Polonya: Bakım merkezi işçileri kendi sendikalarını kurdular
Polonya'da bakım merkezi işçileri ağır çalışma koşullarına, patronların baskılarına karşı kendi sendikalarını kurdular, örgütlenme çalışmalarını sürdürüyorlar. Małgorzata Maciejewska anlatıyor...

Kapitalist sömürünün iyice görünür olduğu pandemide bazı patronlar tarafından işyerlerine kilitlenip çalıştırılan yüzde 90’ı kadın olan Polonya’daki özel bakım merkezi işçileri, geçen sene ulusal çapta sendikalaşma kampanyası başlattı. İşyerlerinde sendikalarını kurmaya, örgütlülükleri sayesinde kötü çalışma koşullarını değiştirmeye, örgütlü oldukları işyerlerinde ücret zammı ve fazla mesai zammı kazanmaya başladı. Ağustos ayında kurdukları sendika, şu an 4 bölgede 8 işyerinde örgütlü ve 300 üyesi var. Hedefleri ise ulusal çapta yaklaşık 25 bin özel bakım merkezi işçisini örgütleyip tüm sektörün ücret ve koşullarını iyileştirebilmek.

Bakım merkezi işçilerinin OPZZ Konfederacja Pracy sendikasında örgütlenmesine gönüllü olarak katılan ve aslında Merkez Avrupa Örgütlenme Merkezi (COZZ)’nde çalışan ileri örgütçülerden biri Małgorzata Maciejewska, işçilerin bu deneyimlerini yaptığımız online görüşmede Ekmek ve Gül’e aktardı.

Sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Małgorzata Maciejewska, Merkez Avrupa Örgütlenme Merkezi (COZZ)’de ileri örgütçülerden biriyim. OPZZ Konfederacja Pracy sendikasının çalışanı değilim, bu sendikanın ülke çapındaki özel bakım merkezlerindeki işçilerle yaptığı örgütlenmeyi gönüllü olarak yürüttüm.

‘ÜCRETLER ASGARİ ÜCRETTEN BİLE DÜŞÜK’

Özel bakım merkezlerinde çalışan işçilerin yaşadıkları ve onları örgütlenmeye iten sorunlar ve talepleri nelerdi?
Personel yetersizliği, düşük ücretler, güvencesizlik, toplu iş sözleşmesinin değil bireysel sözleşmelerin yapılması. Ücretlerin en iyisi asgari ücret seviyesinde ya da biraz üstünde ama genellikle asgari ücretten bile düşük. Örneğin, bakım merkezindeki hemşireler normal hastanelerde çalışan hemşirelerin neredeyse yarısı kadar kazanıyorlar. Hastabakıcı ve temizlik işçileri de çok daha düşük kazanıyor. Bu işçilerin yüzde 90’ı kadın ve otoriteler tarafından da resmen unutulmuşlar. Ücretlerin en azından ülkenin ortalama seviyesine yükseltilmesi ve daha fazla personelin alınması talepler arasında.

HASTALIK İZNİ YÜZDE YÜZ ÜCRETLİ OLMALI

Son dönemde de özellikle Kovid-19’un ortaya çıkardığı sorunlar işçilerin örgütlenmesinde büyük rol oynadı: bütçe ayrılmış olsa da bazı işçilerin bonus alıp bazılarının almaması, kişisel korunma ekipmanlarının eksikliği ve yokluğu, sağlık ve iş güvenliği sorunları, Kovid-19’a yakalananların normal hastalık izninde olduğu gibi sadece yüzde 80 ücret yatırılması…

İşçilerin taleplerinden biri de hastalık izinlerinin yüzde yüz ücretli olması. Ayrıca bakım merkezlerindeki yatak kapasitesinin artmasını istiyorlar.

ÇALIŞMA KAMPLARINDA KARANTİNA

En kötüsü de bir işyerlerinde virüs çıktığı için işçileri çalıştırarak “karantinaya” almaları yani zorla çalışmaya mecbur kılmaları oldu. Devletin son dönemde çıkardığı, “Eğer işçinin rızası varsa işyerinde kapanıp çalışmaya devam edebilir” yasasını patron zorla dayattı.

