Kavanaugh davası ABD’nin ‘liberal’ demokrasi maskesini düşürüyor
ABD’de cinsel saldırı ile suçlanan Brett Kavanaugh’un Yüksek Mahkemeye yargıç olarak atanmasına kadınlar sokaklara çıkarak tepki gösterdi. Demokratlar ise davayı oya dönüştürme derdine girişti.

ABD’de Başkan Donald Trump tarafından temmuz ayında Yüksek Mahkemeye ataması yapılacağı duyurulan Brett Kavanaugh, hakkındaki çıkan cinsel saldırı iddialarıyla yargılansa da geçtiğimiz haftalarda Kavanaugh Senato’nun 48 hayır’a 50 evet oyuyla Yüksek Mahkemeye atandı. ABD’de sanıldığından çok daha güçlü olan erkek kültüre karşı uygulamada oldukça zayıf ancak kurumsallaşmış temel kadın hakları olmasına rağmen davanın sonucu deyim yerindeyse kadınlar arasında korku ve endişeye yol açtı. 

Bu korku ve endişeyi arttıracak başka bir şey ise Kavanaugh davasına karşı kadınlar tarafından gösterilen tepkinin demokratlar tarafından sahiplenilmeyişiydi. Öyle ki Wall Street Journalda Asra Q. Nomani tarafından yazılan makale, 2 yıl önce yapılan geniş katılımlı kadınlar yürüyüşüyle beraber Kavanaugh davasına karşı Washington DC’de gerçekleştirilen gösterileri ‘Soros destekli’ olarak nitelendirmekten geri durmadı. Demokratların finans çevrelerinin sadece kendi siyasal amaçları ile kesiştikleri ölçüde farklı kesimlerin eylemlerini destekledikleri doğru olmasına rağmen Nomani sokaklara çıkan kadınların taleplerini görmezlikten gelerek eski Nazi Propaganda Bakanı Goebbels’in ‘Her şeyin arkasında Yahudi zenginler var’ söylemine tutunması kamuoyunda ek olarak “Wall Street Journal beyaz milliyetçiliği mi meşrulaştırıyor?” kaygılarına yol açtı.

DEMOKRATLARIN İKIYÜZLÜLÜĞÜ
Hakim medyada Demokratlar, Brett Kavanaugh davasında kadın haklarının savunucusu, Amerikan “demokrasisinin” temsilcisi gibi davransa da söylem gerçeği aynı değil. Demokratik Parti çevrelerinin çoklukla kullandıkları “direniş” söylemi sokaklara çıkan kadınların taleplerini açıktan sahiplenmedikleri için sol soslu bir piyasa söylemi olmaktan öteye geçmedi.

Bunun pratik kanıtı da Amerikan Senatosunda oylama kurallarıyla ilgili medyada çok da yansımayan bir ayrıntıyla açıklanabilir. Senatonun Adalet Komisyonunun sitesinde yer alan kurallar sayfasında yeter sayı ile ilgili düzenlemelerin açıklandığı 3. bölümün 1. maddesinde “Azınlığın en az iki üyesi de dahil olmak üzere Komitenin dokuz üyesi, işin yürütülmesi amacıyla bir nisabı teşkil eder.” ifadesi yer alıyor. Bu demektir ki 11’i Cumhuriyetçi ve 10’u Demokrat olmak üzere 21 üyesi olan Komisyonun oturumunu Demokratlar basit olarak katılmasaydı Kavanaugh’un Yüksek Mahkeme üyeliği onaylanmayacaktı.

Ancak Demokratların bu konudaki ikiyüzlülükleri bununla kalmadı. Eylemlere de yansıdı. Davalar görüldüğü süre boyunca Demokratların egemen olduğu sosyal ağlar tarafında eylem çağrısı yapılmadı. Kavanaugh davasının sonuna yaklaşılınca eylem çağrıları yapılsa da davanın yarattığı etki sokaklara yansımadı. Sokağa çıkanlar ise genellikle kentli küçük burjuva sınıflara ait kadınlardı. Bu noktada eylemlerin sınıfsal içeriği Trump karşıtı protestolarda genel anlamıyla yansıyandan bir farklılık içermiyordu.

