DERGİMİZDEN
Emine, Ayfer, Fatma, Sevgi, Nursel, Ayşe, Elif… Oyun oynarken evlendirilmiş, küçücük bedenleri ilk anneliği kaldıramamış, başka çocuklar bunları yaşamasın diye ‘asla’ sözünü bırakmamış kadınlar…
Ben hastaneye gidemeyen, pazara gidemeyen dört duvar arasında yaşayan bir kadındım. 5 çocuğum da evde doğdu mesela. Ama bugün her şeyi kendi başıma yapıyorum.’
İktidarın silahlı kuvvetleri politikalarıyla uyumlu olarak bulunduğu her yerin tek adamı olma gücünün doruklarında. Bu gücün en görünür ve en görünmez tarafıysa kadınlar ve kız çocuklarının bedenleri.
Bu zamana kadar mücadeleyle kazandığımız tüm haklarımız saldırı altında. Bu saldırılar, hayatımızın ipotek altına alınması, geleceğimizin elimizden alınması demek. Bir tekinden bile vazgeçmiyoruz!
Sağlık sisteminiz pandemi döneminde başarı ‘öyküleri’ yazadursun, burada yazılanların yanı sıra daha sayamayacağımız bir dolu sorun yüzünden hakkımızı ödeyeceğinizi düşünemez olduk artık.
Çankaya’da dört kadın, sokak hayvanlarına bakmak için dişini tırnağına takmış mücadele ediyor. Çevrenin tacizine, hakaretlerine rağmen, hayvanların da bir can olduğu bilinciyle yılmadan çabalıyorlar.
Bugün alanında tekel olan Dardanel’in abileri Siemens, Bayer, Nestlé, Opel, Coca-Cola, Krupp gibi kapitalist tekeller, Nazileri yaratan ve faşizmin ekmeğini çokça yiyenlerden.
Aşırı sıcaklardan herkese fenalık geldi. Ama kronik hastalıkları olanlar için her şey daha bir zor! Kalp, diyabet, migren, cilt hastalıkları yaşayanlar, çocuklar ve yaşlılar daha dikkatli olmalı.
Yaşanılan yoksulluğun da yoksulluktan bıkıp çare arayan kadınların sayısının da her geçen gün arttığını bu derneğe gelen kadınlardan görebiliyoruz.
Pandemi sürecinde çalışmadığım sürede verilen kısa çalışma ödeneği yüzünden kaybolan haklarım var… Pandemi bizim suçumuz değil, ama cezasını biz çekiyoruz.
Araştırıyorum, hiç mi işçiden yana bir şey çıkmayacak! Devlet düşünmesin, patron düşünmesin, kıdem tazminatımızın da elimize geçmesine engel olsunlar, peki biz işçiler artık ne yapacağız?
Erken yaşta zorla evlilikleri mağduriyetlerle, geleneklerle açıklamaya çalışanlara çocuk yaşta zorla evlendirilen Sunar veriyor cevabı: ‘Ben yaşadım başka çocuklar yaşamasın!’
IFJ, 52 ülkeden 558 kadın gazeteciyle yaptığı araştırmaya göre, kadın gazetecilerin yarısından fazlası Covid-19'a bağlı olarak eşitsizliklere maruz kaldı.
Bangladeşli tekstil işçisi kadınlar Ashulia sokaklarında işten atmalara karşı yaptıkları eylemlerin sonucunda kazanım sağladılar.
Tarihi oldukça eski, şimdi kadınlara özgü topuklu ayakkabıların ilk önce erkekler tarafından giyildiğini, yüz yıllarca kullanıldığını biliyor muydunuz?
Toplumsal hicvi dolu dolu, pek çok meseleye göndermesi incedendi Huysuz’un. Siyasetçilere de iğnesini batırdı ama hiçbir iktidarın yanında görünmeye ihtiyaç falan duymadı.
Aslı, bebeğini ilk koronavirüs vakasının açıklandığı gün kucağına aldı. Kaygılarına devletin ödemediği aşıların sıkıntısı, yalılarından ‘Evde kal’ çağrıları yapanlara duyduğu öfke eklendi.
Evdeki yaşlılarıma bakmak hem ekonomik olarak hem de beden olarak ciddi bir yorgunluk ve tükenmişlik oluşturdu bende. Öyle ki günler gelip geçerken bazen saçımı taramadığımı fark ettim.
İstanbul Sözleşmesi’nin gereği yapılmadığı için kadın cinayetleri her yıl katlanarak artıyor. Bu hale bir gecede mi geldi bu toplum?
2018 yapımı, Türkçeye ‘Bir Kadının Zaferi’ diye soyutlanarak çevrilen ‘The Condoctor’ filmi New York Filarmoni Orkestrasının ilk kadın Orkestra Şefi Antonia Bianca’yı anlatıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.