakım evine kura ile sadece yüz çocuğun kaydolabildiğini söylüyor: “Binlerce kişinin yaşadığı mahallede yüz kişilik gündüz bakım evi ne işe yarar? Bizlere diyorlar ki ‘Çocukları sıbyan mekteplerine, tarikatçılara vermeyin’ ama benim çalışmam lazım, mecburum. Küçük kızım Süleymancıların sıbyan mektebine gidiyor. Yeterli kreşler olsa ben neden Süleymancıların mektebine göndereyim?”

Narin bu derdin dermanı olduğunu da anlatıyor: “Bütün devlet okullarında 3-5 yaşlarındaki çocuklar için yuva yapılsın, ilk ve ortaokula giden çocuklar için ücretsiz etüt saatleri koysunlar. Bu sorunumuzu çözer. Biz çalışan anneleri çok rahatlatır.”

‘SÜREKLİ TEDİRGİNİM’

Son zamanlarda İBB’nin yaptığı gündüz bakım evleri devletin gündemleri arasında dolaşadursun, mahallelerde çocuklarını bırakacak yer bulamayan kadınların da bu mesele gündeminde.

“Belediyelerinin bakım evleri elbette hiç yoktan iyidir” diyen Narin, “Devlet neden bize ve çocuklarımıza hakkımız olanı vermek yerine elimizde olanı da almaya çalışıyor? Belediyelerin açtığı gündüz bakım evlerini de çok görüp kapatmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Narinle sohbetimiz vardiyalı çalışma ve çalışma koşulları üzerine ilerliyor: “Gece vardiyasında çocuğumu okula bırakıp alabiliyorum. Akşam eşim evde. Sabah vardiyasında 5.40’ta evden çıkıyorum. Esenyurt’taki iş yerime gidiyorum. 6.30'da işbaşı yapıyorum. Saat 14.30'da çıkıyorum. 15.00’da mahallede oluyorum. Çocuğumu okula bırakamıyorum ama alabiliyorum. 6 yaşındaki çocuğum eşim ve ben işe gittiğimiz için öğlen saat 12.30'a kadar evde yalnız kalıyor.

Sürekli kafamda ‘Acaba gidip mutfaktan bıçak alıp kendine zarar verir mi?’, ‘Yalnız başına kaldığı için korkar mı?’, kapıyı üzerine kilitlediğimiz için ‘Başına bir şey gelirse evden çıkabilir mi?’ soruları dönüyor. İzmir'de yanarak ölen 5 kardeş aklıma geldikçe kafayı yiyorum. Sürekli tedirginim ama çalışmazsam da olmuyor. Ara vardiyada çalışırken öğlen işe gittiğimde kızımı okula bırakıyorum. Ama alamıyorum, sınıf annesi bana yardımcı oluyor. 4 yaşındaki kızım sabah 8'den akşam 18.30'a kadar sıbyan mektebinde kalıyor. 

Çok zorlanıyorum evin işleri, çocukların bakımı, iş yükü... En fazla 5 saat uyuyabiliyorum. Bazen bardağı masadan alıp mutfağa götürecek takati bulamıyorum. Çalışsan olmuyor, çalışmasan da olmuyor. Çalışmazsan borç birikiyor. Bir tercih yapmak zorunda kalıyorsun.”

BORÇLAR ÖDENDİKÇE KAVGA DURDU

Aile içindeki huzursuzluğun çoğunlukla ekonomik sorunlar yüzünden olduğunu söyleyen Narin,

“İki aydır daha düzenli çalışıyorum. İyi kötü borçları ödemeye başladık, kavgalar da durdu. Aile içinde kavgalar ekonomi yüzünden çıkıyor. Yoksulluk sınırı 75 bin liraya dayandı. Biz iki kişi çalışıyoruz ama o da yetmiyor. Asgari ücret en az 45 bin lira olmalı. İki kişi çalışırsak insan gibi yaşarız. Ben üniversite mezunuyum ama kendi işimde değil, fiziksel zorlukları olan başka bir işte çalışıyorum. Yaşımız ilerleyince tutunmak, iş kaybetmemek için her işi yapıyoruz” diyor.

Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
‘Kapıda bekleyen yüzlerce işsiz var’ tehdidi

'35-40 kişinin yemeğini yapmak, bulaşıklarını toplamak, mutfağın hijyeni için yıkamak ve temizleyip...

Direnişteki TKIS Blinds işçisi kadınlar: ‘Biz üret...

Tuzla Serbest Bölgesi’nde, TEKSİF Sendikasında örgütlenmek isteyen ve sendikal mücadele sürecinde iş...

Bu yılın kışlığı kız kardeşlik olsun

Kız kardeşlik yalnızca duygusal bir anlam içermiyor. Sermayenin kadınlara dayattığı koşullarda kendi...