Erkek işçilerin yaşadıklarını, bilinçlenme deneyimlerini, sosyal yaşantılarını kısacası hayatlarını anlatan onlarca kitap ve film bulabiliriz. Kadın işçi yoğunluğunun yakın zamana kadar az olduğunu da varsayarsak bu durum tesadüf değil. Ancak kadın işçilerin birçoğunun “hayat hikayesinin” ilerleyişi bambaşka bir anlatıyı da ortaya çıkarıyor. Balkonda kahve eşliğinde yapılan sohbetlerde bile yaşanan değişimin, direncin, kararlılığın kaynağını öğrenebiliyorsunuz. Nuran ile sohbetimiz bir balkon masasında derinleşiyor. Derinleşiyor diyorum çünkü bu Nuran ile ilk sohbetimiz değil.
Tanışıklığımız aynı fabrikada çalışmamızdan kaynaklanıyor. Nuran, iş yerinde her işin elinden gelmesiyle nam salmış işçilerden biriydi. Ağır işlerin altından kalkmasından, iki üç makineyi aynı anda idare edebilmesinden kaynaklı, arkadaşlar arasında hep “Erkek gibi çalışıyor” diye övülürdü. Aynı fabrikada selamlaşmanın ötesine gitmemiş olan tanışıklığımız ikimizin de işten atılmasıyla pekişti. Beni gündüz, onu gece vardiyasında işten çıkarttılar. O günü anlatırken hâlâ “Gecenin bir vakti, kapı önüne koydular” diye bahseder.
Nuran işten çıkartıldığı ilk andan itibaren uğradığı haksızlığa karşı mücadele etmeyi seçen işçilerden bir tanesi. Öyle ki kendisiyle beraber işten atılanları, fabrika kapısının önüne basını çağırmaya ikna etmeye çalışmış. Sonrasında da yakın çevresiyle Evrensel Gazetesi’ne ulaşmış. Biz de bu vesileyle kaynaşıyoruz aslında. Ne yapabileceğimiz üzerine bir araya geldiğimiz toplantılarla birlikte arkadaşlığımız da ilerliyor. Bir gün kızı ve anne, babasıyla yaşadığı eve konuk oluyorum. Akşam uyumadan “Balkonda bir kahve içelim” diyoruz. Nuran’ın hayatını ilk defa orada dinliyorum. Sonra da beraber bu hikayeyi dergiye de yazmaya karar veriyoruz.
‘KENDİME GÜVENİMİ YERLE BİR ETMİŞTİ’
Nuran çok erken yaşta evlenmiş. Eski eşinden bahsederken “Sorumluluk sahibi değildi” diyor. Sadece bu da değil. Evliliğinde aldatma, şiddet eksik olmamış. “Eve de çok uğramazdı zaten” diye anlatıyor Nuran. Ama bu durumdan mutsuz değil. Evlilik süreci için de şunları söylüyor: “O zamanlar adımı söyleyemez hale gelmiştim. Kekeleyerek konuşuyordum. Kendime güvenimi yerle bir etmişti.” Bu süreçte muhtaç olmamak için evde dantel örüp satıyormuş. İşe başlaması kocasının “Borçlarımız var çalışman lazım” demesiyle başlamış. Bunu anlatırken gülerek şunu da diyor: “Bana hayattaki tek katkısı bu oldu.’’
‘KAĞITLARIN ÜZERİNDE UYURDUM’
Önce, mahalledeki bir markette kasiyer olarak çalışmaya başlıyor Nuran: “Sabah 8, akşam 7 çalışıyordum. Kasiyer olarak diyorum ama sırtımda un çuvalı da taşıyordum. Palet de taşıyordum. Temizlik de yapıyordum.” Sonrasında müdür yardımcısı olarak devam etmiş markette ancak çalıştığı yerin ekonomik durumu da kötüleşmeye başlamış. Bu yüzden de 8 ay boyunca, pazar günleri dahil olmak üzere izinsiz çalışmaya devam etmiş. Bu süreç Nuran’ın küçük kızının ilkokula başladığı dönemmiş. “Okuldan sonra markete gelirdi. Marketin arka odasında ders çalışırdık. Kağıtların üstünde uyuyup dinlendiğimi hatırlarım” diyor Nuran. Nuran’ın çalışmasını gören yerel marketlerden de teklif yağıyormuş ona bu sırada. Ama emek verdiği ve düzelir diye umut ettiği için çıkmamış işinden. Sonrasında da yöneticilerinin, istifasını kabul etmediğini söylüyor.
‘KANIMA DOKUNDU’
Boşandıktan sonra girdiği iş yeri ise bir dağıtım firması olmuş. “Buraya girdiğim gün ile çıktığım gün arasındaki değişimimle iş arkadaşlarım dalga geçerdi hep” diyor Nuran. “Girerken adını söyleyemiyordun. Şimdi bak nasıl oldun? Boyun falan mı uzadı senin?” gibi sorular soruluyormuş ona. Kendine güveni gelmiş Nuran’ın anlayacağınız. Bu iş yerinde sendikalaşma faaliyetinde bulunmuş Nuran. WhatsApp grubu etrafında örgütlenmişler. İyi de bir sayıya ulaşmışlar ama ülke geneli sendika barajından dolayı sendikalaşamamışlar. Nuran buradan sonrasında ise atıldığı iş yerinde işe girmiş. “Ben hayatımda hiçbir işten atılmadım. Hayatımda hiç işime de laf etmediler. Performans düşüklüğü gerekçesiyle beni işten atmaları o kadar kanıma dokundu ki. Bunun psikolojisini aşamadım uzunca bir süre” diye anlatıyor orayı da.
BU KADAR DENEYİM NURAN’A NE ÖĞRETTİ?
Kimi zaman sohbetlerimizde “Tekrar evlensem mi” diye sorar bana Nuran. “Aile evinde zor oluyor. Tek maaşla kızımla eve de çıkamam” der. Hayatın B planı evlenmek. Ama Nuran’ın A planı çalışıp yeterince para biriktirmek. Öyle ki 12 saat mesaisinin ardından pazar günleri düğünlerde palyaçoluk yapıyor, kurban bayramlarında kurban kesme işine gidiyor, garsonluk yapıyor. Ekmeğini taştan çıkarmak derler ya tam olarak bunu yapıyor Nuran.
Kahvenin sonuna doğru soruyorum:
“Bu kadar deneyim sana ne öğretti?”
“Kimseye güvenmemeyi.”
“Eee, her girdiğin iş yerinde bir mücadelenin de parçasısın. Nasıl oluyor?”
“Beni her müdürüm, her patronum sırtımdan vurdu. Arkadaşlarımdan da aldatanlar oldu. Kendim için kimseye güvenmem ama herkesin amacı aynıysa o zaman güvenirim.”
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
BORKAD’dan Temel Conta işçilerine ziyaret | 'Grevi...
Bornova Kadın Dayanışma Derneği ve Ekmek ve Gül’den kadınlar kararlılıkla grevlerini sürdüren Temel...
Kadın işçilerin grevi Berec’ten öğrenmek
Bugün sendikal hak ve özgürlükler için direnişlere yönelik sendikalar parçalı bir duruş sergiliyor....
Kaynak Tekniği'nde işçiler grevde!
Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Kaynak Tekniği’nde yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.