Dava sürecinde özellikle Cumhuriyetçilerin kadınların desteğini kaybedip kaybetmeyeceği yönünde birçok anket yayımlandı. Anketlerden anlaşılan o ki Demokratlar, Kavanaugh davasında önce ısrar edip, sonradan işin peşini bırakıp sessizleşseler de davayla gündeme gelen ve ABD’de ‘Nasıl olsa her oğlan yapıyor’ denilerek hasır altı edilen cinsel saldırı meselesini ve kadınlarda yarattığı öfkeyi yaklaşan Senato ve Kongre seçimlerinde oya dönüştürme amacı güdüyor. American Barometer, Politico ve NPR gibi haber sitelerinde bu konuda yayımlanan anket sonuçları Demokratların desteğini artırdığını gösterse de, Vox, Five Thirty Eight ve Gallup gibi araştırma şirketlerinin ve haber sitelerinin yayınmladıklarında gerçeğin bu kadar basit olmadığını gösteren sonuçlar yer aldı. Cumhuriyetçilerin Demokratların ‘İyi bir adama’ karşı yapılan lekeme kampanyası olarak gördükleri Kavanaugh davası onları yormak yerine aksine canlandırdı

Brett Kavanaugh

ABD Senato ve Kongre seçimlerine Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki amansız gözüken çekişmeye alet edilen davanın kadın kitleleri arasında daha fazla ayrışmaya yol açması sokakların Trump’ın seçildiği dönemde yapılan kadın yürüyüşleri kadar kalabalık olmamasından okunabiliyor. Ayrıca dava sürecindeki tartışmalar özellikle Cumhuriyetçi Beyaz ve Muhafazakar kadınlara karşı diğer kadın kesimlerinden öfke yarattı. Sokaklarda kadınların öfke patlamaları, Yüksek Mahkemenin kapılarını yumruklamaları, kadın mücadelesinin ileri kesimlerinin liberal demokrasinin adaletine karşı güvensizliğini ifade eden sosyal medya paylaşımları davanın ne derecede bir infial uyandırdığını gözler önüne serdi. Bütün bu olanlara rağmen Demokratlar tarafından destekli sosyal hareket örgütlenmeleri sandıkta gücümüzü gösterelim diyerek çağrı yapması sosyal medyada yer yer alay konusu oldu.

Özet olarak Kavanaugh davası ABD’li kadınlar arasında daha fazla ayrışmaya yol açarken mücadelenin güncel biçimlerini de sorgulamaya yöneltiyor. Ki Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın gazeteci Lesley Stahl ile yaptığı röportajdaki tavrı Amerikan devletinin kadın haklarını seçim yarışları uğruna gözden çıkarıldığını gösteriyor:

Stahl: “Ona saygılı davrandığını düşünüyor musun?”

Trump: “Sanırım öyle yaptım.

Stahl: “Ama yalan söylediğini söylüyorsun.”

Trump: “Bu konuya girmeyeceğim… Çünkü kazandık. Bu önemli değil. Biz kazandık."

‘KENDİNE GEL, GÖZYAŞLARI İÇİN VAKİT YOK’
NPR muhabiri Mary Mathis’in sosyal medya hesabında Washington DC’deki eylemlerden paylaştığı bir fotoğrafta yaşlı bir kadın bankta ağlayarak oturuyor. Muhabir kadının fotoğrafını çektikten sonra adını soruyor. Ancak kadın bu sorusunu duymamazlıktan gelerek “Mücadele etmek için azmi nasıl bulacağız? Bir 30 yıl daha burada sokaklarda mı olacağız? Benim 30 yıl ömrüm kalmadı ki!” Ancak fotoğraf sonrasında sosyal medyada çokça paylaşılınca fotoğrafı çekilen ve adının sonradan Pege Gilgannon olduğu öğrenilen kadın bu hüzün dolu sosyal medya paylaşımına denk gelerek şöyle yazıyor: “Bu banktaki kadın, yaşlı kadın! Umarım bu mesajım sosyal medya kullanma yetim sınırlı olmasına rağmen sizi bulur…Oturup ağlarken yanıma benim yaşımda Mary diye bir kadın oturdu. O bana “Kendine gel, gözyaşları için vakit yok! Olumlu yönde değişim hâlâ mümkün!” dedi. Sonra Barbara ve Suzanne diye yine bizim yaşlarımızda ellerinde dövizlerle 2 kadın daha yanımıza gelip bankı paylaşıp paylaşamayacağımızı sordu. Sıkışıp birbirimizin derdini paylaşıp birbirimizi rahatlattık. Genç bir adam önümüzden geçerken “Muhteşem” dedi. Mary “Emin olabilirsin” diye hemen cevap verdi. Ve o an yeni bir hareket doğdu: ‘Muhteşem Yaşlı Kadınlar!’ ”

İlgili haberler
ABD’de yüz binlerce kadından Trump protestosu

ABD’nin New York kentinde bir araya yüz binlerce kadın, ‘Irkçı ve cinsiyetçi Trump gitmeli’ sloganla...

ABD’nin göçmen politikalarına karşı kadınlar senat...

ABD’de kadınlar, Trump yönetiminin göçmen politikalarına isyan etti; senato binalarından birini işga...

Kadınlar Donald Trump'a karşı sokağa çıktı

ABD’nin Chicago kentinde binlerce kadın, Donald Trump’ın ‘kadın karşıtı’ politikalarına karşı sokakl...