Hayaller boğazdaki yalı, gerçekler mahalle pazarı
Galiba mesele poşetin paralı hale getirilmesine verdiğimiz tepkiyi, poşetin içini dolduramayacak duruma düşmemize vermemizde.

Var mı, yok mu; aynı gemide miyiz değil miyiz, aslında her şey psikolojik mi, yoksa dış güçlerin hain oyunlarından mı, dolar niye uçtu, TL niye kuşa döndü, asgari ücret asgari geçimi sağlayacak mı, indi çıktı, düştü, kalktı derken artık hepimizin bir gerçeği var: Kriz.

Ülkece çıldırma noktasına erdiğimizi düşünüyorum. Bu süreç işçilere emekçilere yüzyıllardır reva görülen alın teri ile geçimini sağlayan bizlerin ekonomik, kültürel, sosyal hayatını derinden etkileyen bir süreç.

Bu krizi göğüsleyebilmenin çok gerisinde kalan maaşlarla çarşı pazara çıktığımızda, sofraya koyacağımız gıdalara sadece uzaktan bakar hale geldik. Misafir berekettir dediğimiz günlerden “Aman bu ay kimse gelmesin, kapımızı çalmasın, ikram edecek bir şey yok” noktasına geldik. Tek başına ailesinin kira, gıda ve faturalarının altından kalkamayıp evlerini birleştiren tanıdıklarla dolu çevremiz. 2019’un daha zorlu geçeceğini söylüyor ekonomi uzmanları, bizlere düşecek olan da daha çok borçlanma, işsizlik, yoksulluk olacak. Asgari ücrete yapılan zam daha elimize geçmeden eridi zaten. Sinema ve tiyatrodan geçtik ailecek çay bahçesine gittiğimiz günler bize uzaktan el sallıyor. İktidar istiyor ki güne Müge’lerle, Esra’larla başlayalım. Boğazdaki yalısında tek derdi entrika çevirmek olan, saçı fönlü, makyajlı güzel kadınların yaşamını hayal ederek kendi gerçekliğimizden uzaklaşalım, uyuşalım. Valla hayaller boğazdaki yalı, gerçekler mahalle pazarı. Galiba mesele poşetin paralı hale getirilmesine verdiğimiz tepkiyi, poşetin içini dolduramayacak duruma düşmemize vermemizde.

Bu süreç bizi daha fazla içimize kapatmasın, kötü günlerin üstesinden ancak dayanışmayla, örgütlü mücadeleyle çıkarız. Tarih sahnesi bunun örnekleriyle dolu. Hem benim bir hayalim var: Düşünsenize bu krizi çıkaranları bindirmişiz kocaman bir gemiye; halka açık yalımızdan arkalarından el sallıyoruz. Gemi de bir bilinmeze doğru sürükleniyor. Çok güzel olmaz mı ya?

İlgili haberler
Gemi aynıysa herkes dikkatli olsun!

Elin baltasıyla ağacınızı keserseniz, hem baltadan olursunuz hem ormanınızdan. İşte ‘döviz terörü’ d...

Patronların kriz fırsatçılığına karşı kadın işçile...

Patronlar krizi gerekçe göstererek fırsatçılık yapıyor. Yine en fazla kadın işçilerin hakkı gasbedil...

EMEP: ‘Şiddete dur diyelim, krizin faturasını ödem...

Emek Partisi genel Başkanı Selma Gürkan 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada Erdoğan’ın eşitliğe...