DERGİMİZDEN

Fidan’ın eşi, hakları için grevde olan Maltepe Belediyesi işçilerinden. 3300 lira ile geçinme derdi, Fidan’ı genç yaşta yormuş, geçinmek için bulduğu çareler tükenmiş. ‘İşçilere haklarını verin’ diyor

H.T. Ankara’nın zincir marketlerinden birinde çalışıyor. Pandemiyle birlikte çalışma koşulları ağırlaşan ancak ücrette bir değişiklik yaşamayan H.T. ‘Taleplerimizin dinlenmesi için sendika şart’ diyor

8 Mart’ı 8 Mart yapan tarihi, emekçi kadınların mücadelesinin tüm dünya kadınlarına mirasını, bu köklü geçmişin arkasındaki sınıf mücadelesi dinamiklerini Olcay Geridönmez yazdı.

Sınırların Ötesinde İngiltere’de ve Meksika'da kadınların yeni kazanımlarına ve tehlike altında olan haklarına dair haberlerimiz var.

8 Mart yaklaşırken İzmir’de yaşayan genç kadınların sokakta, evlerinde, okullarında, iş yerlerinde kendilerini güvende hissedip hissetmediklerini ve bunun nedenlerini konuştuk.

Kayınbabasının tacizine uğrayan Semiha, ne ailesinden ne eşinden destek görmüş, tacizciyle aynı apartmanda yaşamak zorunda bırakılmış. Şimdi hayatını kendi ellerine almak için kadınlarla güçleniyor.

Yedi üniversiteden sekiz topluluk olarak ortak planladığımız forumda buluştuk, deneyimlerimizi paylaştık ve yan yana mücadele etmenin adımlarını attık.

Şiddetin yalnızca suretine karşı değil esasına karşı da mücadeleyi odağa koymazsak, kadınların ölmemek için öldürmek zorunda kalacağı “orman kanunlarının” en büyük zararını yine kadınlar yaşayacaktır.

Premenstrüel sendrom; kanamanın başlamasından hemen önce gelişen, adetin başlamasıyla azalan rahatsızlık veren fiziksel, davranışsal ve psikolojik semptomlarla kendini gösteren durumdur.

Yöneticiler tarafından belirsizlik içine sürükleniyoruz. Hepimiz hem psikolojik hem fiziksel hem de maddi çöküntü içindeyiz, tükendik, sesimizi duyun.

Dört kadın, birçok ortak noktayla dört farklı hikaye: İşsiz kalma korkusu, çocukların bakım sorunu, eğitime ve sağlığa erişememe…

Enhedunna, dünyada bilinen ve bulunan ilk mısraları kaleme alan kadının hikayesi… “Ben Enhedunna. Vardım. Buradaydım” diyor ve sesini kazıyor tarihe…

Sosyalist bir kadının kaleme aldığı bu kitap, bugün de kadın işçilerin özgür bir yaşam hayalinin yollarını aydınlatıyor.

‘Sadece yaşamak değil; insanca, adımızla, varlığımızla, her alanda eşit haklarımızla yaşamak hakkımız. Var olanı korumanın yanında; daha da fazlasını talep etmek söke söke almak da görevimiz.’

‘Ayrım yapmadan birbirimize kenetlenmemiz lazım. Çünkü biz işçiler olarak hepimiz aynı gemideyiz, bizim yaşadıklarımızın sorumlusu hükümetle patronlar da kendi gemilerindeler.’

‘Pandemiyle birlikte her şey zamlandı ama maaşlar aynı kaldı. Pandemiyi biz yaratmadık, bu zamların da yaşadıklarımızın da sorumlusu biz değiliz. Önce hükümet, sonra da patron sorumlu!’

‘Güçlü bir kadının kızıyım, mücadeleye onunla başladım’ diyen Nihal, yıllar sonra liseyi bitirdi, şimdi üniversitede uçak bakım ve onarım okumaya hazırlanıyor. Azim ve umut dolu bir hikaye…

Esenyurt’tan gıda işçisi bir kadın yazdı:Bu yaşadıklarımızın sorumlusu biz miyiz? İki tane sorumlu var, biri devlet diğeri de patron. Bunların üstesinden gelecek tek şey ise biziz, birliğimiz.

Evde de huzur yok. Eşiniz işsizse, borcunuz varsa vah halinize. İşçi evlerinde araştırılsın kadına yönelik şiddet bayağı fazlalaşmıştır. Ben bir yılda iki kez dayak yedim.

Aslı Börek fabrikasından bir işçi kadın yazdı: ‘İşten atılma yasaktır’ lafı koca bir yalan. Onlarca kadın işçi arkadaşımız işten atıldı, ücretsiz izne gönderildi. Ayda bin 170 liraya mahkum edildik.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.