Yasal olarak kazanılmış grevli toplu sözleşme hakkı için çetin mücadeleler veren işçi sınıfı, bugün bu hakkı kullanmak için giriştiği mücadelelerle boy gösteriyor. Çoğunluğu yabancı sermayeye ait fabrikalarda tıkanan toplu iş sözleşmeleri sonrası çıkılan grevler “milli güvenliği tehdit” gerekçesiyle bir bir yasaklanırken metal işçileri yasakları tanımayarak fiili grevlerle bu hakkına sahip çıkıyor. Sadece metal işçileri değil; petro-kimya, gıda, tekstil işçilerinin direniş, eylem ve grevlerine tanıklık ediyoruz. Önümüzdeki yıl da toplu iş sözleşmeleri sırasında daha nicelerine tanıklık edeceğiz.
İnsanca yaşama yetecek ücretler, sendikal hak ve özgürlükler için çıkılan bu direniş, eylem ve grevlerin karşısında sermaye, işveren sendikaları ve devlet bütün zor gücü ile birleşik ve örgütlü bir duruş sergilerken işçi sınıfı ve sendikalar parçalı bir duruş sergilemeye devam ediyor. Bu nedenle 1963’te Kavel işçilerinin fiili greviyle yasal olarak kazanılan grevli toplu iş sözleşmesi hakkının ilk sınandığı grev olarak tarihe geçen Berec grevini hatırlamakta fayda var.
KAZANIMI İLK SINAYIŞ
Her türlü ağır işte çalıştırıldıkları halde erkek işçilerin sıcak suda kadınların soğuk suda yıkandığı, yıkanırken arapsabununun yanına talaş eklemeden vücutlarındaki kömür tozunu çkaramadıkları bir fabrikada, gebe olduğunda düşük yapsın diye ağır işe koşulan, ciğerleri kömür tozu dolu, asgarin de asgarisi ücretler yüzünden yemeleri gerektiği kadarı değil, paraları yettiği kadarıyla karınlarını doyuran, ısıtma derdi olmadığı için en çok bahar ve yazları seven kadın işçilerin grevi Berec.
Berec Pil Fabrikası, 1954 yılında tıpkı bugün gibi yabancı yatırımcılara büyük imtiyazlar sağlanan bir dönemde göçmenler ve yoksul gurbetçilerin yaşadığı Taşlıtarla’da (Gaziosmanpaşa) kurulmuş bir pil fabrikasıydı. Fabrikanın kuruluş yeri ucuz emek arzının bolluğu nedeniyle özel olarak seçilmişti. O zaman ucuz emek gücünün olduğu semte gidiyordu sermaye, bugün ülkeler ucuz emek cenneti haline getirildi. Berec fabrikasında 1100 işçi çalışıyordu. Bu 1100 işçinin 790’ı ise kadındı. İşçilerin hemen hepsi Taşlıtarla’nın gecekondularında kirada oturuyor, her biri 6-7 kişilik nüfusu geçindirmeye çalışıyordu.
O dönem gündelik asgari ücret yaşa göre 920 kuruşla, 10 lira 40 kuruş arasında değişiyordu. Berec’te ise 11 lira ve yukarısında gündelik alanlar toplam işçi sayısının yüzde 25’ini geçmiyordu. Üstelik fabrikada 13 ile 17 arasında değişen yaşlarda çocuk işçiler de çalışıyordu, bunların çoğu kız çocuklarıydı.
Ücretlerini ve çalışma şartlarını iyileştirmek için sendikaya üye olan çoğunluğu kadın Berec işçilerinin, ilk sendikal girişimleri Türkiye Maden İş Sendikasıyla olur. Ama patron baskısı, çalışma ilişkileri düzeninin olmayışı sendikalaşma hamlesini nihayete erdiremediler.
O yıllar işçi sınıfının önemli tarihi grev ve direnişlerinin gerçekleştiği yıllardı. 1963 yılında Kavel Kablo Fabrikası işçileri yaptıkları fiili grev ile grev hakkının yasallaşmasına öncülük etti. Kavel işçilerinin grevi sonrası Türkiye tarihinin ilk grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı 274 ve 275 sayılı Kanun’la tanındı. 1964’te Berec işçilerinin grevi ise yasal olarak kazanılan grevli toplu sözleşme hakkının ilk sınandığı grev oldu.
Berec grevi Türkiye tarihi açsından kadın işçilerin katıldığı ilk grev değildi ama grev gözcülüğü yaptığı ilk büyük grevdi. 41 gün süren grev boyunca kadın işçiler, gece nöbete kalamadığı için gündüz kaldı, grevin her anında ileriden görev aldı.
Petrol-İş İstanbul Şube Başkanı Harun Kayhan, Genel Başkan ve gözcü kadın işçilerle | Fotoğraf: Petrol-İş Berec Grevi kitabı, Özkal Yici
GREVDE SINIF DAYANIŞMASI
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerini uzattıkça uzatan, işçiler arasında birlik ve dayanışmayı parçalama yoluna giden patrona karşı yalnızca Berec işçileri değil, bütün bir işçi sınıfı çetin bir mücadele verdi. Grevin hazırlık aşamasından grev gözcülerinin seçimine, grev fonu oluşturmadan, grev önlüklerine kadar her şey önceden hazırlandı. Patronun işçiler arasında birliği bozma hamlelerine karşı özel grev oylaması bile yapıldı. Oylamaya katılan 823 işçiden yalnızca 10’u fire verdi. Bütün yıldırma politikalarına karşı taleplerinde ısrarlı olan Berec işçileri 7 Aralık’ta greve çıktı.
