‘Kapıda bekleyen yüzlerce işsiz var’ tehdidi
'35-40 kişinin yemeğini yapmak, bulaşıklarını toplamak, mutfağın hijyeni için yıkamak ve temizleyip kurulamaktan canım çıkıyor. Artık ağrıdan geceleri uykuda sayıklıyorum.'

Yaşadıklarımı tanıdık bir DES işçisi aracılığı ile Ekmek ve Gül’e anlatmak istiyorum. İsmimi ve şirketimin adını yazamıyorum. Nedenleri belli. 7 yıldır paslanmaz çelik metal aksanlarını yapan Türk-Amerikan ortaklığı olan bir şirketin temizlik, yemek ve çay işlerini yapıyorum. 30 işçinin çalıştığı bir firmanın tuvalet temizliğinden patron ve müdürünün özel araçlarının yıkanmasına kadar temizlik işlerini ben yapıyorum. Muhasebede çalışan kadın arkadaşla birlikte iki kadın çalışıyoruz.

Yıllardır teknik eleman ve mühendislerle birlikte iki vardiya sistemi ile çalışıyoruz. Gece vardiyasına kalan yaklaşık 17 kişinin yemeğini de ben hazırlıyorum. Muhasebede çalışan kadın arkadaşımla dayanışma içindeyiz. 7 yılda pek çok kez sözlü, mesajlı tacizlerin hedefi olduk. Bu durumu yönetime ilettiğimizde bize “Ya bu deveyi güdeceksiniz ya da bu diyardan gideceksiniz” denildi ve bu koşullara boyun eğmemiz istendi.

ZAM TALEBİNE ‘SEN BİR İŞSİZ KAL DA…’ YANITI

Her yıl ücretimin artırılması için görüşmeye gittim. Her seferinde kapı gösterildi bana. “Kapıda bekleyen yüzlerce işsiz var” denildi. Aldığım ücret 22 bin lira. Kiramız ise 23 bin lira. Büyük oğlum çalışmasa ve eşim arada iş almasa aç kalacağız. İki çocuğum var. İBB'nin beslenme kampanyası olmasa küçük çocuğumun beslenme çantasına sadece kuru ekmek koymak zorunda kalırız. En azından 35-40 bin lira bir ücret alayım diye yaptığım bir görüşmede, bana söylenmedik söz laf kalmadı. “Sen bir işsiz kal, aklın başına gelsin” dediler.

35-40 kişinin yemeğini yapmak, bulaşıklarını toplamak, mutfağın hijyeni için yıkamak ve temizleyip kurulamaktan canım çıkıyor. Artık ağrıdan geceleri uykuda sayıklıyorum. Panik atak, depresif durumlar yaşamaya başladım. İş yerinden içeri girerken, karanlıkta eve giderken her an güvenliğim için kaygılanıyorum.

İŞÇİ, İŞÇİYE SAHİP ÇIKMALI

Kadın işçiysen ve bir sendikan yoksa, işçiler arasında bir dayanışma yoksa vay haline. O işsizlik tehdidi bir sopaya dönüşüyor. İşçinin işçiye sahip çıkma duygusunu geliştirmemiz lazım. Ben bunun için mücadele ediyorum. Asgari ücret tartışmaları başlamışken bir araya gelip asgari ücretin yüzde yüz artması için mücadele etmemiz gerekiyor.

İşten atmaların yaşandığı yerlerde kadın işçiler daha ağırlıklı işten çıkartılıyor. Çocuklarımızın geçimi için duyduğumuz kaygı, bize karşı hep bir koz olarak kullanılıyor ve “Ses çıkartırsan işten atılırsın” deniliyor. Buna karşı örgütlü bir hareket başlatmalıyız. Sömürüyle, tacizle ve mobbinglerle ancak böyle boşa çıkarabiliriz.

Fotoğraf: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Gerçek bir şeyler

Nihayet mezun olup giderken onlar da helvayı değil, derslerimde yapıp ürettikleri en güzel şeyi, çok...

Ekmek ve Gül dergisi Aralık 2024 sayısı

Emeğimizi sömüren, bizi askıda hayata mahkum eden patronlara, patronların kârı için haklarımıza göz...

Var mısın masalın sonunu birlikte yazmaya?

Kış çetin, rüzgar sert. Ancak yan kapımızdaki karınca güven kapımız. Bunu hepimiz biliyoruz. Haydi o...