Tanığa göre mağdur çocuk Êzidî değil, IŞİD’li ailesiyle mutlu!
Bir IŞİD üyesinin Êzidî kız çocuğunu ‘kaçak yollarla Türkiye’ye getirmek ve hürriyetinden yoksun kılmak suçlamasıyla’ açılan davanın ilk duruşması görüldü. Dava 18 Ocak’a ertelendi.

IŞİD üyesi Sabbah Ali Oruç’un Êzidî kız çocuğunu “kaçak yollarla Türkiye’ye getirmek ve hürriyetinden yoksun kılmak suçlamasıyla” açılan davanın ilk duruşması Ankara 15’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davaya hukuk derneklerinin katılma talepleri reddedildi. Tanık olarak dinlenen sosyal çalışmacı, mağdur çocuğun Êzidî olup olmadığına dair belge olmadığını söyleyerek IŞİD’li aile ile mutlu olduğunu, “Yüzüne bakıp gözündeki mutluluğu görselerdi anlarlardı” sözleriyle savundu.

Duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, İnsan Hakları Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği, Toplumsal Hukuk, Demokrasi İçin Hukuk, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve çok sayıda avukat katıldı.

AİLE BAKANLIĞI, ÊZİDÎ ÇOCUĞU ONU KAÇIRIP ‘SATIŞA ÇIKARAN’ IŞİD’Lİ AİLEYE TESLİM ETTİ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı korumasındaki Êzidî kız çocuğun, kendisini Türkiye’ye kaçırarak ‘satışa çıkaran’ IŞİD’linin ailesine teslim edildiği ortaya çıktı.

AVUKATLAR SALONDAN ÇIKARILMAYA ÇALIŞILDI

Duruşma salonuna alınma sırasında salona girmeye başlayan avukatları mahkeme heyeti dışarı çıkarmaya başladı. Avukatların katılma taleplerini dinlemeden salondan çıkarılmasına tepki gösterildi. Avukatlar, mahkeme heyetine, “Bizi buraya almama gerekçesi nedir? Dosyada doğrudan zarar görmememizden dolayı mı” sözlerine heyetin ‘evet’ demesi dikkat çekti. Avukatların tepkileri devam ederken, mahkeme heyeti duruşma salonunu terk etti. Bir avukat heyetin mahkeme salonunu terk etmesine, ‘Mahkeme heyeti davadan kaçtı’ diye tepki gösterdi. Avukatlar, heyet hakkında tutanak tuttu.

Yeniden duruşma salonuna gelen mahkeme heyetine avukatlar, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlık avukatı duruşmaya katılırken, biz neden katılmıyoruz” sözlerine mahkeme başkanı, “Ben sizi iyi tanıyorum” diye cevap verdi. Avukatlar, “Ben sizi iyi tanıyorum ne demek” diyerek tepki gösterdi.

Mahkeme heyeti her bir hukuk derneğinden bir kişinin olması suretiyle duruşmaya başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ÖHD, Ankara Barosu, Toplumsal Hukuk ve ÇHD davaya katılma taleplerini sundu.

‘BİZ BURADA IŞİD’İ YARGILAMIYORUZ’

ÖHD avukatı Hülya Yıldırım, 2021 yılında Êzidî kız çocuğunun İŞİD üyeleri tarafından satıldığını ve haklarında ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla soruşturma açıldığını ifade etti. Yıldırım, “Bizim açımızdan, ‘örgüt üyeliğinden’ yargılanmasını kabul etmiyoruz. Êzidî halkına dönük bir soykırım var, Êzidi kadınları ve çocuklarını kendilerine mal olarak gördüklerini ve sattıklarını biliyoruz. IŞİD yöneticileri tarafından bazı fetvalar verilmişti. Fetvalarda, Kürt ve Êzidî kadınların kendilerine hak gördüklerini belirtti” diyen Yıldırım’ın sözünü kesen mahkeme başkanı, “Biz burada DAİŞ’i yargılamıyoruz” dedi. Katılma taleplerine ilişkin konuşmasına devam eden Yıldırım, bu durumun münferit olarak kullanılmaması gerektiğini ifade ederek insanlığa karşı suç değerlendirmesi ile suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı.

Katılma taleplerinin değerlendiren savcı, hukuk örgütlerinin “doğrudan zarar görmediklerini” öne sürerek katılma taleplerinin reddine karar verdi. Savcının talebini değerlendiren mahkeme heyeti, aynı gerekçelerle katılma talebinin ayrı ayrı reddine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına karar verdi. Avukatlar, duruma tepki gösterdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı çalışan tanık Sosyal Çalışmacı Kübranur Akçora, dinlenildi. Çalışmaya başladığında, mağdur çocuğun kimsenin aramadığını sormadığını, mağdur çocuğun kendisinin yanına geldiğini ve ailesini çok özlediğini dile getirdiğini belirtti. Ardından mağdur çocuğun, bilgilerini araştırdığını sonrasında ailesine ulaştığını kaydeden Kübranur, “Irak ile iletişime geçtik, çocuğun Êzidî kökenli olup olmadığı noktasında bize bir belge gelmedi. Çocuğun Êzidî kökenli olduğu iddiaları var sadece. İkamet ettikleri adrese gittiğimde çocuğun amcasının IŞİD üyesi olduğunu ve onlarla bir bağının olmadığını gördüm. Yatılı izin sürecine başladık mağdur çocuk için. Yatılı izin sürecinde aile ile ilgili herhangi farklı bir durum tespit etmedim. Bu çocuğun aile ortamında büyüyen bir çocuk olduğunu aile albümlerinde gördüm. Ben bu süreci takip etmeye başladım, bu çocuğun internet üzerinden satışa çıkarıldığı bir iddiası vardı. Araştırdım, bize gelen öyle bir belge yok” dedi.

