24 Haziran sadece bir soluklanma olacak
‘Bu birliktelik sadece 24 Haziran’a kadar yetmez, daha da güçlenerek, çoğalarak devam etmeliyiz. 24 Haziran sonrası sadece bir soluklanıp bu eşitsiz düzeni değiştirme mücadelemizi sürdüreceğiz.’

Bizler İstanbul’un Eyüp ilçesinde oturan Emek Partili kadınlar olarak geçtiğimiz akşam mahallemizdeki Akşemsettin Parkı’nda “Yeryüzü sofrası” kurduk. Organizasyonu “Seçim çalışmalarına nasıl katkıda bulunabilirim, kendi kaderimi nasıl değiştirebilirim?” diyen ev işçisi bir arkadaşımız üstlendi. Ne kadar konu komşumuz varsa haber saldık, telefonla aradık, kapısına gittik; “Yeryüzü sofrası kuracağız, yiyeceğini al gel” dedik. Meğer ne kadar ihtiyacımız varmış birlikteliğe, bir araya gelmeye, birleşmeye...

OHAL döneminde yönetildiğimiz KHK’lerle çıkmaza giren hayatlarımızda en çok debelenen kadınlar “Eyyyy” diye başlayan kelimelerden ne kadar çok bıkmış ki akşam her biri bir köşeden ellerinde hazırladıkları yiyeceklerle işyerlerinden, evlerinden çıkageldiler. Her partiden her görüşten kadın, parkta yürüyen kadınlar bile doldurdular sofranın etrafını. Referandumda yakalanan bu birlikteliğin daha güçlendirerek seçimden çıkmasından yana her alanı değerlendirmenin yolları aranırken gözlerindeki ve kelimelerindeki endişeler de gözden kaçmıyordu. Ama "tek adam tek parti" yönetimine karşı da taktik belirlemişlerdi. Pek çoğu milletvekilliğinde HDP’ye cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye oy verme yönünde tartışma yürütüyordu. Bazıları özellikle ülkede barış içinde yaşanılması gerektiğini söylerken HDP’nin önemli bir yerde durduğu ve barajı geçmesi gerektiği konusunda hemfikirlerdi, ancak endişeleri de vardı.


Kadınların üretimin içinde bulunmaları, kendi haklarına sahip çıkmaları gerektiğini, partilerde, hayatın her alanında yer almaları gerektiğini anlattı Olcay Hoca. Eğitimci olan Sevda ise seçimlerde kim gelirse gelsin bize güllük gülistanlık bir hayat olmayacağını; yine ekonomik krizlerle, kredilerle boğuşacağımızı ekmeğimizin daha da küçüleceğini kadın cinayetlerinin, tecavüzlerinin kadınların haklarına sahip çıkmadıkça bitmeyeceğini söyledi. Yıllardır AKP’ye oy veren Zeynep ise “Dün mahallede fesleğen dağıttılar. Milletvekili gelmiş, oy istiyor. ‘Biz fesleğen mi yiyeceğiz’ deyince koruması ‘Bu konulara girme’ diye konuştu. Ben asgari ücretle çalışan birisi olarak nasıl bu konulara girmem ki” dedi ve artık AKP’ye oy vermeyeceğini söyledi. Sultan ise fakir fukaradan alınan paraların iftar sofralarında yandaş olanlara sunulduğunu söyledi. CHP içerisinde çalışma yürüten Güllü ise özellikle ayrımcılıktan yakınarak insanları “Alevi-Sünni” olarak böldüklerini vurguladı. Güllü “Tek adamın artık gitmesi gerek. Yemeğimizden, kıyafetimize, gülmemizden, kaç çocuk doğuracağımıza hatta kürtajımıza kadar karışıyorlar. Artık yeter” diyerek öfkesini anlattı. Semaverdeki son çayımızı içene kadar hararetli bir tartışma yaşadık ve bir fikir birliğine vardık: “Bu birliktelik sadece 24 Haziran’a kadar yetmez, daha da güçlenerek, çoğalarak devam etmeliyiz. 24 Haziran sonrası sadece bir soluklanıp bu eşitsiz düzeni değiştirmek için mücadelemizi kaldığımız yerden sürdüreceğiz.”


İlgili haberler
#KadınlarınSeçimi onurlu bir gelecek

Milyonlarca kadına dayatılan seçenek bu ikisi arasında; Ölüm mü, sıtma mı? Seçim manifestolarında ve...

#BenimSeçimim #BenimManifestom

Halkın gerçek iradesinin her adımda kendini gösterebilmesi, bu iradenin ülkenin yönetiminin her kade...