Kadınların hak gasplarına ‘aile’ örtüsü: Ailenin Korunması Eylem Planı
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nda neler var?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı 15 Mayıs Çarşamba günü Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı açıklamıştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadınların güçlendirilmesinin, kadınların şiddete karşı korunmasının öncelemediğini politikalarıyla, bütçesiyle ortaya koyuyordu; ancak bu plandaki “Bakanlık olarak politikalarımızın odağına her zaman ‘aile’yi koymak en öncelikli hedefimizdir” ifadesiyle bu durumu itiraf da etmiş oldu. Pek çok devlet kurumu, sorumlu ve ilgili kurumlar arasında yer alırken kadın örgütleri ve dernekleri bir kere daha eylem planında yer almadı. Kadına yönelik şiddetin en çok ev içinde yaşanmasına rağmen ev içi şiddetin önlenmesi, kadının şiddete karşı korunması eylem planında yer almıyor; “kadın”, “aile”nin içinde kayboluyor.

Planın vizyonunda “Ailenin ve evliliğin değerini ve önemini hedef alan olumsuz söylemlerin artması, geniş aile içindeki dayanışma ve sosyal destek ağlarının değersizleştirilmesi, çocuk ve gençlerin sağlıklı gelişimini tehdit eden zararlı akımların artış göstermesi, aileyi tehdit eden dijital yapım ve içeriklerin sıklıkla medya mecralarında yer bulması, bireyselleşme, tüketim ve materyalist değerlerin hâkim olduğu yaşam tarzının teşvik edilmesi gibi pek çok faktör aile ve evlilik kurumu için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Aile açısından yaşanan bu toplumsal değişimin sonuçları, tek kişilik hanelerin çoğalması, evlilik akdi sona erenlerin sayısının artması, ilk evlenme yaşının ötelenmesi, evlilik oranlarının ve sahip olunan çocuk sayısının azalması şeklinde tezahür edebilmektedir.” ifadeleri yer alıyor.

İlk çocuğu doğurma ve evlilik yaşının yükselmesi, sahip olunan ortalama çocuk sayısının azalmasından bahsedilen planda, demografideki bu değişimin sermayenin ve iş gücü piyasasının ihtiyacına ters olduğu; nüfusun yaşlanmasının sosyal hizmetler ve kamu hizmetleri üzerinde yük oluşturduğu ifade ediliyor. 12. Kalkınma Planındaki “beşeri sermayenin güçlendirilmesi” politikasına da atıfta bulunuluyor. Uzun zamandır iktidarın “ailenin korunması” üzerinden LGBTİ’leri hedefe koyduğu, kadınların haklarına dönük saldırıların zeminini oluşturduğu söylem, eylem planında da yer alıyor.

Eylem planında yer alan ve öne çıkanlar ise madde madde şu şekilde:

HAK GASPLARINA ‘AİLE’ ÖRTÜSÜ

“Aile ve dinamik nüfus yapısını etkileyen gelişmeler çerçevesinde” mevcut hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve yeni düzenlemelerin “aile odaklı esaslar üzerine kurulması” için Adalet Bakanlığına sorumluluk veriliyor. Genel seçimlerin ardından Medeni Kanun’da kadınların nafaka hakkını gasp etmekten boşanmaların zorlaştırılmasına kadar pek çok değişikliğin yapılacağını Adalet Bakanı ilan etmişti. Bu eylem planının da hazırlanmasının bir parçası olan, 81 ilde yapılan aile çalıştaylarında “nafaka boşanmaya sebep olur”, “6284 ile verilen uzaklaştırma kararları aileleri yıkar. Erkek evde olmazsa kadın ne yapar?”, “Şiddete karşı verilen tedbir kararı delile bağlansın” gibi şiddetin önünü açacak öneriler sunulmuştu. Bu öneriler de “ailenin esas alınması” gerekçelerine dayandırılmıştı.

BOŞANMALARDA ARABULUCULUK İÇİN ÇALIŞTAY

◾ Aile arabuluculuğunun oluşturulması üzerine Adalet Bakanlığı tarafından bir çalıştay düzenlenmesi de eylem planında yer aldı. Aile arabuluculuğu sistemi 2016’dan beri iktidar tarafından gündeme getiriliyor, kadınların mücadelesi sonrası rafa kaldırılıyor. Genel seçimlerin ardından Adalet Bakanı tarafından ısrarla üzerinde durulan boşanmalarda arabuluculuk sisteminin getirilmesi, kadınlar için şiddet dolu evliliğinden uzaklaşamamak, haklarından vazgeçmek, şiddete daha açık hale gelmek demek.