GAZETECİ GÖNÜLTAŞ’TAN TANIĞA: YALAN SÖYLÜYORSUN

Gazeteci Hale Gönültaş, “Ankara TEM eve operasyon düzenledi ve operasyonla bu çocuğu kurtardı, yalan söylüyorsunuz. Ankara TEM operasyon yaptı ve açıklama yaptı. Ben Irak’tan bu yana bu çocuğu takip ediyorum” sözleriyle tanık beyanlarına tepki gösterdi. Mahkeme Gönültaş’ın sözlerini keserek polisi salona çağırdı. Heyet, Gazeeteci Gönültaş’ın polisler eşliğinde duruşmadan çıkarılmasını istedi. Araya avukatlar girerek heyete tepki gösterdi.

Tanık Akçora, “Çocuğun derin internette satışa çıkarıldığını haberlerde yeni gördüm. Bize bu konuda herhangi bir belge ve bilgi verilmedi” dedi. Akçora, izleyicilerin tanığa olan tepkisine karşı mahkeme heyetine, “Yüzüne bakıp gözündeki mutluluğu görselerdi anlarlardı” dedi. Gönültaş’ın, “Ben tanık olmak istiyorum, çocuğun bütün beyanlarını biliyorum. Beni beş dakika dinleyin” sözlerine heyet, “Sizi beş dakika dinlemem” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti mağdur çocuğun verildiği ailenin bir sonraki celsede hazır edilmesine karar verdi. Ayrıca Gazeteci Hale Gönültaş’ın tanık olarak dinlenilmesi talebini reddetti. Duruşma 18 Ocak saat 11.00’a ertelendi.

‘ÇOCUK IŞİD’Lİ AİLEYE TESLİM EDİLDİ’

Duruşmanın ardından avukatlar açıklamada bulundu. Avukat Hülya Yıldırım, “Bu duruşmada hukuk kurumları olarak katılma talebinde bulunduk, ancak katılma talebimiz reddedildi. Demokratik kitle örgütleriyle iş birliği içerisinde olmayı reddeden idare ve yargının baktığımızda çocuğun üstün yararını korumadığını, çocuğu IŞİD’li aileye teslim ettiğini, bugün burada sanık olarak yargılanan kişiyle ve aynı zamanda tanık olarak bulunan ailenin kadın üyesi ile birlikte aynı evde yaşadığını tespit ettik. Bu, tüm yargılama sürecinin aslında çocuğun üstün yararını korumaya engel olduğunu, bizlerin kendini koruyamayan mağdur çocuğu korumak istediğimizi söylüyoruz. Ancak 15.Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin ve başkanının tutumu bizi duruşma dışına itmek üzere olduğunu gördük. Bir acelesi vardı. Kendi istediği şekilde iletmek istiyordu. Aslında hakikati örtmeyi çalıştığını düşünüyoruz. Ancak biz yine bu dosyanın takipçisi olacağız” dedi.

BAKANLIĞIN ÇOCUK KORUMA ANLAYIŞI BU MUDUR?
CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer konuya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Taşcıer, “Türkiye’ye kaçak olarak giren IŞİD’lilerin, Irak’ta 500 dolar karşılığı satın aldıklarını söyledikleri Êzidî bir kız çocuğunu, burada internetten satmaya çalışmaları ayrı bir facia, bu kız çocuğunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı korumasındayken Sevgi Evi’nden çıkarılıp ‘uluslararası insan ticareti’ suçlamasıyla yargılananların olduğu aileye geri teslim edilmesi apayrı bir facia. Böyle bir karar nasıl alınabilir anlamak mümkün değil. Bu şahısların IŞİD üyesi oldukları, ülkemize kaçak girdikleri, 2 yaşındayken bu kız çocuğunu para karşılığı satın aldıkları, uluslararası insan ticareti nedeniyle yargılandıkları, çocuğu internette satmaya çalıştıkları ve çocuğun öz ailesi olmadıkları Bakanlığın ilgili birimlerince bilinmekteyken, nasıl olur da bu çocuk bu şahısların eline geri verilir. Bakanlığın çocukları koruma anlayışı bu mudur? Bu karar öylesine dehşet verici ki, başka hangi suçlardan yargılanan insanlara koruma altındaki çocuklar geri teslim edildi, aklımıza bu soru geliyor. Bakanlıktan bir an önce açıklama bekliyoruz” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Aile Bakanlığı, Êzidî çocuğu onu kaçırıp ‘satışa ç...

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı korumasındaki Êzidî kız çocuğun, kendisini Türkiye’ye kaçırarak ‘...

Ezidi kız çocuğunun ölümünden sorumlu Jennifer W....

Almanya’da mahkeme, Irak'ta 10 yaşındaki Ezidi bir kız çocuğunun susuzluktan ölmesine göz yumduğu su...

IŞİD tarafından zincirlenerek yürütüldükleri yolda...

Ezidî kadınlar, IŞİD’in Şengal’e yönelik katliamı sırasında zincirlenerek yürütüldükleri sokakta, öz...