Gazete Duvar'dan Şebnem Babat'ın aktardığına göre Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili İsa Mesih Şahin, Meclis'e, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesindeki ‘süresiz olarak’ ifadesinin kaldırılması ve nafakanın süresinin ‘belirli kriterlere göre hâkim tarafından belirlenmesi’ şeklinde kanun teklifi sundu.
Şahin TBMM’de yaptığı basın toplantısında daha önce AKP'li bakanların ve özellikle Yeniden Refah Partisi'nin sürekli dillendirdiği biçime benzer şekilde; "Süresiz nafaka konusunun toplumda büyük bir tartışmaya sebep olduğu, sonraki evliliklerde aile kurumunu maddi ve manevi olarak yıprattığı, tarafların özel yaşamlarını etkilediği gibi gerekçelerle bu konunun önce tartışılması sonra da bu konuda hakkaniyete göre bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Şahin kanun teklifinde, ‘kanundaki nafakayla ilgili süresiz ifadesinin kaldırılması’ teklifinde bulunarak, süresiz nafakanın süresi konusunda; “tarafların evlilik süresi, eğitim ve meslek durumları, sağlık durumu, nafaka alacaklısının çalışabilir olup olmadığı, çocuk sayısı ve çocukların yaşı gibi durumlara göre hâkim tarafından takdir edilir” ibaresine yer verdi.
KADIN VE ÇOCUKLARDAN OLUŞAN AİLE NAFAKAYA SALDIRIDAN ETKİLENİR
Kanun teklifinin gerekçesinde yoksulluk nafakasını ödemek zorunda olan tarafın yeniden evlenmesi durumunda aile hayatını maddi ve manevi olarak olumsuz etkilediği ifade edilirken boşanma sürecinde daha yoğunlukla yoksulluk durumuna düşen ve TÜİK verilerine göre boşanma sonrası yüzde 74,9 oranında velayeti alan kadınlar ve çocuklardan oluşan ailelerin durumunun nasıl etkileneceğine dair bir değerlendirmede bulunulmadı.
Gerekçe, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yakın zamanda yayınladığı Ailenin Korunması Eylem Planıyla itiraf ettiği "Bakanlık olarak politikalarımızın odağına her zaman ‘aile’yi koymak en öncelikli hedefimizdir” ifadeleriyle paralel bir zeminde, nafaka hakkının aile kurumuna zarar verdiğini iddia etti. Bunun yanı sıra yoksulluk nafakasının süresiz olarak da talep edilebiliyor olmasının nafaka yükümlüsünün ömür boyu çalışmaması ya da SGK'sız olarak çalışması gibi örneklere neden olduğu iddia edildi. Halbuki kadınlara yönelik "annelik" vurgusu ve çalışırken dahi ev ve çocukla ilgilenmenin kutsallığı olduğuna yönelik politik söylem Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun da diline AKP'li bir bakanken pelesenk olmuştu:
"Çünkü annenin çocuğa vereceği şefkati hiç bir şey, baba bile ikame edemiyor...Ama annelik ve eşlik vasfınızın da, olanlar için söylüyorum, en azından bu iş kadınlığı vasfınız kadar ve onlar kadar değerli ve uğurlu olduğunu da unutmayacağınızdan eminim."
KAYITSIZ İSTİHDAMI KADIN DEĞİL PATRON İSTİYOR
Şimdi ise kadınların kendilerinin ve çocuklarının yaşamlarını sürdürebilmek için hiçbir şekilde yeterli olmayan nafakayla kadınların çalışmıyor oluşu ya da SGK'sız çalışıyor oluşu nafaka hakkının gasbı için bahane ediliyor. Gel gör ki Diyarbakır Barosu'nun yaptığı bir araştırmada boşanma ve ferilerine ait dosyalardan yüzde 18'inde yoksulluk nafakası kararı alındığını ve bu dosyalardan yüzde 98'inde de belirlenen nafaka miktarının açlık sınırının altında olduğunu belirtilmişti. Güncel olarak Türkiye'de ne kadar kişinin ve ne miktarda nafaka aldığına dair bir araştırma olmasa da bugün açısından da benzeri bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemekte bir yanlış yok.
SGK'sız yani kayıtsız ve güvencesiz çalışmanın gerçekliği ise bambaşka. 2023 verilerine göre Türkiye'de kadınların yüzde 30.8'i kayıt dışı istihdam ediliyor. Kadınlar için kayıt dışı istihdam demek sigortasız, dolayısıyla emekli olamadıkları ve iş güvencesinin olmadığı biçimde, erkeklerden ve kayıtlı çalışanlardan çok daha düşük ücretlerle, iş güvenliğinin neredeyse olmadığı koşullarda çalışmaları demek. Ancak kadınlar için patronların tercihi, toplumdaki ikincil konumlarında da faydalanarak onları güvencesiz istihdam etmek ve daha fazla sömürmek. Bunları düşündüğümüzde açlık sınırının çok çok altında gelecek bir yoksulluk nafakası için kadınların güvenceli, emekli olabilecekleri, yaşanılabilir bir ücret talep edebilecekleri ve örgütlenerek güçlenebilecekleri işlerden kendi iradeleriyle bu kadar büyük bir oranda uzak kalmalarına yönelik değerlendirme açıkça bir çarpıtma olarak karşımızda.
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
Gelecek Partisi nafaka karşıtı bir kanun teklifi veren ilk siyasi parti değil. Yeniden Refah Partisi bundan daha önce yürüttüğü nafaka karşıtı kampanyayı iki kanun teklifi ile taçlandırmıştı. Yeniden Refah Partisi'nin kanun teklifinin gerekçesinde de boşanan tarafların, başta kadınlar olmak üzere, hayatlarına devam edebilmesi için güçlendirici bir hak olan nafakaya yönelik Gelecek Partisi'nin sunduğu argümanlara benzer argümanlar sunmuştu. Yeniden Refah Partisi'nin iki hafta önce verdiği kanun teklifinde de nafaka talep eden tarafın nafakayı süresiz de talep edebilmesini sağlayan yasa maddesinin kadına yönelik şiddete neden olan bir faktör olduğu ifade edilmişti.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Yeniden Refah'tan ikinci kez nafaka karşıtı kanun...
Yeniden Refah Partisi yeniden nafaka hakkının sınırlandırılması için kanun teklifi verdi. Teklifte h...
NAFAKA GERÇEKLERİ
Nafaka nedir, ne değildir? Neden kadınlar için vazgeçilmez bir haktır? Nafaka boşanma sonrası kadınl...
Prof. Dr. Çiğdem Boz: Kayıt dışı çalışan kadınları...
‘Kadınlar asgari ücretin belirlenmesinde nerede duruyor, asgari ücret kadınlar için neden önemli?’ s...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.