“Küresel cinsiyetsizleştirme projeleri ile mücadele konusunda standartları ortaya koyan bir strateji belgesi hazırlanacaktır” ifadeleri ile LGBTİ’lere ve kadın mücadelesine karşı strateji belgesi hazırlama politikasını tüm bakanlıklar, Diyanet ve STK’ler yapacak.

◾ ”Ailenin korunması ve güçlendirilmesi konusunda ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve aile odaklı sivil toplum kuruluşları ile iş birlikleri artırılacaktır” ifadesi de yer alıyor. Eylem Planı tanıtımında Bakan Göktaş, tek adam yönetimi, anayasa değişikliği, LGBTİ’lere dönük saldırılar, kadın haklarının gasbı konusunda iktidarın örnek aldığı Macaristan ile ilişkilerini geliştirmeye, aile politikalarını tartıştıkları görüşmeyi örnek göstermişti.

GÜVENCESİZ ÇALIŞMANIN DİĞER ADI: ESNEK ÇALIŞMA

”Aile ve iş yaşamının uyumu” adı altında özellikle kadınlar için “uzaktan, esnek ve hibrit çalışma” modellerinin kullanılması, bunun analiz çalışmasının yapılması yer alıyor. Kadınlar için güvencesizlik, aileye-kocaya bağımlılık ilişkisi kurmak anlamına gelen esnek çalışma kadın istihdamını artırmanın bir yöntemi olarak ortaya konuyor.

“0-72 ay arasında çocuğu olan, çalışmaya başlamak veya daha önce çalıştığı işe geri dönmek isteyen ya da hali hazırda bir işi olan ebeveynleri desteklemeye yönelik kreş/gündüz bakım evi/anaokulu gibi destekler yaygınlaştırılacaktır” ifadesi ise kadınların gerçekleştirilmesi üzere takipçisi olması gereken maddelerden. Kreş-bakım evi gerekliliği ortadayken başka eylem planları ve belgelerde yer verilen bu ihtiyacın hâlâ karşılanmadığı, karşılanmadığı yerlerde de tarikatlara ait sıbyan mekteplerinin arttığı gerçeği karşımızda.

”Gençlerin değerler eğitimine, yaşam becerilerine ve kariyer planlamalarına katkı sağlayan program ve kurslar uygulanacaktır” ifadeleriyle “değerler eğitimi” adı altında dini eğitimlerin yaygınlaştırılacağı söylenebilir.

◾ Üniversitelerdeki kadın araştırmaları merkezlerinin aile araştırma merkezleri haline dönüştürülmesinin ardından, bu eylem planı çerçevesinde bir Aile Enstitüsü 2025 yılından itibaren kurulacak.

Medyada aileye dönük yapımların teşvik edilmesi, üniversitelerde “aile odaklı kurumlar” ile “Aile ve Medya” buluşmaları gerçekleştirilmesi, “aile yapısını ve değerleri tehdit eden” yapımlara karşı tedbir alınması planda yer alıyor.

6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen konteyner kentlerde 21 metrekarede pek çok sorunla insanlar yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. 21 metrekareye yaşam sığmadığı gibi şiddet, istismar, güvencesizlik, kadınlar üzerindeki toplumsal baskı da bir o kadar artıyor. Bakanlık ise “aileleri depreme dirençli hale getirme” amacıyla ailelere bilinçlendirme eğitimleri koyuyor, bunun dışında gerek deprem bölgesi gerek afet riski taşıyan diğer iller için “eğitim vermek” ötesinde bir sorumluluk almıyor.

2026 yılında “Yerel yönetimlerin aile odaklı çalışmalarını teşvik etmek amacıyla” Aile Dostu Şehir Zirvesi, 2025 yılında “Aile dostu şehir” ilkelerini belirlemek üzere bir çalıştay yapılacağı belirtiliyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Erdoğan ‘Aileyi korumayı hedefliyoruz’ diyerek yin...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Anayas...

OVP'nin kadın yüzü: Güvencesiz çalışma, derinleşen...

Türkiye'nin önümüzdeki üç yıla dair ekonomik hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Programın kadınlara...

AKP’nin hedefinde kadınların hakları var: Güçlü ai...

Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı açıklandı. EMEP milletvekili Sevd...