İŞÇİ KORONAVİRÜS YÜZÜNDEN İSTİFA ETMEK ZORUNDA DEĞİL!
İşçiler koronavirüs nedeniyle istifa etmeye, ücretsiz izin ya da avans yıllık izin kullanmaya zorlanamaz.Okurumuzun Sorusu: İşyerimde 11 Nisan’da yılım dolacak. İşverenim 25 yıllık avukat noter. Geçen hafta iş yok diye yıllık izne çıkardı beni. Dün de “bu virüsten dolayı ya çıkışını ver a da 1 hafta daha yıllık izne çık” diyor. Ama korkum şu. Yılım dolmadan izne tekrar çıkarsam döndüğümde bu sebeple çıkarabilir mi? Doğum iznime de 2 ay var.
Her şeyden önce bir noktayı açıklığa kavuşturalım. Koronavirüs salgınından kaynaklı olarak işyerlerinin faaliyetinin durması veya işçilerin azalmasının faturası işçiye kesilemez!
25 yıllık avukat noter olan işverenin okurumuzdan istedikleri İş Kanunu’na açıkça aykırı.
İş Yasası’na göre ne yazık ki işçinin talebi olmasa da işveren işçiyi yıllık izne çıkarabilir. Ancak işverenin işçiyi yıllık izne çıkarabilmesi için işçinin hak kazandığı ancak kullanmadığı yıllık izninin olması gerekir.
Okurumuz henüz 1 yılını doldurmamış. Dolayısıyla yıllık izne hak kazanmamış. Bu nedenle okurumuz henüz hak kazanmadığı izni avans niteliğinde, yani gelecek yıldan mahsup edilmek üzere kullanmak zorunda değildir.
Daha açık söyleyecek olursak, işveren işçiye hak etmiş bulunduğu yıllık izni kullandırabilir. Ancak işçiyi avans yıllık izin almaya zorlayamaz.
Okurumuz avans izin kullanmama hakkına, işverenin bu teklifini reddetme hakkına sahiptir. İşverenin sırf bu nedenle okurumuzu işten çıkarması İş Yasası’na aykırı olur.
Okurumuz iş güvencesi kapsamında ise işe iade isteyebilir, değilse kötü niyet tazminatı talep edebilir. Okurumuzun ihbar ve kıdem tazminatı gibi hakları her iki durumda da saklıdır.
Benzer biçimde okurumuz işverenin talebi ve onayıyla avans izin kullanırsa da bu izin işten çıkarma gerekçesi olamaz. Bu noktada okurumuz avans izin kullanmayı kabul ediyorsa, muhakkak ama muhakkak bu durumu yazılı olarak kayıt altına almalıdır. Örneğin işverenle whatsapp üzerinden yapılacak yazışma bile bunun için yeterli olacaktır. Böylece işveren “onayım olmadan izne çıktı, izni zaten hak etmemişti” diyemez, işe devamsızlık gerekçesi ile okurumuzu işten çıkaramaz.
Son olarak şunu belirtelim. Hiçbir koşul altında okurumuz çıkışını vermeye zorlanamaz. Okurumuz istifa etmek zorunda değildir ve kesinlikle istifa etmemelidir. İşveren okurumuzu istifaya zorlayarak, okurumuza yasal haklarını ödemekten kaçınmaya çalışmaktadır. Okurumuz istifa etmeyerek yasal haklarını korumak yönünde önemli bir adım atmış olacaktır.
KORONAVİRÜS NEDENİYLE İŞ DURURSA İŞÇİ HAKLI FESİH YAPABİLİR
Koronavirüs nedeniyle işyerinin faaliyeti durdurulur ya da işin azalması nedeniyle işyeri faaliyetlerini durdurursa, 1 haftalık sürenin ardından işçiler haklı fesih yapabilir.Okurumuzun Sorusu: Bir firmaya bağlı olarak eczanelerde cilt bakım uzmanı olarak görev yapıyorum. Firma pazartesi gününe kadar kapattı ve bana “10 günlük rapor al” dedi. Ama sonrası için bizleri çalıştırıp çalıştıramayacağı belli değil. Haklarımızı nasıl alacağız?
