Toplumsal cinsiyet eşitsizliği pandemide de hız kesmedi. Kadınlar salgın günlerinde de hem kendini hem aile fertlerini virüsten korumak için can hıraş çaba harcıyorlar. Çalışmak zorunda olup akşam mesai bitiminde eve gelen, hem aile fertleri için, hem kendisi için endişelenen kadınlar ne yapacağını şaşırıyor. Aylardır akşama kadar ev içinde temizlik, yemek, bulaşık, çamaşır ve başkaca işleri yapmak zorunda bırakılan kadınlar, virüse karşı da savaşmak, ev halkını uyarıp korumak da evin her işini ücretsiz gören, emeği görülmeyen kadınlara düşmektedir. Evin erkekleri sadece maske takıp, el yıkayarak para kazandıklarını düşünüp yaşıyorlar, kazançlarını ve evin giderlerini hesaplıyorlar. Elbette onların da çoğunun çalışma koşulları çok zor ama biz kadınları da anlamaları gerekiyor. Bütün gün evde virüsten uzak durmaya çalışan kadınlar, akşam eve kim virüsü getirecek endişesiyle yaşıyorlar. Dışarıdan, işten eve gelenlerin de en azından evde mesafe, ev içi kişisel hijyen, evi temiz tutma, ev işlerinde sorumluklarını yerine getirmesiyle kadınları da koronaya karşı korumuş olurlar. Korona, kadın erkek, yaşlı genç ve çocuk ayrımı yapmadan bulaşıyor. Bu süreçte evde kalan kadınların bir de çocuk ya da torunu varsa onların bakımı da kadınlara kaldı. Çocuğun bakımından erkeklerde sorumlu olmalılar. Çalışan kadınlar için de durum iki kat daha ağır oldu. Ev işleri yüklerini artırdı. Erkeklerin birçoğu bu durumu normal sayıyor. Tüm işler evdeki kadından sorulurmuş gibi. Pek çok erkek de, yani kendilerini “aile reisi” zanneden erkekler, pandemi döneminde de kadınları ezmeye devam ediyorlar. Sanki, her işi kadın yapmak zorunda, sanki kadın evini ve aile fertlerini, yani koca koca adamları koruyup gözetmek zorunda. Her birey kendini virüse karşı koruma sorumluluğunu üstlense, kadınların da iş yükü azalır.
Korona salgını tüm eşitsizlikleri ortaya çıkardı. Ev kadınları ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olarak da yıprandılar. Dolayısıyla ev emekçisi kadınlar ev işlerinde ve çocuk bakımı konusunda da sorumluluğu paylaşamadı. Erkekler hangi partiden, hangi görüşten ve hangi meslekten olursa olsun, kadınlara değer vermeli, onların ev işlerinden yorulduğunu görmeli ve işler eşit bölüşülmeli. Bu arada kadınların çoğu çeşitli şiddete maruz kaldılar. Kadın cinayetleri devam etti. Katiller, ceza almak yerine serbest bırakıldılar. Krizin ve işsizliğin de etkisiyle kadına yönelik şiddet arttı, haklarımıza ve hayatlarımıza saldırdılar. Bir taraftan hükümetin tutumu ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak istemesi, 6284 sayılı yasayı uygulamaması da biz kadınları endişelendiriyor. Uygulanmadığı için bizi korumakta yetersiz kalan bu yasaları kaldırmakla tamamen güvencesiz bırakılırız. Dolayısıyla kadınları şiddete ve eşitsizliğe karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin gereği yerine getirilmeli ve yeni koruma yasalarıyla kadınlar güvenceye kavuşturulmalıdır.
İlgili haberler
Kadın ve erkeklerin ev işleri savaşı
Pek çok erkek eşlerini "ev işlerinden sorumlu müdür" gibi görür ve işleri söylenmeden değil, ancak k...
GÜNÜN ANİMASYONU: Ev işleri sadece kadınların göre...
Çiftler arasında adaletsizliğin belki de en görünür halidir ev işlerine kadınların koşturup erkekler...
Salgınla artan ev işleri: ‘Normal’i de dehşetliydi...
İçinden çıkılamaz; çünkü aslında kadınların ev içlerinde halletmesi beklenen bu işler bireysel değil...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.