Bir öğretmen anlatıyor sınıfındaki çocukların açlığını; her akşam makarnaya talim eden, çocuğun beslenmesine bir meyve koyamayan kadınların acısını…

Çevremde eşleri tutuklanmış ya da işten atılmış onlarca kadın var. Elbette eşleri için de durum zor ama hayatın en ağır yükü yine kadınların omzuna biniyor.

Boğaziçi Üniversitesinde kadınlar, 25 Kasım öncesinde yaşamı savunmak için "şiddete karşı kadın zincirinde" buluştu.

Aldığı ölüm tehdidi sonrası Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Nayazik üzgün; ülkede her gün türlü şiddet biçimleriyle yüz yüze kalan kadınlar için ise endişeli...

20 Temmuz 2016’da büyük oğlumun öldüğünü öğrendim. O gün hayatım “bitti” demiştim. “Ben bir hiçim, artık yaşayamam”, demiştim. Ama hayat devam ediyor ki ben bu yazıyı yazıyorum.

Akcanlar direnişinde işçi eşlerinin desteği kritik bir noktadaydı. Şükran da bu direnişi güçlendiren kadınlardan biri…

Keyfimden mi buradayım ben? Suriye’de yaşam çok zorlaşmış. Nasıl gideyim? Hiçbirimiz memnun değiliz buradan. Pazara gidiyoruz seksen laf yiyoruz. Çocuklarımız eziyet görüyor. Dayanamıyoruz.

‘Dirmit’in üzerine atılan onca ‘terbiye’ ağına rağmen, onu bu ağlara sıkıştırmayan bir şey var: Dirmitçe, insanca yaşamak arzusu.’

Göz altındaki koyu görünüm yaş aldıkça artar, bu çok doğal bir durum. Ancak genç yaşlarda da koyu renkler çok belirginleşmişse, nedenlerini daha iyi irdelemek gerekebilir.

‘Başta, depremzede olduğumuz için herkes bize kapılarını çok rahat açarken artık durum değişmişti. Hem dilimiz farklıydı, hem kimliğimiz.’

“Ben ne yapabilirim ki?” diyecek zamanda değiliz, evimiz yanıyor. Ya yangını seyredenlerden olacaksın, ya da söndürmek için elinde avucunda ne varsa seferber edenlerden. Başka seçenek yok.

Esenyalı’da genç kadınlar anlatıyor: Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde tanıştığımız liseli genç kadınlar en çok tacizden rahatsız.

Ekmekten bile alınan vergilerin çocukların beslenmesi için harcanmaması kadınların kabul ettiği bir şey değil: ‘Bir Öğün Ücretsiz, Sağlıklı Yemek’ kampanyasına tüm çocuklar için sarılmalıyız.

Gözleri pırıl pırıl Derya. Yoksul ailesini mutlu etmenin tek yolunun üniversiteyi okuması olduğunu söylüyor, bu umuda tutunarak hayata sarılıyor.

Kızı istismara uğradığında gördükleri muamele kendini çok çaresiz hissettirmiş Gamze’ye. Gamze’nin çaresizlik hissini değiştirense kadın dayanışması olmuş...

Meslek lisesinde öğrenim gören bir arkadaşımız, 10.sınıfta alkollü mekanlarda staj görürken öğrencilerin uğradıkları türlü tacizleri, eğitimde bariz eşitsizliği anlatıyor…

Okuyacağınız yazı bir nafaka hikayesi, evet. Ancak anlatılanlar sadece boşanmış bir kadının değil ebeveynlerinin ayrılmasıyla babanın kendilerinden de ayrıldığı kız çocuklarının hikayesi.

'Başkalarının yüklediği rollerin ötesine geçip kendi hikayemi yazmaya devam etmeyi diliyorum. Bütün kadınları toplumsal rollerin ötesine geçip kendi hikayelerini yazmaya davet ediyorum.'

2024 Ocak ayında uğradığı şiddet sonucu derneğe başvuran 28 kadından 17’si, Şubat ayında ise 14 kadından 10’ u boşanmak istiyor.

'Bana ‘Sen küçüksün, ne anlarsın’ diyorlar. Ama benim gururuma en çok dokunan şey hem düşük ücret almam hem de sabah onlar kahvaltı yapıp kahve içerken benim temizlik yapıyor olmam.'

Editörden