Bazı zamanlarda peş peşe gelir kötü haberler. Bugünlerde Van’da haberlere yansıyanlar şöyle:
21 yaşındaki Rojin Kabaiş’ten 27 Eylül’den bu yana haber alınamıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümüne bu yıl yerleşen Rojin, memleketi Diyarbakır’dan Van’a geldikten sonra üniversite kampüsünün sınırlarında bulunan sahilde kayboldu. Ardında sahilde bırakılmış bir telefon ve birkaç parça eşyası var. Ailesinin ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı arama çalışmaları devam ediyor.
Hastanede tedavi altında olan 17 yaşındaki Sabahat Tayan ise 26 Nisan’da Başkale’de akrabası Rüştü Tayan tarafından kaçırılarak alıkonuluyor. Günler önce tutuklanınca kardeşi, Sabahat’in evine saldırdı. Uğradığı şiddet sonrası tedavi altında alınan Sabahat ve ailesi için tehlike geçmiş değil. Çünkü Sabahat henüz koruma altına alınmadı.
İpekyolu ilçesinde kaybolduktan 11gün sonra bulunan Sümeyye Aziz ise henüz 15 yaşında ve lise öğrencisi.
Başkale’de yaşayan 21 yaşındaki Zehra ise evinde şüpheli şekilde ölü bulundu. Cenazesi otopsi için adli tıp kurumuna gönderildi.
Bu olaylar son birkaç günde Van’dan ulusal basına yansıyan olaylar ve bunları peş peşe duymak ardından bir dizi soruyu getiriyor: Van’da neler oluyor? Kadınlar ve çocuklar neden güvende değil? Bölgede artan bu vakalar bize ne anlatıyor? İşe yaracaksa sorular çoğaltılabilir ancak bu tabloda en önemli soru, bölge illerinde ensemizden soluğunu çekmeyen olağanüstü güvenlik önlemleri arasında nasıl kadınlar kayboluyor ve kaybolunca bulunamıyor.
Rojin’in kaybolduğunu öğrendiğimiz ilk gün aklımıza Gülistan Doku geldi. Ne yazık ki Dersim’de kaybolan üniversite öğrencisi Gülistan değil günler, yıllardır bulun(a)madığı için kayıp kadınların sembolü haline geldi. Narin ise gülen çocuk bedeniyle kayıplar için yakın zamanlı başka bir sembol. Narin, Diyarbakır’da kaybettirildikten günler sonra cenazesi bulundu ve Narin’in olayı sadece bölge illerinde değil ülkede kadın ve çocuk olarak nasıl yaşayamadığımızı en vahşi haliyle anlatan bir olaydı. Bu yüzden Rojin kaybolduğunda yapılan açıklamalarda da insanlar arasındaki sohbetlerde de akla ilk Gülistan ve Narin geldi.
Rojin’i arama çalışmaları kapsamı tartışma konusu olsa da kaybolduğu akşamın ertesi gününden bu yana devam ediyor. Olayı ailesinin talebiyle yakından takip eden sivil toplum kuruluşları da aralıklı zamanlarda olay yerindeki incelemelere dâhil olmaya ve edindikleri bilgileri soruşturmanın akıbetine zarar vermeyecek şekilde kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyor. Geriye kalan zamanlarda ise kampüs sahilinde derin bir sessizlik var. Gelin sizi bu satırlar aracılığıyla Rojin’in okuduğu üniversitede okumuş, kaldığı yurtta kalmış, son görüldüğü sahilde gezmiş biri olarak gezintiye çıkarayım. Çünkü şimdilik elimden sadece bu kadarı geliyor…
Yüzüncü Yıl Üniversitesinin kampüsü sahil kenarına kurulmuş bir kampüs ve sahil özellikle bu zamanlarda ders saatleri dışında öğrencilerin yoğun uğrak mekânından. Rojin de akşam yemeğini yedikten sonra saat 18.00 civarında yine kampüs sınırları içinde bulunan yurttan çıkıp sahile gidiyor. Rojin’in güvenlik kameralarına son yansıdığı yer bu sahil. Onun kaybolmasıyla beraber akıllara ilk gelen sorulardan biri üniversitenin ne kadar güvenli olduğu sorusu. Elbette güvenlik önlemleri üzerinden dönen bu tartışmaların çerçevesi oldukça dar.
