19. Gençlik Yaz Kampı’nda Kocaeli’den genç kadın ve lise öğrencileri olarak sorunlarımızı paylaştığımız, çözümleri de tartıştığımız bir sohbet gerçekleştirdik. Bu mektubu bu sohbeti gerçekleştiren 5 lise öğrencisi olarak yazıyoruz Ekmek ve Gül’e...
SOKAKTA KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEMENİN ACISI
Tüm Türkiye’deki kadınlarla ortak paylaştığımız bir sorun ortaya çıktı bu sohbette. Gece ya da gündüz fark etmeden sokakta kendimizi güvende hissetmeyişimiz… Örneğin, otobüslerde tek kaldığımızda yaşadığımız huzursuzluk… Tehlikeden en hızlı şekilde kurtulmak için her an her şeye hazırlıklı olmaya çalışmak… Mesela yakınlarımıza canlı konum atmak veya aslında konuşmasak bile babamız-abimizle konuşuyormuş gibi yapmak… Otobüsten indiğimizde eve varana kadarki o kısacık mesafede bile “Her an biri beni öldürebilir” korkusuyla bacaklarımız titreyerek yürümek aslında bu durumun ne kadar korkunç olduğunu gösteriyordu.
Bir arkadaşımız yaşadığı bir olaydan örnek verdi. Arkadaşımız taksiye bindiğinde taksi şoförü her zamanki yol yerine uzun yoldan gittiğinde tedirgin olup “neden?” diye sormuş. Şoförün sert tepkisi ile karşılaşmış. “Benim sizin yaşınızda kızım var. 3-5 kuruş için yapar mıyım ben bunu?” gibi kızgın cümlelerle karşılık vermiş.
BU EŞİTSİZLİĞİ NORMALLEŞTİRMİYORUZ!
Yine bir arkadaşımız bizlerle kadınların işyerinde yaşadıkları sıkıntılara örnek olarak bir anısını anlattı. Annesinin bilgisayarlarla uğraşılan bir işte çalıştığını ve bu işyerinde kadın işçi sayısının çok az olup erkek işçinin yoğun olması nedeniyle çeşitli eşitsizlikler olduğundan bahsetti. Kadınların erkeklerle birlikte çalışırlarken maaşlarının erkeklere göre az olması artık normalleşmiş gibi, ama bazı işlerde kadınların erkeklerden fazla maaş alması hatta evli kadınların eve eşlerinden fazla para getirmesi erkekler tarafından kabul edilemez bir şeymiş gibi görünüyor. Para kazanmanın cinsiyeti olduğunu düşünen çoğu erkek kadınlardan az maaş aldığında egosu zedelenmiş bir şekilde davranıyor.
BU RAHATLIĞI ÖZLEMİŞİZ
Bazı liseli arkadaşlarımız da yaşadıkları kıyafet sorunundan bahsetti bizlere, akrabalarına ya da arkadaşlarına kalmaya gittiklerinde annelerin “Dayın gelecek, baban gelecek” demesiyle kız arkadaşlarımıza eşofmanlar, sıcak havalarda bile uzun kollu giysiler vermesi, bunun yanında dışarda şort giyerken en az 2 kez düşünmek zorunda kalmaları, ne giyerlerse giysinler sözlü ve fiziksel taciz yaşamaları gündemimize geldi. Bu kampta kendilerini çok rahat hissettiklerini, rahatça dolaştıklarını, kimsenin şort, askılı vb giyerken birbirine yargılayacak şekilde bakmadığı bir ortam olduğunu ve bu yüzden çok sevindiklerini de söylediler.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MÜCADELESİ DENEYİMİ
Kocaeli'den liseli kadınlar, kadın dayanışmasının bir yönünü de İstanbul Sözleşmesi eylemlerinde gösterdiklerini ve bu eylemlerde kadınların tek bir yumruk halinde hareket ettiğini, sorunlarını paylaşıp birbirlerine çözümler sunduğunu, aynı zamanda tek adam yönetimine karşı bir söz söylemek isterken bu yolda neler yaptıklarını anlattılar. Bizler birleşerek, örgütlenerek güçlü olduğumuzu ve bu birleşme sayesinde onlarca yüzlerce kadına ulaştığımızı, ortak sorunları paylaşarak aslında bir şekilde bağ kurduğumuzu da anlamış olduk.
İlgili haberler
Kayseri’den Gençlik Yaz Kampı Kadın Çalışmaları At...
19. Gençlik Yaz Kampı'nda Kadın Çalışmaları Atölyesi'ne katılan Aleyna Şahin, atölyeye dair düşüncel...
Liseli genç kadınlar kadına yönelik şiddeti anlatı...
25 Kasım’a 2021’e giderken liseli genç kadınlarla kadına yönelik şiddeti, şiddete karşı mücadele yön...
Doğaya, bilime, insanlığa özgürlük için: Değişmeye...
1998 yılında ilk adımı atılan Gençlik Yaz Kampının bu yıl 19’uncusu düzenleniyor: 18-25 Ağustos’ta İ...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.