Ankara'nın Çankaya ilçesinde tecavüz failleri serbest bırakıldıktan sonra intihara sürüklenen Eda Nur Kaplan’ın ölümüne dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun’un Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a 9 Ağustos’ta verdiği soru önergesine yanıt verildi.

Önergede yer alan “Eda Nur Kaplan’ın tecavüze uğradığına dair beyanlarının ardından bakanlığın bilgilendirilip, bilgilendirilmediği” sorusuna yanıtta, Kaplan’ın 2016 yılında bakanlık tarafından yapılan sosyal inceleme sonucunda ablası Güler Kaplan ile birlikte koruma altına alındığı belirtildi. Abla Kaplan’ın 2018 yılında “reşit” olmasının ardından kuruluştan ayrıldığı kaydedilen yanıtta, Kaplan’ın ısrarla kuruluştan ayrılmak istediği ancak yapılan sosyal incelemelere istinaden talebinin kabul edilmediği kaydedildi.

SAVCILIĞA ŞİKAYETİ OLMADI!

Eda Nur Kaplan’ın Ocak ayında bir kez daha kurumdan ayrılma talebinde bulunulduğu belirtilen yanıtta, “Kuruluşta kalmaya devam etmesine yönelik Bakanlığımızın telkinlerine rağmen, kendi iradesini ortaya koyarak, kuruluştan ayrılmıştır” denildi. Kaplan’ın kuruluşta bulunduğu dönemde bakanlığa, kolluk kuvvetlerine ya da savcılığa şikâyeti olmadığı ileri sürüldü. Yine yanıtta, şüpheli ölüme ilişkin bakanlığın soruşturmayı takip ettiği, kamu davası açılması halinde davaya müdahil olunacağı belirtildi.

Ancak Bakanlık, Kaplan’ın intihar etmeden önce tecavüze uğradığı iki erkek hakkında yaptığı şikayete dair kendilerine bilgi verilip, verilmediğini yanıtlamadı.

SORU YANITSIZ BIRAKILDI

Bakanlık, “Kadınların beyanlarının esas alınmayarak, soruşturma yürütülmemesi ve derinleştirilmemesine dair” soruya ise 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ne Dair Kanun ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) işleyişini anlattı.

ÖNLEM ALMA SORUSUNA EYLEM PLANI YANITI

Yine “Cinsel saldırı suçlarından 4’üncü yargı paketinde yer alan somut delil arama şartına” karşı bakanlığın nasıl önlem alacağı sorusunda ise yanıt yerine, “Kadına Yönelik Şiddetler Mücadele 4’üncü Ulusal Eylem Planı” anlatıldı. Bakanlığın yanıtında, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı’nda ‘Mevzuatın gözden geçirilerek etkin uygulanması ve mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması’ hedefi başlığında ‘Kadına yönelik şiddet eylemlerinin etkili ve orantılı şekilde cezalandırılması sağlanacaktır’ stratejisine yer verilmiştir. Bu strateji kapsamında faaliyetlerimiz devam edecektir” ifadeleri yer aldı.

NE OLMUŞTU?
Ankara’nın Çankaya ilçesinde tecavüze uğrayan Eda Nur Kaplan (18), failler hakkında şikâyette bulundu. Kaplan’ın şikayetine rağmen iki tecavüz faili erkek serbest bırakıldı. Tecavüz faillerinin serbest bırakılmasının ardından Kaplan 30 Temmuz’da intihar etti. Kaplan’ın ablası Gülseren Kaplan, kardeşinin Yusuf Güzelyurt ve Mehmet A. tarafından tecavüze uğradığını belirterek, “Eda’yı sürekli tehdit ediyordu. Eda bana anlattıktan sonra hemen polise gittik. Hastaneye götürdüler, psikiyatri raporu ‘normal’ raporu verdi. Ama normal olan biri bir hafta sonra intihar etmez” demişti.
Öte yandan Kaplan’ın intihar etmesinin ardından önce serbest bırakılan ve kamuoyunda oluşan tepki ile yeniden gözaltına alınarak tutuklanan Yusuf Güzelyurt’un, İskenderun'da "huzur ve sükun bozma", "tehdit', "hakaret', "basit yaralama", "konut dokunulmazlığını ihlal", "mala zarar verme" "görevi kötüye kullanma", "iftira", "dolandırıcılık" ve "bilişim sistemleri aracılığıyla dolandırıcılık" suçlardan 23’den fazla farklı dava dosyasında sanık konumunda olduğu ortaya çıkmıştı. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı'na Güzelyurt hakkında 80'e yakın savcılıklarca soruşturma dosyası açıldığı öğrenilmişti.
Soruşturma kapsamında Mehmet A. ve Yusuf Güzelyurt, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan tutuklandı.

Fotoğraf-Kaynak: MA