Seçim öncesi bir servis muhabbeti...
‘Dünyayı kadınlar değiştirecek o yüzden bizden çok korkuyorlar. Lütfen oy kullanırken seçiminizi iyi yapın, size güveniyorum, iyi günler diliyorum’

Yine bir seçim arefesindeyiz. Her yerde olmasa da bazen markette, bindiğimiz servislerde az da olsa insanlar sohbet ediyor. Tanık olduğum ve birden kendimi tartışmanın merkezinde bulduğum bir olayı anlatmak istiyorum.

Mahallemizde bulunan büyük bir marketten alışveriş yaptıktan sonra servise bindiğimde; şoförün arkasındaki koltukta sevimli ton ton bir teyze, onun tam karşısında da kibar görünümlü bir teyze oturuyordu. Hayret ki servis tıka basa dolu değil ve kadınlar sohbet ediyorlardı. Bir iki tane de yaşlı amca oturuyordu. Ben de en arkadan ikinci koltuğa oturdum ve dinlemeye başladım.

'GEÇENLERDE 16 LİRAYA ALDIĞIM ŞEKER 19 LİRA OLMUŞ'
Ton ton teyze alışveriş yaptığımız marketin ürünlerinin hemen yanında bulunan diğer marketin ürünlerinden daha ucuz olduğunu söyledi ve “Ben keseme bakarım, her şeyin fiyatı en az 1 lira oynuyor. Bu marketin sahibi de benim akrabam falan değil. Ama benim gözlemim bu” dedi.

Kibar teyze de diğer markette ürünlerin biraz daha kaliteli olduğunu ve sebzeleri seçebildiğini söyledi. Ton ton teyze, “Her şey çok pahalı. Geçenlerde 16 liraya aldığım şeker 19 lira olmuş”dedi. Onlar konuşurken diğer yolcular da dinliyor bazısı başıyla onaylıyordu. Ben de katıldım sohbete, “Almayacağız o zaman eskiden olduğu gibi üzümü dutu kaynatıp pekmez yapacağız şeker ihtiyacımızı onlarla karşılayacağız” dedim.
Ton ton teyze, “Öyle de olmuyor şehirlerde yaşıyoruz, söylemesi ayıp geçen damat tatlı almış ramazanda da pek güzel gidiyor yedik, valla mısır şurubu mu kullandılar başka şey mi bilemem” dedi. Ben de “Şeker fabrikalarını satıyorlar, bu daha iyi günlerimiz, bu günleri de arayacağız. Çünkü dışarıdan ithal ettikleri daha kötü ve kalitesiz şekerleri bize daha pahalıya yedirecekler” dedim.

'SEN SUS, SEN ORTALIĞI KARIŞTIRIYORSUN'
Ne olduysa o an oldu iki koltuk önümdeki yaşlı amca, “Sen sus, sen ortalığı karıştırıyorsun. Cumhuriyet kurulalı hangi hükümeti beğendiniz ki, hepsini eleştirirsiniz siz zaten” dedi. Ben de “İyi olaydılar da eleştirmeseydik. Kötü yönetirlerse eleştirilirler tabii. Zaten biz iyi dürüst insanlar olsak bizi yönetenleri de öyle seçerdik” dedim.

İhtiyar başladı sesini yükseltmeye, “senin gibi düşünmeyenler var” diye bağırıyor sesimi bastırmaya çalışıyordu. “Pahalı diyorsunuz herkes poşet poşet alışveriş yapıyor. Bakın arabada yiyecek taşıyorlar” dedi. Amcaya ben kendimi dinletmeye çalışarak, “Açalım poşetlerimizi bakın insanlar aldıklarını azaltarak yaşıyorlar. Bakın üç dilim paketlenmiş peynirin bir dilimini aldım” dedim. Sonra devam ettim, “İnsanlar aç mı dursun yemesinler mi? Sadece bir kesim çalsın çırpsın, konuşsun diğerleri açlıkla terbiye olsun ve sussun mu” diye sordum.

“Kim çalıyor ispatlasınlar” diyen amcaya, “İspatlayanlar, konuşanlar, yazan gazeteciler hapiste” yanıtını verdim. Onların gazeteci değil terörist olduğunu söyleyen amcaya, “Oh ne güzel ne ala sizin gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan edin, olmadı işten atın, olmadı hapse atın” dedim.

'ŞEKER FABRİKALARI KONUŞULUNCA BİRDEN SİNİRLENDİNİZ BEYEFENDİ'
Diğer kadınlardan biri “Şurada sohbet ediyorduk ne oldu ki, şeker fabrikaları konuşulunca birden sinirlendiniz beyefendi”dedi. Tam o esnada benim yaşlarımda bir kadın servise bindi ve ihtiyara bir iki söz de o söyledi. İhtiyar içeridekileri bana karşı kışkırtmaya çalışmış, başaramayınca son yolcuya da bir kaç söz söyledikten sonra sustu.
Ben hışımla indim ve şoförün yanındaki koltuğa geçtim. Servis hareket etti ve ortam gerilmiş çıt çıkmıyordu. Bizim sitenin önüne gelinceye kadar bir kaç yolcu indi ama hala tartışmaya tanık olan kadınların bazısı oturuyordu.

ARKADAKİ KADIN GÜLÜMSEYEREK BENİ ONAYLADI VE SELAM VERDİ
İnmeden önce arkama döndüm. “Dünyayı kadınlar değiştirecek o yüzden bizden çok korkuyorlar. Lütfen oy kullanırken seçiminizi iyi yapın, size güveniyorum, iyi günler diliyorum” dedim. Sonra pancar gibi kızarmış hırçın amcaya döndüm; “Size ve sizin zihniyetiniz ile bizi yönetenlere bizden çaldıklarının tek kuruşunu helal etmiyorum, zehir zıkkım olsun” dedim. Şoför başı önünde gülümsüyordu, ben ininceye kadar bekledi, indim.
En arkadaki kadın gülümseyerek başıyla beni onaylayarak selam verdi.

İlgili haberler
Yenimahalle’de kadınlarla bir seçim sohbeti

Yenimahalle’de bir gecekondu mahallesinde kadınlarla bir araya geldik. Kadınlar seçimler için kararı...

‘Hiçbir şey’ olamayan genç kadınlar seçimde belirl...

Tablo; genç kadınların ‘boşta gezen’ değil ‘hiçbir şey’ haline getirildiğini gösteriyor. Eğer bir ‘d...

Batıkent pazarından kadınlar: ‘Patates artık dolar...

Fiyatı yüzde yüz oranında artan patates, soğan fiyatlarını Batıkent pazarındaki kadınlarla konuştuk....