DERGİMİZDEN
Turizm işçisi Gülvahit: ‘Özellikle turizm sektöründe çalıştığımız için üzerimize damgalar yapıştırılıyor. İyi de size ne? Bu benim hayatım. Neden birilerine muhtaç yaşamak zorunda bırakılıyorum?’
Pandemi başlayınca da ücretsiz izin beklerken işten çıkarıldım. Tüm lokanta ve oteller kapalıydı ve hiçbiri eleman almıyordu. İşsizlik sigortasından yararlanamadığım gibi bize hiçbir destek verilmedi.
Yarım yıldır evdeyim ve işsizim. İşsizlik maaşını sadece 8 ay aldım. Benim üniversitede okuyan bir kızım var, kızıma verilen burs ve yardımlarla geçinmeye çalışıyorum.
Hiçbir maddî destek görmedik, 17 günün sonunda çıkmış bizden helallik istiyor. Ben ev emekçisi bir kadın olarak hakkımı helal etmiyorum.
Van’ın ilk kadın dengbêji olarak bilinen Gazin’in de dediği gibi ‘Kadınlar söylemiş erkeklere mahal olmuş’ olsa da Gazin, bu durumu tersine çevirmek için çabalayan ve söyleyişiyle var olan bir kadındı
Ekmek ve Gül'ün yeni sayısında kadınlar pandeminin onları içine sürüklediği yoksulluk ve işsizliği anlatırken buna karşı öfkelerini ve yan yana gelme çabalarını anlatıyor. İyi okumalar...
Hayatımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeme mücadelemizin biriken öfkeyle birlikte değiştirici bir güce dönüşmesinin formülü açık…
Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, nakit ücret desteği işsizlik fonundan karşılanırken, iktidar ise Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervlerinin nereye gittiğinin hesabını veremez durumda.
Umutsuzluk ve öfke bir arada ne işe yarar? Öfke yakıp yıkabilir, evet ama ardında umutsuzluğun pusuda beklediği bir öfkeyle hayat yeniden kurulabilir mi?
Pandemiyle birlikte yoksulluğun da yoksulluğunu gören kadınlar… Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine yardım başvuruları artarken, hükümet patates soğan da dağıtsa bu yoksulluğun üzerini örtemiyor artık.
Neredeyse 365 gün çalışıp bir hafta tatil yapamadan, hastalansak yeterli sağlık hizmeti alamadan ölüp gidiyoruz. Aynı 1900’lü yıllar gibi emeğimizin karşılığını alamadan sömürülüyor ve eziliyoruz.
İşsiz kalmamak, aç kalmamak için Kovid olduğunu saklar durumda bugün emekçiler. Bu çaresizlik içinde bir çare arayan kadınlar ise şiddeti bir de ekonomik olarak yaşamakta…
İşsizliğin, yoksulluğun, çocuğunu besleyememenin yükü altında ezilen, her tür çareyi arayan Fidan, artık kaybedecek bir şeyinin olmadığını da söylüyor ve ekliyor: ‘Kaderimizi kendimiz belirleyeceğiz’
‘Bu ekonomik kriz hayatımızdan hiç gitmedi ama hayata bir şekilde tutundum. Hâlâ merdiven temizliğine gidiyorum, çocuklarıma ben bakıyorum.’
Baskının farklı yönlerini her daim konuştuğumuz bir süreci yaşıyoruz ancak bu sefer, gelecek kaygısı ve daha iyi yaşam koşulları için mücadele etmek sohbetlerimizin ana konusu olmuştu.
Regl ürünleri her kadının rahatlıkla ulaşabileceği fiyata indirgenmeli veya ücretsiz olmalı; AVM tuvaletlerinde, okullarda vb. alanlarda da ücretsiz temin edilebilmelidir.
Yeni mezun gıda mühendisi Güneş, 1 buçuk yıllık işsizliğinde hayatta kalmak için geliştirdiği ‘taktikleri’ anlatıyor ve soruyor: Kafeste düşlemek yeter mi?
19 Nisan’da Evrensel Gazetesinde işsizliğin “bedellerini” anlatmıştı Nergis. Günübirlik işler yaparak kızına bakmaya çalışan Nergis’in şimdi güvenceli bir işi var. Nergis, duygularını anlatıyor.
Pandemi patronlar tarafından düşük ücrete, ağır koşullarda işçi çalıştırmak için kullanılırken özellikle kadınlar için hem çocuğun bakımı yükü hem işsizlik hem de yoksulluğu derinleştirdi.
Gece yarısı kararlarıyla vergileri yükselten, grev yasaklayan, rektör atayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen Cumhurbaşkanı en temel ihtiyaçlarımız için tek bir olumlu karar almadı!
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN