Onun hikayesini okuyunca size çok tanıdık gelecek. Belki de kendi hikayenizle karşılaştırıp, “Acaba?” diyeceksiniz. “Acaba anlatılan benim hikayem mi?” Evet anlatılan senin hikayen, sizin hikayeniz. Türkiye’de şiddet gördüğü için eşinden boşanan ya da boşanmak isteyen ve ardından hayata tutunmaya çalışan tüm Zeynep’lerin hikayesi….
Eşinin kızına şiddet uygulaması, kendisine yönelik de şiddet eğilimi göstermesi ile başlıyor Zeynep Döngül’ün hikayesi. Sonrasında ise 24 bıçak darbesi ile Türkiye’de kadının yerini ve şiddetin altını kırmızı çizgilerle çizerek gösteriyor bize. Türkiye’de boşanmak isteyen ya da boşanan tüm kadınların ortak hikayesine evriliyor Zeynep’in hikayesi de.
Yaşam enerjisiyle dolu, hayata sıkıca sarılan ve mücadeleci ruhundan asla taviz vermeyen bir kadın Zeynep, eşinin şiddet uygulaması boşanma kararı almasına neden olmuş. Bu kararı aldıktan sonra da hayata tutunması gereken Zeynep, bir fabrikada çalışmaya başlamış. “Boşanma kararı aldıktan sonra çalışmaya başladım, ekonomik özgürlüğümü elime aldım. Bu süreçte eski eşim Bayram’ın ailesi bizi barıştırmaya çalıştı, ekonomik özgürlüğümün olması onları rahatsız etti, bu nedenle onunla barışmadığımı düşündüler” diyor Zeynep. Mahkeme gününden birkaç gün önce eski eş Bayram, ısrarla ‘mahkemede ne diyeceklerini’ konuşmak istiyor, Zeynep’in yaşadığı eve gidiyor ve zorlu süreç başlıyor. Zeynep yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Ben mutfağa bir şey almak için gittiğim bir zamanda kendi boynunu boydan boya kestiğini gördüm. Ambulansa haber verdim. Polisler benim ifademi almak için 8 saat boyunca beni hastanedeki polis odasında tuttular. Bir insanın kendi boynunu boydan boya kesebileceğine inanmadılar, benim yaptığımı düşündüler. Boğazına 70 dikiş atıldı. Bu olaydan sonra ben ona karşı daha fazla tavır aldım, ama kızımızı görmek istediği için aramızda çok fazla mesafe olmuyordu.”
YARALI HALDEYKEN İFADE VERDİM, ÖLSEM BİLE CEZASINI ÇEKMELİYDİ
Zeynep bir gece arkadaşları ile buluşuyor ve işte 24 bıçak darbesi bu gece yaşanıyordu: “Biz dışarıdayken yanımıza geldi, gitti. Aramızda çok büyük bir sorun yoktu, arkadaş olarak görüşüyorduk kızımızdan ötürü. O gece başlarda hiçbir problem yoktu, sonradan sonraya attığı mesajlarda tavrı değişmeye başladı. ‘Eve ben götüreceğim seni’ diye mesaj attı, ben de tamam çıkınca haber veririm dedim. Diğer boşanan aileleri görünce, kızımın da o şekilde ortada kalmasını istemedim; bu yüzden aramızdaki iletişimi yumuşak tutmaya çalışıyordum. Ben daha arkadaşlarımın yanından kalkmadan yanımıza gelip gitmeye ve sözlü saldırıda bulunmaya başladı. Ona gitmesi gerektiğini ve ikimizin de sinirli olduğunu söyledim. Daha sonra gittiğinde bana ‘Nasıl olsa sen oradan çıkacaksın’ diye mesaj attı. Arkadaşlarımı germemek için bu mesajı onlarla paylaşmadım. Oradan arkadaşlarımla çıkıp eve gitmek için yürümeye başladık. Bu arada o gün raporluydum, kolumla ilgili bir problem vardı, bu yüzden kolumu kalbimin üstüne gelecek şekilde vücuduma sabitlemişlerdi. Bir ara sokaktan yürürken arkamdan biri seslendi, dönüp baktığımda Bayram üstüme saldırdı. Elindeki bıçağı bana sapladı. Ben yere yığıldım. Sadece sesleri duydum, ambulansla hastaneye götürüldüm, o sırada bilincim açıktı. Bayram, kaçmıştı. Hastaneye gittiğimde doktorlar bilincim kapanmasın diye beni konuşturmak istediler. O sırada ifade vermek istedim; çünkü ölsem bile onun cezasını çekmesini istiyordum. Beş gün boyunca yoğun bakımda kalmışım. Bu sırada Bayram teslim olmuş. Doktor benim için ‘Kurtulma ihtimali yok’ dediğinden ötürü sosyal kurumlar kızımı almaya gitmiş. Annem kızımı vermemiş.”
BENİ AYAKTA TUTAN KADIN DAYANIŞMASI OLDU
‘Kurtulma ihtimali yok’ denmiş, ama Zeynep bu darbeyi de atlatmış. Sonra adalet arayışı, müebbet istemi ile başlayan mahkeme süreci... Bayram öldürme isteğini elinde olmayan sebeplerden dolayı tamamlayamadığı(!) için 16 yıla düşmüş. 16 yıl da iyi hal indirimden 11 yıla. Tüm bu süreçte kadın mücadelesinin kendisine umut verdiğini söylüyor Zeynep ve devam ediyor: “Avukat tutmamama rağmen o gün benimle salonda 8 tane kadın avukat vardı.”Sonrasını anlatıyor Zeynep, yaşamaya devam ettiği korku ve tedirginliği…
“Bazen gece vardiyasına giderken, ara sokaklardan geçerken hâlâ tedirgin oluyorum ve ambulans sesinden hâlâ nefret ediyorum. Buradan bütün kadınlara söyleyeceğim tek şey şiddetin en ufağına bile boyun eğmemeleri gerektiğidir.”
Olaydan 3 ay sonra işine geri dönebildiğini söylüyor Zeynep, iş arkadaşları her zaman Zeynep’e destek olmuş. Ancak Zeynep’in kızı okula devam etmemiş. “O da ben de istemedik, çünkü akranları arasında sürekli psikolojik şiddete maruz kalıyordu. Şu an çiğköftecide çalışıyor ve açık öğretimden devam ediyor eğitim hayatına. Çok hırslanmış olacak ki “Mutlaka okumam lazım, büyük insan olmalıyım” diyor. Ben de ona elimden geldiğince destek oluyorum. Kızım, annem ve ben sımsıkı kenetlendik birbirimize. Asla da kopmayacağız.”
Saldırıya uğradığında elinden de yaralanan Zeynep, elinden tekrar ameliyat olmak zorunda kalmış…
“Ağrılarım vardı, iş yaparken beni biraz zorluyordu. Birkaç operasyona daha gireceğim. Ama bu süreci çok güzel göğüsleyebiliyorum, çünkü beni seven insanlar hâlâ yanımda ve destek olmaya devam ediyorlar.”
İlgili haberler
Helin
Valizlerini, çocuklarını topladığı gibi çıkar yola. Biri karnında ikisi yanında kızları ve artık ces...
Tüküreyim bahtına: BAHTINUR
İzmir’e ayak bastıktan on gün sonra doğmuş Bahtınur. Adını babası koymuş, bahtı bize benzemesin, nur...
Kara kaşına kurban: Gönül abla
Ama Gönül… Ah Gönül abla… O hastane odasını nasıl da genişletip hayatın kendisini o odanın ortasına...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.