Alibeyköy Kültür Merkezi İSMEK’te te takı tasarım ve şiş örgü kursuna kayıt yaptırmıştım. Açıldığından beri de kursa gidiyorum, geçen yıl da ahşap boyamaya gittim ve belgemi aldım. Bu yıl da takı tasarım ve şiş örgü kursuna başlamıştım; bugüne kadar gittim. 19 Eylül Salı günü İdareci Şeniz Baydemir’in odasına gidip bayanlar tuvaletinin basamağının çok yüksek olduğunu ifade ettim. “Sadece dışardan herhangi bir şey koyarsak olay çözülür. Ben bile bunu halledebilirim, seyyar basamak yaptırabilirim” dedim. O ise hemen “Sizi buraya nasıl aldılar, nasıl kayıt yaptılar? Bize yazı geldi. Yeni bir yasa bu. Geçen sene uygulanmaya başladı. Sürekli denetim yapılıyor, ceza alırım, riske giremem. Sizi derse sokamam. Sizler için ayırı kurslar var oraya gidin” dedi. Ben bir an şok oldum, bir müddet cevap veremedim sonra “Neden?” diye sordum. O da bana “Engelliler buraya gelemezler” dedi. İkinci şoku yaşadım. “Ama ben kaç kez burada kursa geldim, her çay alışımda beni görüyordunuz. O zaman da engelliydim. Geçen seneki kurs bitiş sertifikamı siz verdiniz” dedim.
RESMİ EVRAKTA YALAN BEYAN VERDİĞİNİZ SÖYLERİM
Alt tarafı seyyar basamak yapalım demiştim halbuki. Ben çözüm ürettikçe o sürekli engelimi öne sürdü. “Tekerlekli sandalye gezen biri değilim ki sorun olsun. Şemsiye tipli baston kullanıyorum, yatalak değilim. Neden bu olayı büyütüyorsunuz” diye sorduğumda “Rapor tutturacağım, sizi buraya alamam. Kaydınızı iptal edeceğim” dedi. İptal etse bile geleceğimi söyledim ona. O ise bana “Resmi evrakta yalan beyan verdiğiniz söylerim” diye konuştu. Kurs kayıtları yapılırken ‘Engeliniz var mı?’ sorusuna cevap vermek için kaydı yapan kişiye danışmıştım. O ise bunun bir formalite olduğunu, çok da önemli olmadığını söylemişti. Yönetici şimdi ise bana bunu koz olarak öne sürdü. “Neden beni dışlıyorsunuz, böyle bir ayrımcılık olamaz” dedim. Danışmadaki görevliği şahit olarak çağıracağını söyledi. “Engelli olduğunuz için burada kurs göremezsiniz” derken adeta gözlerinde nefrat, tiksinti vardı.HAYATA TUTUNMAK İÇİN UĞRAŞTIKÇA HAYATIMI ZORLAŞTIRIYORLAR
Ben daha sonra odadan ağlıyarak çıktım. Saatlerce arabamda ağladım, olanları hazmedemedi bir müddet. Kızım aklıma geldi daha sonra. Güçlü olmalıydı. Ama engellilerin yaşama hakkı yok muydu? Biz insan haklarına sahip değil miyiz? Toplum dışı bırakmaya çalışılıyor bizi. Böyle bir ayrımcılık olamaz. Nasıl bir toplum olduk! Ben 50 yaşındayım, herhangi bir eşya değilim. Üstelik buraya defalarca gittim. Bunu hak edecek ne yaptım. Psikolojim bozuldu. Sürekli ağlama krizleri geçiriyorum. Kendime hakim olamıyorum, sürekli anı yaşayıp duruyorum. Hayata tutunmak için uğraştıkça hayatımı zorlaştırıyorlar. Gururumla ve onurumla oynandı. Bu durumun bir an önce düzeltilmesini istiyorum.İlgili haberler
GÜNÜN FİLMİ: Hayatını yaşa, Margarita
Engelli insanların da duyguları ve cinsel istekleri vardır, halk tarafından bilinir ama yokmuş gibi...
Görükle kadınların kâbusu: Taciz, şiddet, tecavüz
‘Etim çekiliyor gibi hissediyorum’ diyerek imza atan kadın ile ‘Gerçekten imzalar sayesinde son bulu...
Artık duyulsun çığlığımız
Hiçbir kadının kaderi değil ölüm. Şengül Öğretmen’in de kaderi değildi. O itiraz etti, yaşamına sahi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.