KARANTİNADA İŞÇİLER GÜNDE 20 SAAT ZORLA ÇALIŞTIRILDI

90 kişinin çalıştığı bu işyerinde 19 işçi, işten çıkarma tehdidiyle zorla 14 gün kalıp çalışmaya zorladı. Bu işçileri, Kovid-19’la ilgili sağlık ve güvenlik departmanına rapor ettiği için işçiler çıkıp evlerine gidemediler. Çünkü oldukları yerde kalma zorunluluğu var. Polonya’da karantina kurallarına uymayanlara işten atılma zorunluluğu var. Fakat denetmenlerin kontrol edip “evlerine gidebilir” onayını vermesine rağmen, üstelik de Noel zamanından hemen önce, ailelerini bile görmeden günde 20 saate varana kadar çalıştırıldı işçiler. İşten çıkarılma korkusuyla işçiler mecbur kaldılar ama örgütlenmeleri sonucunda 10 gün sonunda bu uygulamaya son verdirdiler.

BAKIM İŞÇİLERİNİN SESİ

İşçiler sendikalarını geçtiğimiz ağustos ayında, pandeminin tam ortasında kurdular. Örgütlenme detaylarını, işçilerin attığı adımları ve şu anki son durumu aktarabilir misin?
Pandemiden önce de bakım merkezi işçilerinin koşullarının kötü olduğunu biliyorduk ve onların sendikalarını kurabilmelerine yardım etmeyi hedefliyorduk. Pandemi sürecinde daha da kötüleşen sorunlara dair, 2020 mayıs ayında ulusal çapta bir imza kampanyası (https://glospracownikowopieki.pl/)  başlattık. Bu kampanyamız hala sürüyor. Ülkede tam kapanma olduğu için dijital olarak yürüttüğümüz bu kampanya için “Bakım işçilerinin Sesi” (Głos Pracowników Opieki) isimli bir Facebook sayfası üzerinden duyurular yapıyoruz ve işçilere ulaşıyoruz. Şu ana kadar ulaştığımız işçilerden toplamda 1100 imza aldık ve 550 telefon numarası aldık. Bizim iletişime geçtiğimiz ya da bizimle iletişime geçen her bir işçiyle telefon görüşmeleri yaptık. İşyerlerinde sendikalarını kurmayı isteyip istemediklerini sorduk, bunu nasıl yapacaklarını konuştuk.

Belirlediğimiz işçi liderleriyle haftalık veya iki haftalık online görüşmeler yapıyoruz. Bu ulusal çapta bir örgütlenme kampanyası olduğu için bu görüşmeleri tüm ülkedeki belirlediğimiz liderlerle gerçekleştiriyoruz. Onlara sendikal örgütlenme eğitimleri veriyoruz. İşçi arkadaşlarıyla nasıl konuşacaklarını, nasıl sendikal çalışmanın bir parçası yapacaklarını öğrenip uyguluyorlar. Kendi örgütlenmelerini yapabilmek için çok hızlı öğreniyor işçiler, bu çok önemli.


HEDEF TÜM ÖZEL BAKIM SEKTÖRÜNDEKİ İŞÇİLERİ ÖRGÜTLEMEK

Mayıs sonunda tam kapanma biraz esneyince bunu fırsat bilip yüz yüze alanda da buluştuk işçilerle ve toplu üyelikler yapmaya başladık. Şimdi online ve olabildiği zamanlar yüz yüze görüşmelerimiz ve çalışmalarımız sürüyor. İşçiler sendikasını 18 Ağustos 2020’de, ülkenin 3 farklı bölgesinde 4 işyerinde örgütlenerek resmen kurdular. Ekim ayında örgütlü işyeri sayısı 6’ya çıktı ve bu hafta içinde de 2 ayrı işyerine sokuyoruz sendikayı. Şu an 300 üye var ve hedef tahmini olarak 25 bin işçinin çalıştığı tüm özel bakım sektörünü örgütlemek. Bu Polonya için çok önemli bir deneyim çünkü daha önce bakım merkezi işçilerinin hiç sendikası olmamış. Ve biz bunu ulusal çapta yapıyoruz.

YAN YANA GELDİKÇE KAZANIYORLAR

Örgütlenme sürecinde işçilerin yaptığı toplu eylemler, etkinlikler nelerdi?
Örneğin bir işyerinde 1 saatlik grev oldu. Aslında, yasal olarak greve çıkmak mümkün değildi ama “basın konferansı” adıyla 45-50 işçi kadın işi bırakıp bakım merkezinin dışına çıktı ve çalışma koşullarını basına anlattı. Bu da çok etkili oldu yaptıkları örgütlenmeye ve aralarında bakıcı ve temizlik çalışanlarının da olduğu işçiler net olarak 400 PLN fazla kazandılar. Bu 16 yıldır hiç görülmemiş bir ücret artışı.

