Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) dayanışma içinde oldukları göçmen ve Türkiyeli kadınların 2021 yılı mart ve nisan aylarında yaşadıkları sorunlardan, hak gasplarından ve elde ettikleri kazanımlardan derledikleri raporu geçtiğimiz günlerde paylaştı.
KADAV raporunda “Sözleşme’den çekilme kararı şiddet faillerini güçlendirmiş, şiddete maruz bırakılan kadınları ise güvensiz ve güvencesiz hissettirmiştir. Mart ve nisan aylarında karakollara yapılan başvurularda eşlik ve acil müdahale edilmesini gerektiren durumlarda ilgili polis memurlarının görevlerini yerine getirmediklerini ve can güvenliği riski bulunan göçmen ve Türkiyeli kadınlara gerekli güvenliği sağlamadıklarını gözlemlemiş bulunmaktayız. Kadınların güvence olarak gördükleri uzaklaştırma kararı, ihlal neticesinde faillerin herhangi bir yasal yaptırımla karşılaşmamaları sebebiyle işlevsizleştirilmekte ve failler tarafından önleyici etkisi zayıflatılmaktadır. Uzaklaştırma kararını defalarca ihlal eden faillere karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun’a aykırı olarak gerekli işlemlerin yapılmadığı, tazyik hapsi ya da elektronik kelepçe alternatiflerinin uygulanmadığı görülmüştür” değerlendirmesini yaparken göçmen kadınlar açısından önemli bir bilgi de paylaştı.
Raporunda, mart ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından Tercüme Destek Hattı’nın kapatılmasının şiddete maruz kalan göçmen kadınların hukuki süreçler için adım atmaları ve avukatları ile iletişime geçmelerini güçleştirdiği bilgisini veren KADAV, tercüme desteğinin olmaması sebebiyle kadınlar ve avukatları arasındaki bilgi akışının sekteye uğradığını belirtti. Hattın kapatılmasının göçmen kadınları nasıl etkilediğini sorduğumuz KADAV’dan Sosyal Hizmet Uzmanı Zehra Karahan, Türkiye Barolar Birliği destek hattının pandemiden dolayı kapatılmadığı, Tercüme Hattını kullanmak için çok fazla talep olmadığı için hattı kapattıkları duyumunu aldıklarını söyledi. “Bunun çok anlamlı bir neden olduğunu düşünmüyorum” yorumu yapan Karahan, hattın kapatılmış olmasının kadınları nasıl etkileyeceğine dair şu değerlendirmeleri yaptı: “Biz birebir şiddet alanında çalıştığımız için şiddete maruz kalan kadınları adli yardıma yönlendiriyoruz. Uzaklaştırma kararı boşanmalar velayetler, diğer kimlik işlemleri için göçmen kadınları yönlendiriyoruz. Dolayısıyla avukatları ile iletişim kurmaları için tercüman gerekiyor. Bizim gibi sivil toplum kuruluşlarında avukatla danışan arasındaki iletişimi birebir sağlama imkanımız olmuyor. Devletin zaten bu hizmeti göçmen kadınlara sunuyor olması lazım. Türkiye Barolar birliğinin bu hattı kapatmasından sonra kadınlar avukatları ile görüşemiyor, avukatlar da kadınlarla görüşemiyor. Dolayısıyla biz, burada aracı olmaya çalışıyoruz. Ama yetemiyoruz. Kadınlara uzaklaştırma kararı ile alakalı tebliğ geliyor, Türkçe bilmiyorlar avukatlarına gönderecek, bunun hakkında konuşacaklar. Bizim onlara dönüş yapmamızı bekliyorlar, yani iletişim, güvenlik, can güvenliği riski her şey tehdit altına girmiş oluyor. Burada mevzu sadece kişilerin avukatları ile görüşmeleri değil kadınların can güvenliği de riske atılmış oluyor.”
PANDEMİ KOŞULLARI GÖÇMEN KADINLARIN DAHA ÇOK SÖMÜRÜLMESİNE SEBEP OLDU
Özelikle tekstilde çalışan göçmen kadınların pandemiden fazlasıyla etkilendiğini de ekleyen Karahan, bu kadınların güvencesiz çalışmak durumunda kaldığını belirtti. İşverenlerin pandemi koşulları sebebiyle kadınların o işe ihtiyacı olduğunu bildiği için bunu sömürü aracı olarak kullanmaya başladığını dile getiren Karahan, “Daha az maaş vermek, daha uzun saatlerde çalıştırmak… Bir kadının çocuğu, barınması, kendi ihtiyaçları var mı bunu hiçbir şekilde gözetmiyorlar. Bir kadın bizimle görüşebilmek için 10 dakika bile ayıramıyordu, çünkü çalışıyor, 10 dakika bile müsaade etmiyordu patron. Kadınlar bu kadar insanlık dışı uygulamalara maruz kaldılar” şeklinde konuştu.
‘DEVLET POLİTİKALARINA GÜVEN VERMİYOR, İNSANLAR ŞİDDET MAĞDURLARININ YANINDA OLMUYOR’
Pandemiyle birlikte şiddetin ve sömürünün de arttığını özellikle ev işçisi göçmen kadınların bundan çok etkilendiğini söyleyen Karahan, şu şekilde devam etti: “Ev içinde çalışan göçmen kadınlar da yine pandemiden dolayı ‘Beni evden çıkardılar. Pandemi var, risk var, seninle aynı evde kalamayız, gibi gerekçelerle beni işten attılar’ diyerek bize başvurdu. ‘Ben barınma ihtiyacı içerisindeyim ve bana bu anlamda destek sunar mısınız?’ dediler Sonrasında da ‘Ülkeme dönmek istiyorum, bu anlamda bir destek istiyorum’ diyorlar. Bir vaka vardı; kadın ayrıldığı erkek tarafından şiddete maruz kalmış çalıştığı ev kadının şiddete maruz kaldığını öğrendiği zaman kadını işten çıkardı. Yani kadın şiddet mağduru olduğu için işten çıkarıldı, kaba tabirle işveren, bizim de başımız yan mısınız, diyor. Bu da bize çok büyük bir pencere açıyor aslında. İnsanlar şiddete maruz kalan birine destek olmaktan neden çekiniyorlar, çünkü devletin uyguladığı politikalara güvenmiyorlar. Bu da ayrı bir açmaz gibi duruyor.”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
KADAV raporu İstanbul Sözleşmesi’nin şiddete uğray...
KADAV, Ocak ve Şubat ayı görüşmelerinden derlediği raporla şiddet karşısında kadınların deneyimlerin...
Sözleşme kararının ardından Türkiyeli ve göçmen ka...
KADAV, mart-nisan raporunda dayanışma içerisinde oldukları kadınların yaşadığı hak ihlallerini payla...
Sığınma evlerindeki kadınların destek talepleri re...
Mor Çatı gönüllüsü Ezgi Çelik 6 ay önce alınan bir kararla sığınma evlerinde kalan kadınların sosyal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.