Merhaba, ben Kezban. Haksızlıklara uğrayan sizlerden biriyim. 25 yıldır çalışıyorum. Tekstilden ev temizliğine, fabrikalara kadar her alanda çalıştım. Ama sigortasız, geleceksiz bir şekilde sadece evime ekmek parası getirebildim.
Eşimden 17 yıl önce ayrıldım. Tek derdim düzgün bir iş bulup çalışmak, ama bu da çok zor. Çünkü 50 yaşındayım ve çoğu işyeri yaşımdan ötürü çalıştırmak istemiyor. En sonunda zor da olsa kadın işçilerin yoğun olduğu bir fabrikada iş bulabildim. Çalışan kadınların çoğunluğu benim yaşlarımda olduğu için de sevindim ama bu sevincim fazla sürmedi. Çünkü 2-3 yıllık işçiler patrondan daha çok işçiyi eziyor. Yeni gelen işçileri sürekli olarak “işleri çabuk yapın” diye azarlıyor. Yeni gelenlerin nefes almasına bile izin vermiyorlar. İlk başta bu duruma çok şaşırdım, “İşçi işçiye bunu yapar mı?” diye kendi kendime sordum. Ama sonrasında patronun bu işi güzel planladığını öğrendim. Daha eski olan işçilere “Siz bu işi çabuk bitirin, sizin maaşınızı arttırırım” demiş. Onlar da fazla maaş alacağız diye benim gibi yeni işçileri eziyor. Fabrikada ustabaşı yok. Eski işçilerin hepsi ustabaşı. Anlıyorum ki bu da başka bir oyun; işçilerin karşısına işçiyi koymak...
Yeni gelen arkadaşlarla yaşadığımız sorunu konuştuğumda “N’apalım çalışmak zorundayız” diyorlar. Hepsinin farklı bir hikayesi var. Bir kadın arkadaş eşinden ayrılmış; “Beş tane çocuğum var. Mesai yapmak zorundayım, yoksa bu maaş ile geçinemem” diyor. Bir diğeri eşinin çalışmadığını, evi kendisinin geçindirdiğini anlatırken “Sesimi çıkarırsam beni işten atarlar” diyor. Bu fabrikada yaz döneminde okul harçlığı biriktirmek için çalışan öğrenciler de var. Başımızdaki patron yandaşları öğrencilere de baskı yapıyor ve tehdit ediyor.
Bazı işçiler bu şartlara dayanamayarak işten çıkıyor. Bir ayımı bile doldurmadığım için susuyorum maalesef. Başka çarem de yok, işten ayrılırsam yeniden bir iş bulamamaktan korkuyorum. Hepimiz bozuk sistemin birer parçası olmuşuz. İşten atılma korkusu bizi birbirimize düşürüyor bu da patronun işine yarıyor. Hatta kadınlar çoğunlukla birbirini şikayet ediyor. Bir işçi kadının diğer işçilere “Çabuk çalışın, yoksa sizi patrona şikayet ederim” dediğini duydum. Dayanamadım, “Sen de bir işçisin, sana yakışıyor mu?” dedim. “Sana ne, sen milletin avukatı mısın?” dedi bana.
Bu işçileri bu duruma nasıl getirdiler? İşçiler ikiye bölünmüş durumda. Hükümeti destekleyenler “Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gittik” diye anlatırken, muhalif olanlar “Biz de adalet mitinginde sizin için de adalet talep ettik” diyor. Birleşip hakkımızı alacağımıza birbirimizle kavga ediyoruz. Haksızlık karşısında tek başımıza durmamız zor. Eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, hep birlikte hareket etmeliyiz.
İlgili haberler
Kurtlarla koşan kadınlar: Masallarda kadınların or...
Asıl hayatınız için en önemli şey devam etmek, direnmektir; devam etmek, çünkü vahşi doğanın vaadi ş...
Kaybettiğim özgüvenimi sayenizde yeniden buldum
Merve geçen ay dergimize mektup göndermiş, yaşadığı şiddeti anlatmıştı. Bu ayki mektubunda diyor ki...
Bazen bir tek kadın birçok şeyi değiştirebilir
Tuzla Deri Sanayideki bir fabrikada çalışan tek kadın, kendisiyle beraber çalıştığı fabrikadaki deği...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.