Koronavirüs nedeniyle bazı işyerlerinin faaliyetleri geçici olarak durduruldu.
Yasal olarak faaliyeti durdurulan işyerlerinin yanı sıra, bazı işyerleri de işlerin veya siparişlerin azalması gibi nedenlerle fiilen işyerlerinin faaliyetlerini durdurdu.
İş Yasası’nın 24 ve 40. maddelerine göre:
İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa (koronavirüs zorlayıcı sebep sayılır):
1) İş Yasası’nın 40. maddesi uyarınca işveren ilk haftada işin durduğu her gün için yarım ücret ödemek zorundadır.
2) Bir haftalık sürenin sonunda işverenin ücret ve sigorta primi ödeme yükümlülüğü sona erer. İş sözleşmesi askıya alınmış kabul edilir.
3) Bu 1 haftalık sürenin sonunda, işçi, İş Yasası’nın 24. maddesinin 3. fıkrası uyarınca haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilir. Yani yasal haklarını talep ederek derhal işten ayrılabilir. Bu durumda işçi 1 yılını doldurmuşsa işçiye kıdem tazminatı ödenmesi zorunludur. Ancak işçiye ihbar tazminatı ödenmez. İşçi prim koşullarını sağlıyorsa işsizlik ödeneği alabilir.
4) Altını çizelim. İşveren işçiye ücretli izin verirse işçi haklı fesih yapamaz. Benzer biçimde işçi ücretsiz izne çıkmayı kabul ederse de haklı fesih hakkını kullanamaz. Ancak ücretsiz izin süresi makul bir süreyi aşarsa işçi haklı fesih hakkını kullanabilir.
Bu bilgiler ışığında okurumuzun durumuna bakalım.
Okurumuzun raporu bittiğinde işyerinde faaliyet durmaya devam ediyor, işveren ücretli izin vermiyorsa okurumuz haklı fesih hakkını kullanabilir. Okurumuz haklı fesih yaptığı takdirde 1 yılını doldurmuşsa kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Okurumuza içerideki ücreti ile fazla mesai vb. tüm haklarının ödenmesi de gerekecektir.
Öte yandan okurumuz haklı fesih yaptığı takdirde son 3 yıl içinde 600 gün primi varsa ve son 120 günde hizmet akdi kapsamındaysa işsizlik ödeneği de alabilecektir. Ancak okurumuzun analık ödeneği alabilmesi için analık iznine ayrılacağı tarihe kadar yeni sigortalı bir işe girmesi gerekecektir.
Son bir not düşelim. Okurumuzun işyeri kısa çalışma başvurusunda bulunursa ve bu başvuru kabul edilirse okurumuz (son 3 yılda 450 gün primi varsa ve son 60 gün iş sözleşmesi kapsamında çalışmışsa) kısa çalışma ödeneği alabilecektir. Böylece işten ayrılmak zorunda kalmadan çalışmadığı dönem için kısa çalışma ödeneği alabilecek zamanı geldiğinde de analık iznine ayrılıp analık ödeneği alabilecektir. Dolayısıyla okurumuzun haklı fesih yapmadan önce işyerinin kısa çalışma başvurusu yapıp yapmayacağını netleştirmesinde yarar olabilir.
