Budapeşte Meclisi kadına yönelik şiddeti önleyecek İstanbul Sözleşmesi'ni imzalamayı reddediyor. Macaristan parlamentosu, İstanbul Sözleşmesi'nin, “yıkıcı cinsiyet ideolojilerini” ve “yasa dışı göçü” desteklediğini beyan ederek, kadına yönelik şiddetle mücadele antlaşmasını onaylamayı reddetti. Avrupa Konseyi'nin öncülük ettiği İstanbul Sözleşmesi, evlilik içi tecavüzden, kadın sünnetine kadar birçok konuda kadına yönelik şiddeti önlemek ve bunlarla mücadele etmek için dünyada bağlayıcılığı olan ilk sözleşme.
2011 yılında onaylanmak için sunulan sözleşme, 2014 yılında Macaristan da dahil olmak üzere, Avrupa Birliği üyesi olan birçok ülke tarafından imzalanmıştı. Ancak, Avrupa'daki en düşük kadın milletvekili sayısına sahip olan Budapeşte, İstanbul Sözleşmesi'ni reddetti. Viktor Orbán'ın liderliğindeki iktidar partisi Fidesz, anlaşmanın özünü kabul ettiğini ancak kadınları aile içi şiddetten korumak için Macar yasalarının konuya ilişkin tüm düzenlemeye zaten sahip olduğunu savundu. Ayrıca cinsiyet ya da cinsel yönelimi nedeniyle şiddet gören mültecileri antlaşma metnine dahil etmeyi de reddetti.
Fidesz Partisi'nin koalisyon ortağı ve aynı zamanda demokrat Hıristiyan bir milletvekili olan Lőrinc Nacsa, sözleşmenin yaklaşımlarının Macar yasalarına ve hükümet kanaatine aykırı olduğunu iddia ediyor. Ayrıca mültecilerle ilgili ifadelerin Avrupa'ya göçü “hızlandıracağını ya da basitleştireceğini” söylüyor.
Virüs nedeniyle fiziksel izolasyon sürecinde aile içi şiddetin arttığını belirten ve hükümetin cinsiyet eşitliği ve mültecilere yardım konusundaki tüm olumsuz kayıtlarını ortaya çıkaran muhalifler, hükümetin konuya ilişkin açıklamalarına da muhalefet ediyor.
2010 yılında başbakan olan Orbán, anayasada yeniden düzenlemeler yapmış ve evliliği “bir kadın ile bir erkek arasındaki birlik” olarak tanımlayan bir yasa maddesi geçirmişti. Ayrıca 2018 yılında üniversitelerde yapılan cinsiyet çalışmalarını yasaklayan bir kararname de çıkarmıştı. Parlamentoya yakın tarihte sunulan bir tasarı, trans bireylerin yasal olarak cinsiyet tanımını engellemeyi amaçlıyordu. Bazı hak savunucusu gruplar ise bu durumun, istihdam, barınma ve tüm hizmetlere erişim konusunda potansiyel olarak ayrımcılıklara yol açacağını söylüyorlar.
Ekmek ve Gül için çeviren Berivan Balkay
Kaynak: theguardian.com
İlgili haberler
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEDEFTE: ‘Kadınların yükselen...
Kadına yönelik şiddete karşı mücadele etkin bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi, Cumh...
Türkiye, övündüğü İstanbul sözleşmesine ne kadar u...
Hükümetin birçok kez ‘ilk imzacısı biziz’ diyerek övündüğü İstanbul Sözleşmesi ne getiriyordu, Türki...
6284 sayılı Şiddetle Mücadele Yasası neden hedefte...
6284 sayılı Yasa bir süredir hedefte. Yasa’yı değerlendiren Mor Çatı avukatlarından Deniz Bayram sal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.