Ankara’nın Yenimahalle ilçesi Şentepe Mahallesinde Nazan’ın evindeyiz. Mahalleli kadınlarla keyifli bir sohbete başlıyoruz. Gündem seçim olunca herkesin söyleyecek bir sözü var tabii. Herkes bir yerinden başlıyor anlatmaya ama hepsinin anlaştığı nokta şu: “Vaat değil, icraat istiyoruz.”
Havva açıyor lafı: “Hırsızlık, hainlik yapılmazsa, elektrik kesilmezse, trafoya kedi girmezse iktidar bu seçimlerde gider. Ekonominin gidişatı belli. Markete gittiğinde bir şampuan iki deterjan… Deterjan zaten olmuş 100 lira. Bu ülkede ne oluyorsa yoksullara oluyor. FETÖ’cülerle beraber yediler içtiler, sonra FETÖ’cü diye milleti işten attılar.”
Havva, hükümetin seçim vaatlerine de tepkili “Madem bunları yapacaksın 16 yıldır neden yapmadın” diye soyuyor: “16 yıldır başımızdalar, emekliye 1000 lira vereceklerini açıkladılar. Sanki ceplerinden veriyorlar. 16 yıldır vermeyip şimdi vermeleri bence seçim için rüşvet. Ama artık bu yalanlara kanmayacağız.”

‘40 YILDIR TAPU BEKLİYORUZ’

Hatice bir maniyle giriyor söze, “Koyunlar akışıyor, birbirine bakışıyor, Muharrem İnce’ye de
cumhurbaşkanlığı yakışıyor…”

“Biz ailece Atatürkçüyüz” diyor ve Muharrem İnce’yi desteklediğini söylüyor ama ona kızdığı noktalar da var; “Askerin apoletlerini sökeceğim, dedi. Yanlış yaptı” diyor.
Hatice, kocası ölünce ev işlerine gitmiş yıllarca. Şimdi çalışmıyor, çocuklarıyla oturdukları gecekondunun tapusu da yok, 40 senedir tapu beklediğini anlatıyor: “Hangi hükümet geldiyse ‘Tapu vereceğiz’ dedi ama yapmadılar. Hiçbir hükümet bizi önemsemedi.”

‘ALNIMIZIN TERİYLE KAZANIP YİYELİM İSTİYORUZ’

Fatma da yıllarca evlere temizliğe gitmiş, emekli olabilmek için 15 yıl prim ödemiş, ama yaşa takılmış, “Mezarda emekli olurum artık” diye espri yapıyor. Kocası OSTİM’de işçi, zar zor geçindiklerini söylerken seçimden beklentilerini şöyle anlatıyor: “Ben öncelikle huzur, adalet, özgürlük bekliyorum, ayrımcılık yapılmasın. Bir de herkesin işi gücü olsun istiyorum, dilencilik zihniyeti bitsin, kömür makarna istemiyoruz. Biz iş istiyoruz, alnımızın teriyle kazanıp yiyelim istiyoruz.” Kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını da söylüyor ve eşitliğin sağlanması talepleri arasında, “Padişaha kalırsak bizi insan yerine koymazlar” diyor. Sonra da “Çok mu konuştum ben” diyerek diğer kadınlara bakıyor. Cevabı yine kendisi veriyor: “Ama ne yapayım sinirlerim çok bozuluyor, bıçak kemiğe dayandı artık.”
Yeni hükümetten beklentileri şunlar: “Yeni hükümet fabrikalar kursun, üretimi artırsın, gençleri işsiz bırakmasın. Hep yandaşlar zengin oluyor, halk da biraz rahatlatsın.”
Fatma’nın siyasetçilere de söyleyecekleri var: “Televizyonda konuşuyorlar, hep birbirlerine laf yetiştiriyorlar, biraz da bizim yararımıza olan şeyler söyleseler.”
Sohbetimiz kadınların neşeyle söylediği şarkılarla bitiyor.