Okullar açıldı masraflar çoğaldı. “Çocuğum ana sınıfına başlayacak, okula kayıt ettirirken beni yavaş yavaş soyduklarını hissettim” gibi cümleleri çevremde fazlasıyla duyar oldum. Okul kayıt ücreti, temizlik malzemesi ücreti, şimdilerde pandemi bahanesi ile dezenfektan ücreti vs. gibi birçok ücret talep ediliyor. Masraflar bir yana eğitimin kalitesinin de düşmesiyle beraber çocuklarını okula göndermek istemeyen, sırf mecburiyetten gönderen veliler çoğaldı. Asgari ücretle geçinen bir aile bugün bu şartlarda çocuğunun eğitimi için ne kadar bütçe ayırabilir ki? Zaten kazandığı boğazına zor yetiyor.

“Hem vergi veriyorum hem okula koli ile kağıt peçete alıyorum” diyor insanlar. Peki nereye gidiyor bu vergiler? Adı üstünde devlet okulu! İmkanı olan zaten özel okula gönderiyor, imkanı olmayan ne yapsın bu zor şartlar altında? Çocuğunu eğitimsiz bir birey olarak mı yetiştirsin? Sorular, sorular…

“Kayıt ücreti olarak 200 TL yatırmazsanız kaydınız yapılmayacak” denilerek velileri korkutuyorlar. Birçok veli bu ücreti ödemezse çocuğuna, çocuklarına farklı muamele yapılacağı korkusu ile ödeme yapıyor. “Hani öğrenim hakkı her bireyin hakkıydı?” diyerek isyan ediyor veliler.

Çocuğunu okula yazdırmaya gelen bir veli “Benim param yok ben bu parayı ödeyemem” dediği için okul müdüründen aldığı cevap “Bir 100 TL’niz yok mu ne yiyip içiyorsunuz?” Çok acı gerçekten, içler acısı. Bunların dışında istenen malzemeler gerçekten insanı şaşkına çeviriyor, 20 kg çamaşır suyu, bilmem kaç kg yüzey temizleyicisi, peçeteleri vs. saymıyorum bile… İki dönem boyunca bir çocuk için kullanılmayacak miktarlarda. Devletin okulunda yaşanan bu hadiseler CİMER’e şikayet edilmesi halde herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Devlet okullarının, Anayasa’da geçen sosyal devlet politikalarını uygulamadığını bu kadınlardan da dinlemiş ve gözler önüne yeniden sermiş olduk.

Görsel: DHA