KÜRTAJ EYLEMLERİNDE BAKIM MERKEZİ İŞÇİLERİ DE VARDI

Başka bir örnek ise, geçtiğimiz aylarda kürtaj yasasıyla ilgili kadınların yaptığı protestolarda bakım merkezi işçilerinin liderlerinin katkısı oldu. Hükümet bir yandan kürtajı yasaklarken diğer yandan yaşlı, engellilerin kaldığı bakım merkezlerinde yeterli kapasiteyi sağlamıyor, işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek için çaba sarf etmiyor. Çünkü kürtajı yasaklayarak, ağır genetik bozukluğu olan engelli bebeklerin doğumuna zorluyorlar kadınları. Bu da o doğanların sonra bu bakım merkezlerine konması anlamına geliyor.

Diğer bir toplu eylem de şu: Zorla kapatılıp çalıştırılan işyerinde, işçilerin örgütlülüğüyle 10 gün sonra bu uygulama bitirildi. Kapatıldıkları işyerinde uyuyacak uygun yerleri bile yoktu. Duş alacak, çamaşırlarını yıkayacak fırsatları yoktu. Ailelerinden koparılmışlardı.

İşçiler içerden örgütlendiler, hiçbir belgeyi “rızam var” diye imzalamadılar. Biz de dışarda, medyada büyük ses çıkardık. Yerel hükümetle pazarlığa giriştik ve patronu bu uygulamayı bitirmesi için zorladık. 10 günün sonunda karantinanın geri kalanını evlerinde geçirmeleri hakkını kazandı işçiler. Tam da Noel öncesi önemli bir kazanım oldu. Çalıştırıldıkları fazla mesai için oldukça yüksek ödeme yapıldı. Ayrıca, normal ücretlerinin yüzde 150’si kadarını ve bonus kazandılar. Buna ek olarak, hastalık izninin artık yüzde 100 ödenmesi hakkını kazandılar çünkü bu hastalığı işyerinde kapmışlardı.

Bahsettiğiniz işyerlerinde ücret artışı, bonuslar, fazla mesai ücretleri, kölece kapatılmayı engelleme gibi kazanımlar çok önemli. Ancak bu ulusal çapta kampanya olduğu için, ne gibi planlar var sırada?
Bu bir ulusal kampanya olduğu için şimdiye kadarki kazanımlar tüm sektörü kapsamıyor maalesef. Asıl amacımız o elbette. Şu an sendikalı işyerlerinin bulunduğu farklı bölgelerdeki yerel otoriteleri de işçilerin yanına alıp ücretlerin yükseltilmesi için çalışmalar sürüyor. Bazı otoriteler bu konuda istekliler artık bu önemli bir başarı bizim için. Şimdi bir işyerinde kazanılan 400 PLN yüzde 20’lik bir artış demek. Ulusal çaptaki hedef de en az yüzde 5-20 arası bir artış. Bunun için hep birlikte güç biriktiriyoruz.
KOŞULLARIMIZIN İYİLEŞMESİ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELEYE

Ekmek ve Gül okuyucularına 1 Mayıs mesajınız nedir?
Biz, tam kapanma hala sürdüğü için bu sene alana çıkamıyoruz. Ama 29 Nisan’da işçilerle birlikte sektörde yaptığımız örgütlenme çalışmasının vizyonunu belirleyeceğimiz bir toplantı olacak. Önümüzdeki 2 yıllık süreçte hedefimiz nedir, henüz ulaşamadığımız işçilere nasıl ulaşıp örgütleyeceğiz, sendikayı daha nasıl geliştireceğiz, neyi değiştireceğiz gibi şeyleri tartışacağız.

1 Mayıs Mesajım: İşçi sınıfı kadınları olarak, çok fazla işle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Görünmeyen ücretsiz bakım emeğimiz çok fazla. Hiçbir destek yok. Bu emeğimizin tanınması ve karşılığının verilmesi ve ev işlerinin paylaşılması için örgütlenmemiz gerekiyor. İşlerimizde ise ücretlerimiz ve koşullarımızın iyileştirilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz.

'Sınırların ötesinde kadın işçiler nasıl örgütleniyor?' dosyasının tamamına ulaşmak için TIKLAYIN

Fotoğraflar: Bakım işçilerinin Sesi facebook sayfası

İlgili haberler
SINIRLARIN ÖTESİ: Polonya, İngiltere ve Güney Afri...

Sınırların ötesinde en temel haklara yönelik saldırılar sürüyor. Polonya’da kürtaj, İngiletere’de so...

İrlanda: Market işçileri mücadeleyle ‘garantilenmi...

Bir market işçisi ve Mandate Sendikası işyeri temsilcisi McLoughlin çalışma yasasında değişikliğe se...