41 yaşında 21 yıllık sigortalı bir sağlık çalışanıyım. Özel sağlık sektöründe yönetici kadrosunda başladım çalışmaya ve patronun çıkarları, o iş yerinin çıkarları, çalışanların çıkarlarıyla aynı anlamı taşırdı benim için. Bunun böyle olmadığını emeklerimin değersiz görülüp küçümsendiğini gördüğümde öğrendim.
10 yıldır kamu hizmeti veren bir kurumda çalışmaktayım. Kamu kurumunda çalışınca mutlaka hakkımı alacağımı yani adil bir yer olduğunu düşünmüştüm, yine yanılmışım.
Hepimizin iş hayatından güven ve huzur ile yaşamak başta olmak üzere çeşitli beklentileri var. Her gün ömrümüz boyunca ölesiye bunun için çalışıyoruz.
Amaç ne olursa olsun yaşayabilmek için aynı yollardayız.
Çalıştığım sağlık kurumunun yüzde 80’ini kadın sağlık emekçileri oluşturuyor. 24 saatimizin 8 saati mesaide geçiyor. Çoğumuz kilometrelerce yol gidip geliyoruz. Çalışıyoruz ama evdeki çilemiz hiç azalmadı. Geçinip yaşayabilmek için ailesinin desteğine ihtiyaçtan, daha ucuz kira da yaşamak zorunda olmaktan yani geçinememekten, yaşlımıza, hastamıza, çocuğumuza olan sorumluluklarımızdan tükeniyor nefesimiz.
8 SAAT ÇALIŞMA 12 SAATE ÇIKARSA...
Kadınların çilesi evde ve işyerinde artarak devam ediliyor. Her yeni gün yeni çalışma tanımları geliştiriliyor çalışanlar karşı karşıya getiriliyor. İşyerinde esnek çalışma biçimleri artarak devam ediyor. Bitmiyor çilemiz. Ben çaresizliğimi sendikal mücadele ile giderdim. Sorunlarımızın ortak olduğunu fark ettirdiler bana. İçtenlikleri, ceplerindeki harçlığı paylaşma teklifleri emeğimin kadın ve sınıf dayanışmasında değer bulması dünyalara bedel oldu.Bizleri, insan olduğumuzu görmezden gelerek komutla çalışan mekanik varlıklar sanan yönetim, pandemiyi fırsat bilerek, esnek çalışma adı altında bu sefer 8 saatlik mesai saatini 12 saate çıkardı. Yani sabah sekiz, akşam sekiz çalıştırarak, “Düşen fatura tutarlarının böylece yükseltileceğini” söylediler. Akşam 20.00’de işten çıkıp 22.00’de evimde olacağım, ev ve aile sorumluluklarımı yerine getirip kalan saatlerde uyuyup ertesi güne hazır olacağım... Muhtemelen bizlerin uykuya da ihtiyacı yoktur! “Yıllık izne çıkıp da ne yapacaksın?, Parayı ne yapacaksın?” alayları ile insanlığımızı, onurumuzu yok sayan bir yönetim ile çalışmak zorunda kaldık.
Ancak bu insanlık dışı uygulamalara karşı, mücadele ettik ve kazandık.
Bu uygulamayı kabul etmediğimizi değer görmek istediğimizi belirtip dilekçe hazırlayıp toplu olarak başhekimliğe verdik. Yine gördük ki birlikten kuvvet doğar.
Sayın Fahrettin Koca dedi ya “Hâlâ elimizde bir kozumuz var...”
En büyük gücümüz dayanışma ve örgütlülüğümüz.8/20 mesai saati uygulamasında geri adım attıran çoğunluğu kadın sağlık emekçileri olarak emeğimizi korumakta kararlıyız.
İlgili haberler
Sağlık emekçisi kadınların pandemi ile mücadelesi
Türkiye’de ‘yeni normal’e geçişle birlikte görmezden gelinen sağlık emekçisi kadınlar neler yaşıyor,...
Ayşegül Aktürk için eylem yapan sağlık emekçileri:...
Sağlık emekçileri, ‘Hayır!’ dediği için katledilen sağlık emekçisi Ayşegül Aktürk, şiddete maruz kal...
Sağlık sistemi pul pul dökülüyor
‘Sağlıkta çağ atladık, diyenler, sağlık emekçilerine bir maske vermekte zorlanırken emekçiler psikol...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.