Üniversite kampüsü geniş bir alana sahip bu yüzden çeşitli noktalarda güvenlik görevlileri var. Yurttan izin almadan geceyi başka bir yerde geçirdiğinizde uyarı alıyorsunuz. “Bu koşullarda” bir kadının kaybolması pek de mümkün olmamalı gibi düşündürebilir ama kayboldu.
Burada tartışma üniversiteyi de aşıp genişliyor. “Bölgede kolluk kuvvetleri kadınları ve çocukları korumak için mi var?” sorusunun cevabını eğer yaşasaydı bütün ayrıntılarıyla İpek Er anlatabilirdi. İpek olmadığı için biz cevaplayalım: Sadece kolluk kuvvetleri değil tüm teçhizatıyla güvenlik önlemleri egemenleri ve egemenliği kayıtsız şartsız korumak için var. Bu yüzden Rojin günlerdir, Gülistan yıllardır bulunamıyor. Bu yüzden iş her dönem olduğu gibi yine kolluk kuvvetlerine değil kadın mücadelesine düşüyor. Kurum temsilcilerinin yan yana gelip basın açıklaması yapması, kurumların konunun yakın takipçisi olması çok kıymetli ve olması gereken ancak Rojin’in sıra arkadaşları, öğretim görevlileri bu açıklamaların neresinde yer alabiliyor?
Rojin cuma akşamı kaybolmuştu. Pazartesi sabahı soluğu üniversitede aldım. Her şey yerli yerindeydi. Genç bir kadın kaybolmamış, bir anne ağlamamış, bir baba kırık Türkçesiyle yardım istememiş gibiydi. Dolmuşta kimse Rojin hakkında konuşmadı. Öğrenciler derslerine, hastalar diş hekimliği fakültesindeki randevularına yetiştiler. Rektör evinin etrafında çıt ses yoktu. Hemen aşağısındaki sahile yakın kısımda çimler sulanıyor ağaçlar budanıyordu. Sahil bandında yürüyüş yapanlar vardı. Sadece bu bandın öte ucu ters giden bir şeyler olduğunu hatırlatmak için olay yeri olarak hazırlanmış, kısacık bir alana set çekilmişti. Geri kalan her şey kocaman bir sessizlik içindeydi. Bilmeseniz bir kadının günler önce buralarda kaybolduğuna ve arandığına asla inanmazdınız.
Bu sahne 10 yılda nelerin değiştiğinin katı halli görüntüsü oldu benim için. 2016 sonrası üniversiteler yıllar içinde bilim yuvası ve özerk kurumlar olmaktan gün gün uzaklaştırıldı. Egemenliğini kolluk kuvvetlerinin arkasına sığınıp sürdürmeye çalışanlar aynı üniversitelerde politikayı da istediği şekle soktu. Bırakın yönetenleri üniversite idaresi bile korkmuyor bir öğrencinin kaybolmasından, asansörde kalmasından ya da intihara sürüklenmesinden. Baskı ve korku atmosferiyle yönetimin önünde dikilecek örgütlü gücü zayıflatıldı YYÜ’nün. Ama bu açmazdan, bu sessizlikten yine kendi öğrencisiyle, öğretim görevlisiyle ya da personeliyle kurtulacak YYÜ… Yoksa kaybolmaya devam edeceğiz. Oysa yeterince mezarlığı var bu ülkenin, biz birbirimizden omuz alıp yaşamak ve yaşatmak zorundayız. Rojin’i bulmak zorundayız.
İlgili haberler
Van Ekmek ve Gül: 'Rojin nerede?'
27 Eylül akşamı kaldığı yurttan ayrılan ve kendisinden haber alınmayan Rojbin Kabaiş'i arama çalışma...
Narinlerin ölümü üzerindeki örtüyü kaldırmak
Nasıl karıştı sapla saman, nasıl son derece belirgin olan sorumluluklar yok sayılmaya çalışılıyor ve...
Kadınlar soruyor: Gülistan Doku nerede?
Adana ve Mersin Kadın Platformları Dersim’de kaybolan ve kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.