Kadına yönelik sistematik tavrın zuhur etmiş hali: Tamer Karadağlı
‘Tamer Karadağlı’nın yüzündeki eğreti, zorlama mimikleri, maruz bırakıldığımız tavrın kameralar karşısında yaşanması açısından bariz, çarpıcı nitelikte bir örnek…’

Altın Portakal Film Festivali’nde, oyuncu Nihal Yalçın’ın ödül aldığı sırada Tamer Karadağlı’nın yüzündeki eğreti, zorlama mimikleri, tiyatral halleri ve sonrasında yaptığı açıklamaları; kamusal ve özel alanda erkek egemen zihniyet tarafından maruz bırakıldığımız tavrın kameralar karşısında yaşanması açısından bariz, kadınlara karşı yönelen sistematik baskı yollarını küçük bir anda birçok yönden sunması bakımından ise çarpıcı nitelikte bir örnek oldu. Esasen siyasi iktidarın erkek egemen zihniyetinin küçük bir yansımasını görmüş olduk.

Olayın toplumda yarattığı tartışma ortamında; -birçok toplumsal olaydan tanıdık olduğumuz gibi- sahnede sergilenen tavrın kişisel bir mesele olduğu, ifade ve davranış özgürlüğü kapsamında olduğu, bu olayın kadın meselesiyle bir alakasının olmadığı görüşleri ağırlıkla yer aldı. Bu noktada bu iddia sahiplerinin, toplumu politikasızlığa itmeye çalışarak burjuva ideolojisinin politik tavrını sergilediğini görebilmek önemli bir meseledir. Bu şekilde kadına yönelik gerçekleştirilen her türlü şiddet ve baskı halinin kişisel bir mesele olduğu söylenmekte, toplumun politik ve eleştirel düşünceden uzaklaştırılması amaçlanmakta, bu haliyle toplumsal mücadeleye balta vurulmaya çalışılmaktadır. Zira ertesi gün tartışma konusu davranışın öznesinin açıklaması meselenin politik halini açıkça gözler önüne serdi: Her kadına yönelik şiddet olayında, kadınların haklarını sınırlayan bir düzenleme yapıldığında siyasi iktidarın yaptığı gibi onun görüşlerinden beslenen bu kişi de vatan millet hamasetini gecikmeden ve yine abartılı tiyatral tavrıyla sergiledi. Ana akım medyanın önünde çokça denenmiş ve doğrulanmış bir yöntem ile “toplumun hassas noktaları” üzerinden bir oyuncunun hedef gösterilmesi kadar bariz politik bir tavrın kişiselliğe yorulması aklın sınırlarını zorlayan bir düşünce biçimi.

Film festivallerinde ödül alan kimselerin, toplumsal meselelere dair kendi toplumsal görüşleri çerçevesinde birkaç söz söylemesi uluslararası ve ulusal alanda alışıldık neredeyse adet haline gelmiş bir haldir. Burada bu erkek oyuncunun yüz kaslarında meydana gelen tiyatral spazmların nedeni şaşkınlık değil, bir kadının arkasında durmanın dahi aşağılayıcı bir durum olduğunu düşündürecek kırılgan egosunun kendisinde yarattığı yan etkinin ürünüdür. Ancak şu hususu unutulmamalıdır; İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan, sözünü söylemekten çekinmeyen, korku ve baskı haline göz yummayan kadınlar her yerde olmaya ve erkek egemen zihniyette sancı yaratmaya devam edecek.

Fotoğraf: dha

İlgili haberler
58. Antalya Altın Portakal'da En İyi Kadın Oyuncu...

58. Antalya Altın Portakal'da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Nihal Yalçın konuşmasını İstanbul Söz...