İŞVEREN KORONAVİRÜSE KARŞI ÖNLEM ALMAZSA İŞÇİLER ÇALIŞMAKTAN KAÇINABİLİR
İşveren koronavirüs salgınına karşı işçileri koruyacak önlemleri almıyor, yasal yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa, işçiler önlemler alınana kadar iş durdurabilir.Okurumuzun Sorusu: İyi günler ben Kırklareli’nden yazıyorum. Eşimle kızım bir tekstil firmasında çalışıyor. Bu hastalık Çin’i durdurduktan sonra işleri yoğunlaştı. 2 aydır sürekli mesai, bir de Cumartesi Pazar. Çalışanlar da ateşlenenler oluyormuş. İzin isteyince bile zorluk çıkarıyorlarmış. Patron İstanbul’daki fabrikasını kapatmış. Aldığı siparişleri Kırklareli’ndeki fabrikasına getirmiş. Çalışanlar iyice bitmişler. Moral olarak da bozuklar. Çünkü tehdit ediyorlarmış “işe gelmeyen olursa çıkışını veririz diye”. Burası küçük bir yer. İş sektörü fazla yok. Sizden ricam bize bir yol gösterir misiniz?
Krizi fırsata çevirmek diye buna denir işte! Okurumuzun sorusu kar hırsı uğruna patronların insan sağlığını nasıl hiçe saydığını gözler önüne seriyor.
Önce yasal kuralları sıralayalım:
1) İşveren işçileri korumak, her türlü önlemi almakla yükümlüdür.
Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinin 2. fıkrasına göre işverenin işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için “gerekli her türlü önlemi almak” zorundadır. İşverenin alması gereken önlemlere ilişkin hiçbir sınırlama yoktur. Yine İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren “mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması” için çalışma yapmakla yükümlüdür. Sonuç olarak işverenler işçileri koronavirüse karşı korumak için gereken her türlü önlemi almakla yükümlüdür.
2) İşveren mümkün olan en iyi önlemleri almakla yükümlüdür.
İşverenin “gerekli her türlü önlemi alma” sorumluluğu, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile mesleki deneyimin ulaştığı en son duruma göre belirlenir. Yargıtay’ın içtihat niteliğindeki kararları da bu yöndedir. Yani, bir sektörde, işçi sağlığı ve güvenliği bakımından gelinen en son nokta ne ise, en yeni bilimsel yöntemler ve teknolojik olanaklar ne ise, bunların uygulanması yasal bir zorunluluktur. İşverenin, ekonomik olanakları ne olursa olsun, işveren buna uygun davranmak ile yükümlüdür.
Yeri gelmişken belirtelim. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü:
• İşçiler arasında fiziksel mesafenin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını,
• İşçilere yapılan işe göre eldiven, maske gibi kişisel koruyucu ekipmanların dağıtılmasını,
• İşyeri hijyeni için gerekli önlemlerin alınmasını, işyerlerinin ve iş istasyonlarının düzenli olarak temizlenmesini ve dezenfekte edilmesini,
• El yıkama başta olmak üzere kişisel hijyen için gerekli olanakların sağlanmasını
Tavsiye etmektedir. Yapılan işe göre, işyerinin fiziksel durumuna ve işçi sayısına göre alınması gereken önlemler değişebilir. Ancak yukarıda saydığım önlemler, uluslararası kuruluşlar tarafından da tavsiye edilen asgari önlemlerdir ve bu önlemlere uyulması gerekir.
3) İşveren risk değerlendirmesi yapmak zorundadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 12. maddesi uyarınca “İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması” halinde işyerinde yeniden risk değerlendirilmesi yapılması gerekir. Koronavirüs pandemisi, özellikle çok işçinin çalıştığı işyerlerinde, topluma açık işyerlerinde ve toplumla temas gerektiren işlerde risk değerlendirmesinin yeniden yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Risk değerlendirmesine çalışan temsilcisi ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının da katılımı gerekir. Risk değerlendirmesi neticesinde önlemlerin alınması, işçilerin alınan önlemler konusunda bilgilendirilmesi ve bu önlemlerin yaşama geçirilmesi yasal bir zorunluluktur.
4) İşçilerin önlem alınmasını talep etme ve çalışmaktan kaçınma hakkına sahiptir
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesine göre, işçiler “ciddi ve yakın tehlike” ile karşı karşıya kaldığında, işyerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu varsa Kurula, Kurul yoksa işverene başvurmak ve önlem alınmasını talep etme hakkına sahiptir.
