GÜNÜN PORTRESİ: Sojourner Truth
1700’lü yılların sonunda ABD'de köle ve siyahi olmanın getirdiği zorluklarla mücadele edip, tarihe geçen bir kadınla tanıştırıyoruz sizi. Bu yaşam mücadelesini başlatan soru: ‘Ben kadın değil miyim?’

‘Ben kadın değil miyim?’ sorusuyla başlayan bir mücadele ile tarihe geçen Sojourner Truth, 86 yıllık ömründe köleliğe dair verdği mücadele ile karşımıza çıkıyor. 1797 yılında köle bir kadının çocuğu olarak dünyaya gelen Truth, 13 çocuk dünyaya getirdi. Truth, çocuklarının çoğunun köle olarak satıldığına tanıklık etti ve 1820’lerde kendisini öldüresiye döven ‘efendisinden’ kaçarak büyük bir yaşam mücadelesi yürüttü.

CESARETİN BEDEN BULMUŞ HALİ
Çocuklarının çoğunu kaybeden ve artık kaybedecek bir şeyi olmadığına inanan Truth için tek çare, katıldığı mitinglerde çocukluğundan beri yaşadığı bütün baskıları ve şiddeti durmaksızın anlatmaktı. Yalnızca kendi çektiklerinden değil, tüm kölelerin çalışma koşullarını anlatan Truth, bu insanlık dışı uygulamanın sona ermesi gerektiğini açıkladı. Truth, küçücük koğuşlarda barınan siyahları, sınırsız çalışma saatlerini, açlıktan ölen ve hayvanlara verilen küspe tarzı yemeklerle beslenen insanları cesaretle anlatıyordu. Truth, siyah kadınların ve çocukların çektikleri çileyi korkusuzca anlatıyor, onu dinleyenler ise dehşete düşüyordu. Onu dinleyen kölelik yanlılarının çoğunun ise bu hikayelerden sonra fikri değişmişti.



‘BEN KADIN DEĞİL MİYİM?’
1840’larda köleliğe karşı yapılan protesto gösterilerine katılan Truth, belagat yeteneği ile insanları meydanları toplamayı başardı. Fikirlerini açık ve net ifade edebilen ve protestocular karşısında dimdik duran Truth, bu nedenle kısa sürede kölelik karşıtı hareketin önemli isimlerinden biri oldu. Hem siyahi hem de kadın olması onun ırkının ezilmesiyle birlikte yaşadığı sorunları da dile getirmesini sağlamıştı. 1847 yılında özgürlüğüne kavuşan Truth, 1851 yılında Akran Ohio’daki Uluslararası Kadın Konvansiyonu’na katılarak ‘Ben Kadın Değil miyim?’ başlıklı konuşmasını okudu. Konuşmada geçen ‘Oradaki adam, kadının arabaya binerken, çukurlardan atlarken yardıma ihtiyacı olduğunu ve her durumda başköşeye oturtulması gerektiğini söylüyor. Arabaya binerken veya çamurdan geçerken bana kimse yardım etmedi ya da en iyi yeri vermedi. Ben bir kadın değil miyim?” sözleri toplantıyı protesto edenlerin bile gözlerinin dolmasına neden oldu. Bu cümlesinden sonra tarlada ve evde en ağır işlerde çalışmaktan kasları belirginleşmiş sağ kolunu yukarı doğru büküp yumruğunu sıkarak: “Ben toprağı sürdüm, ektim, ürünü ambarlara taşıdım ve başımda bir erkek yoktu. Ben bir kadın değil miyim?’ diye haykırdı. Bu haykırış kadın hareketlerinde kullanılan ‘We Can Do It’ sloganın doğuşuna da ilham vermiş oldu.

OY HAKKI MÜCADELESİ
Kadınların oy hakkı için de ABD’de mücadele alanlarının en ön safında yer alan Truth, iç savaş boyunca da aktif olarak çalıştı. Truth, 1864 yılında siyah amerikalıların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için bir dernekle çalışmaya başladı. 1870 yılında katıldığı Amerika Kadın Hakları Derneğinde ölene kadar kadınların oy hakkını kazanması için mücale etti. Köleliğin kaldırıldığını görecek kadar uzun yaşayan Truth, mücadele edilecek çok fazla eşitlik meselesi olduğunu söylüyordu.
Truth, 86 yaşında hayata gözlerini yumduğunda özgür ruhlu, kadınların eşitliği için mücadele vermiş olan bir kadındı. Bu sebeple de dünya tarihinin ilk ve en önemli kölelik karşıtlarından biri olarak tarihe geçti.

Kaynak: MA






İlgili haberler
Şimdi kendi için konuşuyor, seslerini duyuramayan...

'Kölelik bitti' diyen yalan söylüyor. Bu hikaye dünyada sayıları 21 milyona varan köleleştirilmiş in...

GÜNÜN BAŞARISI: Çocuk işçiliğinden hak savunuculuğ...

Tanzanyalı Angel, daha kendisi küçük bir çocukken ev işçisi oldu ve iki çocuk bakmaya başladı. İşver...

Yakın bir zamandan hikaye: Köle Moulkheir’in hikay...

Geçmişten bir hikaye... Moulkheir Nane Yarba’nın hikayesi... Moulkheir, köleliğin hâlâ devam ettiği...