Efsaneler günümüze kadar nasıl gelir? Zalim Dehak’la, ona kahramanca direnen Demirci Kawa’nın hikayesini mesela, üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen unutturmayan nedir? Yanıtını hepimiz biliyoruz ama tekrarlayalım. Unutmayız çünkü, Dehaklar, üzerinden geçen onca zamana rağmen varlıklarını sürdürürler. Kawalar da öyle.

Dehak kötülüğü, sevgisizliği, bireyciliği; Kawa ise iyiliği, cesareti, direnişi, onuru temsil eder.

Newroz, Dehak’la Kawa’nın hikayesidir. Ve Newroz, evet, kadın-erkek, genç-yaşlı bütün Kürtlerin bayramıdır ama en çok Kürt kadınıyla anlamlanır. Newroz alanları kadınlarla güzelleşir, coşar, güç kazanır. Yenilenip, tazelenir.

Bu yüzden işte, tarihler 21 Martı gösterdiğinde, yani doğa yeniden uyanıp, her yan çiçeğe böceğe kestiğinde, Newroz coşkusu ev içlerinden alanlara akar. En güzel giysiler, doğanın coşkusuna eşlik eder. Zılgıtlar, sadece günümüzün Dehakları değil, yüzyıllar öncesindekiler de işitsin ister gibi o biçim şiddetli çıkar ağızlardan. Kürt kadını her Newroz, “Baş eğmedim” der gururla. “Eğmeyeceğim de…”

Biz de Newroz'u Sennur Sezer'in güzel dizeleriyle karşılayalım istedik.

Newroz pîroz be!

Baharın ilk adımı bir kahkaha gibi değil, bir fısıltı gibi kaynatır kanı. Çiçeklerin usulca açışı bir muştudur. Zaferdir çoraktan yeşilin fışkırışı… Ve adım adım geri çekilir kocamış soğuklar…
Yürekler çırpınır, yarın meyveye dönüşecek tomurcuklar…
Yarın bir türkü olacak yaşamak. Yarın gözyaşlarımız sevinçten akacak… Bekleyenler kavuşacak özlediklerine… Bayram olacak yaşamak. Süslenin.
Bu ilk kıvılcımdır, üfleyin büyüsün alevleri coşkunun. Baharın, çiçek açmış ağaçları gibi süslenin. Emekse avuçlarımızdan taşan, kadınsak hakkımızdır isteklerimizi gerçekleştirmek, beklediğimize kavuşmak.
Günler uzayacak, güneş ışıyacak. Yenilendi gün.
Yarın emeğimiz özgür olacak.

Sennur Sezer