Eğer Kurul ya da işveren işçilerin talebini haklı görürse, işçiler önlemler alınana kadar çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilir. İşçilerin talebi haklı görülmez ancak gerekli önlemler de alınmazsa, işçiler haklı fesih hakkını kullanabilir.
“Ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez” olduğu durumlarda işçi, bu mekanizmayı işletmeksizin çalışmaktan kaçınma hakkını doğrudan kullanabilir. İşçinin bu hakkını kullanması işverene işçiyi işten çıkarma hakkı tanımaz.
Bu bilgiler ışığında okurumuzun sorusuna geri dönelim. Okurumuzun verdiği bilgilerden fabrikada gerekli önlemlerin alınmadığı, hatta hasta işçilerin dahi çalışmaya zorlandığı için riskin daha da büyüdüğü anlaşılmaktadır.
Peki bu durum karşısında ne yapılabilir:
1) İşçiler topluca işverene başvurarak, risk değerlendirmesi yapılmasını ve gereken tüm önlemlerin alınmasını talep edebilir.
2) İşçiler işyerindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’na başvurarak ciddi ve yakın tehlikenin tespit edilmesini ve gerekli önlemlerin alınmasını isteyebilir.
3) İşveren yukarıdaki iki talebin gereğini yapmıyorsa, gerekli önlemleri almıyorsa işçiler çalışmaktan kaçınma haklarını kullanarak gerekli tedbirler alınıncaya kadar işi durdurabilir.
4) İşveren gerekli önlemleri almıyor, işçilerin sağlığını riske atmayı sürdürüyorsa işçiler, İş Yasası’nın 24. maddesinin 2. fıkrasından doğan haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilir, kıdem tazminatı da dahil olmak üzere tüm yasal haklarını talep ederek işyerinden ayrılabilir.
5) İşçiler Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na şikâyette bulunarak en kısa sürede teftiş yapılmasını isteyebilir. Yapılacak teftiş neticesinde fabrikada faaliyetin durdurulmasına karar verilebilir.
Bunların yanı sıra şunu da belirtelim. Hasta olan ya da koronavirüs semptomlarını gösteren işçiler kesinlikle işe gitmemeli, en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak rapor almalıdır. İşveren bu nedenle işçiyi işten çıkarırsa bu İş Yasası’na aykırı bir işten çıkarma olur. Bu nedenle işten çıkarılan işçi işe iade yoluna gidebileceği gibi kıdem ve ihbar tazminatı da dahil olmak üzere tüm yasal haklarını talep edebilir.
Son bir not daha. İşçiler fazla mesai yapmak için onay vermemişlerse fazla mesai yapmak zorunda değillerdir. Her koşulda işçilere haftada 1 gün hafta tatili verilmesi yasal zorunluluktur. İşçiler hiçbir biçimde hafta tatilinde çalışmak zorunda değildir.
Bu yanıtta önerdiğim yollar, işçilerin topluca, bir arada hareket ederek başvurabileceği yollardır. İşverenin gerekli önlemleri almasını sağlamak için işçilerin birlikte hareket etmesi çok büyük önem taşımaktadır. Sendikalaşmak, sendika ile birlikte bu süreci yürütmek çok ama çok önemlidir.
İlgili haberler
ALO 170 yanlış biliyor: Hamilelik işten atma gerek...
Alo 170 yanlış biliyor. Hamilelik işten çıkarma gerekçesi olamaz. Hamileliği nedeniyle işten çıkarıl...
‘Evde kal’ diyorlar, kalınca işten atıyorlar
Eşi dağıtımcı olarak çalışan bir okurumuz: ‘Eşim hiçbir önlem olmadan gün içinde onlarca kişiyle tem...
‘Öksürdüğüm için Koronalı ilan edildim, yetmedi iş...
Çerkezköy’de bir işçi kadın tozdan öksürünce koronavirüslü ilan edildi, işçilere ücretli izin vermey...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.