Almanya'da pandemi araştırması | Her beş anneden biri çalışma süresini azalttı
Almanya'da bakım yükünün artışı, ücret eşitsizliği, ağır çalışma koşullarının kadınlar üzerindeki yıkıcı etkisini Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü WSI'nın araştırması ortaya koyuyor.

Pandeminin toplumsal, sosyal, politik ve gündelik yaşamlarımızı nasıl etkilediği farklı yönleriyle araştırmalara konu oluyor. Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, pandeminin özellikle kadınlara ek yükler getirdiğini, kadınların yaşam ve çalışma koşullarının kötüleştiğini ortaya koyuyordu. Alman Sendikalar Birliği DGB’ye bağlı Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü WSI tarafından Mart ayı başında yayınlanan bir araştırma (Hövermann, Andreas; Kohlrausch, Bettina: Der Vertrauensverlust der Mütter in der Pandemie WSI Report, März 2022), pandeminin ebeveynleri ama özellikle anneleri nasıl etkilediği temel sorusuna yanıtlar aradı.

Kreşlerin ve okulların kapatılmasıyla bağlantılı olarak bakım işlerindeki artış, her şeyden önce, pandemi sırasında bakım işlerinin en büyük payını üstlenen kadınlar üzerinde daha büyük bir yüke yol açtı.

Bakım işlerinin eşit olmayan dağılımının anneler için sonuçları vardı: Bir yandan, pandemi sırasında çocuklarına bakabilmek için çalışma saatlerini düşürmek zorunda kaldılar. Kriz sırasında aile, mali yük ve iş yükü açısından kendilerini erkeklerden daha fazla stresli hissettiler.

Araştırma annelerin, aile yükümlülükleri ve ücretli işleriyle bağlantılı olarak daha sık psikolojik bozukluklarla karşı karşıya kaldıklarını da gösterdi.

GELENEKSEL ROLLER SABİTLEŞTİ

Salgının toplumsal cinsiyet rollerinin güçlendirildiği başka araştırmalarda olduğu gibi bu son araştırmada da vurgulandı.

WSI’ye göre, Ocak ayında bakıma muhtaç çocuğu olan kadınların yüzde 19’u yani neredeyse her 5 anneden biri çocuk bakımı nedeniyle çalışma saatlerini azalttıklarını belirtti. Nisan 2020'deki ilk kapanmada bu oran yüzde 24’tü.

Araştırmaya göre bakıma muhtaç çocuğu olan erkeklerin yüzde 15'inden fazlası krizin başlangıcında aile için daha kısa bir mola verdi. Şimdilerde bu oran babalar için yüzde 5 düzeyinde. Aynı dönem yani Ocak 2022'de, annelerin yüzde 60'ından fazlası, bakımın çoğunu üstlendiğini de dile getirdi.

ANNELER STRES ALTINDA

WSI araştırmacıları Bettina Kohlrausch ve Andreas Hövermann'a göre, annelerin kendilerini daha stresli hissettikleri açık. Anneler son zamanlarda yeniden artan çok yönlü stres ve sosyal kaygıları yoğunlukla ifade ederken Federal Hükümete de güvensizlik duyduklarını dile getirdiler.

BAKIM YÜKÜNÜN KADINLAR ÜZERİNE BIRAKILMASI SİYASİ İKTİDARA GÜVENİ AZALTIYOR

Araştırmada ortaya çıkan bulgular, çocuk bakımında yeniden gelenekselleşme süreçleriyle de ilişkili olan stresi ve siyasi güven kaybını da ortaya koyuyordu. Burada bir başka ayrıntıyı da belirtmekte fayda var, hoşnutsuzluk hane halkı geliri ne kadar düşükse, o kadar sık ​​paylaşılır ancak araştırmacılar, hoşnutsuzluğun düşük gelir gruplarından annelerin yanı sıra yüksek gelir grubundan anneler arasında da yaygın olmasını dikkat çekici olarak değerlendirdiler.

“Okulların ve kreşlerin temelde açık olması, çocukların sık sık enfeksiyon kapması veya karantinaya alınması nedeniyle bakım ihtiyacı hala çok yüksek ve önceden planlanması pek mümkün değil. Ebeveynler, özellikle anneler, kendilerini yalnız bırakılmış ve giderek bitkin hissediyorlar. Bu, büyük bir güven kaybına yol açıyor” diyor Kohlrausch. Bu nedenle, aile ve eğitim politikasıyla ilgili düzenlemelerin artırılması çağrısında bulunuyor ve “Bu konuda bir şeyler yapmak, gelecek yıllar boyunca bir görev olarak kalacak” saptamasında bulunuyor. Yalnızca ocak ayında, çocuk bakımı nedeniyle yaşanan iş kaybı şirketlerin yüzde 40'ını etkiledi.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU ARTIYOR
Federal Nüfus Araştırmaları Enstitüsü’nün hazırladığı, pandemideki çocukların, gençlerin ve ebeveynlerin durumuna ilişkin rapor da pandeminin eğitim, sağlık, yaşam kalitesi ve gelecekteki beklentileri üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğu sonucuna vardı. Burada da aile işlerinin çoğunu yapanlar, “zihinsel yükün” – yani günlük işleri organize etme yükünün – asıl kısmını üstlenenler ve fiziksel olarak yüksek derecede duygusal tükenme ifade eden annelerdi.
Okullardaki ve kreşlerdeki kafa karıştırıcı ve durmadan değişen durum da ebeveynleri ama özellikle anneleri zorladı. Bu sürecin önemli sonuçlarından biri de aile içi şiddetin artması ve çocukların sağlıklı ve huzur içinde büyümesine ket vuran çokça ihmal vakasının rapor edilmesi oldu. Sosyal Araştırmacı Hövermann, "İki yıllık olağanüstü halin ardından, yanıt verenler kendilerini yorgun hissediyorlar" diyor. "Toplumsal gerilimler, yoksunluklar ve hayal kırıklıkları onları tüketiyor."
BAKIM İŞLERİNDEN KURTULMAK…

Araştırma anneleri çocuk bakımını paylaşma yükünden kurtarmak için teşvikler yaratılmasını öneriyor. Ücret eşitsizliğinin bu dengesizliği güçlendirdiğine kadının genellikle daha düşük olan geliri nedeniyle bakım işlerini üstlenmek üzere işinden ya da çalışma saatlerinden feragat ettiğine vurgu yapıyor.

Birçok yerde yeterli kreş bulunmaması veya çocuk bakım sürelerinin yetersiz olması nedeniyle bu sorunların yaşandığının belirtildiği araştırmada “anneleri bakım işinden nasıl kurtarabiliriz” sorusunun yanıtlanması için kamuya ait bakım yerlerinin artırılması başta olmak üzere önlemler alınması da öneriliyor.

Görsel: macrovector/Freepik

İlgili haberler
Almanya’da 8 Mart’ın ardından

Almanya’da bu yılın 8 Mart’ı kitlesel bir katılımla gerçekleşti. Pek çok şehirde Ver.di Sendikası üy...

Dönüşümlü çocuk bakımı!

Dönüşümlü çalışmanın uygulandığı İŞKUR’da çalışan kadınlar, çocuklarını bırakacakları bir yer olmadı...

Orada bir kreş var uzakta ama bize yaramıyor

Pendik’te Ekmek ve Gül grubundan kadınlar kapı kapı dolaşarak, standlar açarak, evlerde kadınlarla b...