Belki de asrın en fırtınalı dönemini koşar adım geçmeye çalışırken, ufak bir molada tekrar buluşmanın tadıyla tüm kız kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. Hayatımızda zaten var olan gündelik kaygılarımıza, gerek sağlığımızı, gerekse sevdiklerimizi yitirme korkusu eklenince “İnsan insana ilaç olmalı” sözünü ne kadar çok anar olduk. Öyle değil mi?
Pandeminin getirdiği her zorluğu koşulsuz üstlenirken tanıdık tüm otoritelerle de mücadelemiz keskinleşti elbette. Kim bilir belki de bu süreç bize, gücümüzün daha da farkına varmayı öğretmiştir ne dersiniz?
Farkındalık demişken, eminim, hepimizin aklından bin çeşit konu geçmiştir. Evde geçim sıkıntısı, temizlik ve düzeni, çocukların eğitimi, çarşı pazarda zamlar, işyerinde dayatılan olumsuz koşullar, olmadı işsiz kalma korkusu... Liste uzar da uzar. Biz bu listenin her maddesiyle ayrı ayrı sınavımızı verirken şartlar ne olursa olsun hayatta kalma güdümüzle defalarca yüzleştik şüphesiz. Evet, şartlar ne olursa olsun ayakta kalmamız gerektiğini hatırlatan, direncimizi tetikleyen, doğuştan getirdiğimiz yaşama ve yaşatma gücümüz…
Gelin birlikte enerjimizi, ruh ve beden sağlığımızı korumaya ve geliştirmeye yönelik günlük basit bir yol haritası çizmeğe çalışalım. Tabi ki bu yolda bizim en önemli desteğimiz, egzersiz ve hareketli yaşamdır. Egzersiz alışkanlığını ne kadar çabuk kazanır ve hayatımıza yerleştirirsek işimizi de o kadar kolaylaştırmış oluruz. Bunun için çoğumuzun aklına gelen popüler kültürün bize dayattığı spor salonlarıyla, güzellik ve fitness merkezlerinin açılmasını beklemeyeceğiz elbette.
Sabah uyanma ve gece uyuma saatlerimizi erkene alıp dengede tutmak, kişisel bakım alışkanlığımıza 10-20 dakikalık basit hareketler eklemek ideal bir başlangıç olacaktır.
Derin nefes alarak göğsümüzü ve boynumuzu esnetmek, nefes alırken kollarımızı yukarı kaldırıp; nefes verirken aynı anda indirmek, omuzları yukarı, sonra da geriye doğru çevirmek bu basit hareketlere en güzel örnekler olabilir. Hem yapılması kolay, hem de yardımcı solunum kaslarına uyarı veren bu egzersizlerin, bize düzgün bir postürün, kaliteli bir solunumun anahtarını sunduğundan emin olabilirsiniz. Sabah akşam yirmişer kez yapılan bu hareketleri, zamanla vücudun diğer kısımlarına yaymak, birkaç gün içinde alışmamızı ve ritim kazanmamızı sağlayacaktır.
Üç ila altı haftada etkisini hissedeceğimiz postür egzersizlerinin yanında; merdiven çıkmak ve tempolu yürüyüşe başlamak ise bir sonraki adımımız olmalıdır. Pandeminin getirdiği kilo problemiyle mücadele ederken bu adımı asla atlamamalıyız. Tüm bunlara ek olarak günde bir saat kitap gazetemizi okumak, klavyede değil kalemle yazı yazmak, ayrıca günde iki litre su tüketmek de beynimize yaptıracağımız en güzel egzersiz programı olacaktır.
Umut dolu en güzel günlerde buluşmak dileği ile…
İlgili haberler
HPV halk sağlığı sorunudur, aşısı haktır
Maddi zorluklar bu denli yakamıza yapışmışken fiyatı 1800 liraya varan HPV aşısı ne yazık ki ‘lükse’...
1900’lü yıllardan farkı yok bugünkü sömürünün
Neredeyse 365 gün çalışıp bir hafta tatil yapamadan, hastalansak yeterli sağlık hizmeti alamadan ölü...
Ağır kaldıran işçi kadınlar dikkat: Pelvik Organ S...
Yaşam boyunca her 9 kadından 1’i sarkıklık nedeniyle cerrahi operasyon geçiriyor. Peki işçi kadınlar...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.