Grev komitesi kuruldu, Petrol-İş Sendikası merkeziyle grev komitesinin iletişimini sağlamak için fabrika önüne kurulan grev çadırına sendikanın iki hattan oluşan telefonundan biri bağlandı.
Grev çadırı terziye diktirilmiş küçük bir çadırdı. Grev ziyaretleri sırasında yeterli gelmedi, bunun üzerine Kavel işçileri, dayanışma amacıyla kendi grev çadırlarını Berec işçilerine hediye etti.
Kavel işçilerinin fiili grev çadırını Berec işçilerine vermesi yalnızca basit bir dayanışma ifadesi değildi, aynı zamanda ayrı ayrı fabrikalarda farklı sendikalarda örgütlü olsalar dahi grevli toplu sözleşme hakkı için işçi sınıfı mücadelesinin birliği, bütünlüğü ve sürekliliğinin simgesel bir ifadesiydi. Sadece Berec işçilerinin örgütlendiği Petrol-İş Sendikası değil, diğer sendikaların o zamana kadarki en büyük desteğini kazanan grevdi Berec grevi. İşçilere gıda yardımından, ekonomik desteğe kadar her şey yapıldı. Yüksek öğrenim öğrencileri ilk defa bir grevi bütün gücü, bütün imkânlarıyla destekledi. İşçilerle dayanışmak için etkinlikler yaptı, grev alanında folklor gösterileri düzenledi. Uluslararası bir dayanışma örgütlendi.
SOPALARLA İŞÇİ TOPLANDI
Berec grevi; fabrika yönetiminin jandarma desteğiyle grev süresince işçilere yönelik saldırılarına rağmen 41 gün boyunca devam etti. Patron, işsizliğin yoğun olduğu dönemde sopa zoruyla işçi topladı, otobüslerin önüne set olan işçilerin üzerine araçlar sürüldü, kadın işçiler taciz edilip yerlerde sürüklendi. Silah çekilen işçiler, jandarma tarafından dağıtılmaya çalışıldı ve tutuklandı. Hukuk hep patron lehine işledi. Tüm bu saldırılar karşısında geri adım atmadı Berec işçileri, grevi kazanana kadar mücadelelerini sürdürdüler.
Berec grevi bir kadın işçi grevi olarak tarihe geçse de toplu iş sözleşmesinde kadınların özgün talepleri tam olarak yer almadı. Bu, üzerinde daha fazla düşünmemiz ve tartışmamız gereken bir konu. Berec grevi, bu yönüyle de önemli dersler barındırıyor. Türkiye’de 1960’lı yıllara kadar kadın işçilerin en yüksek katılımı sağladığı bu grev, işçilerin direnci ve ısrarlı mücadelesi sayesinde kazanımla sonuçlandı.
İLKLERİN GREVİ
Grev süresince pek çok ilk yaşandı. İlk defa tiyatroya gitti işçiler. Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destan’ı işçiler için sahnelendi. Gülriz Sururi gecekondulu Zilha rolünü, canlı kanlı karşısında duran Taşlıtarlalı Zilhalar için oynadı. Bu grevde yılbaşı kutlandı, düğün dernek kurulup nikahlar kıyıldı. Kadın işçiler röportajlarında Keşanlı Ali Destanı’na atıf yaparak birlik olmanın öneminden söz etti. Yılbaşı kutlandı, düğün dernek kurulup nikâhlar kıyıldı, grev devam ederken doğan çocuklara “Grev” adı verildi. Artık Köroğlu’nun ilk ismi Grev’di.
Keşanlı Ali Destanı'nı izleyen grevci işçiler | Fotoğraf: Petrol-İş Berec Grevi kitabı, Özkal Yici
Türkiye’de 1960’lı yıllara kadar kadın işçilerin en yüksek katılım sağladığı bu grev, bu direnç sayesinde kazanımla sonuçlandı. Bütün bunlar kadın işçi Sevinç Gürsuna’nın gazetelere verdiği röportaj üzerine felsefe öğretmeni şair Mehmet Karabulut’un yazdığı şiirde geçen “Grevci Sevinç Gülsuna’nın dedikleri” şiirinde yerini buluyor.
Grevci Sevinç Gülsuna’nın dedikleri
Çıkmışım da gelmişim Çarşamba’dan Berec’e
En güzel türkülerde şimdi var şimdi yok
Bir uç kemancıyım, ulusalım, sesim ince
Orada doymadım da geldim, burada doymadım da grevdeyim
Nöbetteyim hem de bilinçliyim hem de
Uzun uzun yıkılmalara dayandım
Oyun yaşımdayım, okul yaşımdayım, yalansızım.
(…)
Beni kimseler tutamaz daha, kimseler bile
Çalıştığım kadar yaşarsam eşitim, özgürüm
Dünden bugüne en titiz büyüttüğüm
Saçımdan çok, boyumdan çok budur işte.
(…)
Berec işçisi kadınların yaşadıklarını anlatan işçi sınıfı tarihinde kadınlar podcastini dinlemek için TIKLAYIN
Türkiye işçi sınıfının tarihinde dönüm noktası denilebilecek işçi direnişlerinde ve grevlerde kadınların oynadığı kritik rolleri hatırladığımız "İşçi Sınıfı Tarihinde Kadın İşçiler" dosyamızdaki yazı ve podcastlerin tamamına ulaşmak için TIKLAYIN
Kaynak: Petrol-İş Sendikası uzmanı Özkal Yici’nin “Kırkbir Uzun Gün Berec Grevi” isimli kitabı
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.