Bir süredir kamuoyunda tartışmalara neden olan “nafaka” konusu Meclis gündemine taşındı. HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle bakanlığın nafaka konusunda değişiklik yaparken hangi saiklerle hareket ettiğini, Bakanlığın elinde herhangi bir bilimsel veri olup olmadığını ve kadın örgütleriyle temasa geçilip geçilmediğini sordu.

‘KADINLARIN KOŞULLARI GÖZARDI EDİLMEMELİ’

Nafaka hakkındaki güncel tartışmaların kadınlara ait bir hakkın yeniden düzenlenmesi bağlamında tartışıldığını ifade eden Kerestecioğlu, “Bu tartışmaların kadınların içinde bulunduğu koşullar ve eşit, özgür ve insan onuruna yakışır yaşam şartlarına sahip olma hakları göz ardı etmeden gerçekleştirilmelidir” dedi.

Nafaka düzenlenmesinin özellikle süre kısıtı getirilmesi kapsamında tartışıldığını belirten Kerestecioğlu, nafaka ödemesine hükmedilen tarafın mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep etmesine imkan vermektedir. Uygulamada kadınların, nafaka almak için boşandıklarını, ancak geçimlik düzeyde olan nafaka için çalışmaktan feragat ettiklerini ya da sırf bu nedenle yeniden evlenmekten kaçındıklarını iddia etmek makul değildir. Ayrıca mevcut uygulamalar kadınların nafaka hakkından adil bir biçimde faydalanamadığını da göstermektedir” diye konuştu.

ERKEKLER NAFAKAYI PAZARLIK KONUSU HALİNE GETİRİYOR

Boşanma sırasında nafakanın erkekler için bir pazarlık konusu haline getirildiğine dikkat çeken Kerestecioğlu, “Nafaka ödeyecek tarafın sosyo-ekonomik koşullarından bağımsız olarak en asgari tutarda nafaka ödeyebilmek için erkeklerin kadınlara baskı yaptığı görülmektedir. Üstelik bağlanan nafakalar da kadınların geçimini sağlamasına imkân verecek miktarda değildir. Kaldı ki boşanma sonrasında varsa çocukların bakım ve geçim yükü de büyük çoğunlukla kadınların omuzlarına yüklenmekte bu durumda ise kadınların hükmedilen nafaka ile geçinmesi neredeyse imkansız hale gelmektedir. Ayrıca boşanma sonrasında erkeklerin nafaka ödememek için kayıt dışı çalışma, malları başkalarının üzerine yapma gibi yollar tercih ederek maaşlarından düzenli kesinti yapılmasının önüne geçebildikleri görülmektedir. Mevcut yaptırımlara rağmen erkekler nafakayı ödememeyi tercih edebilmektedir” dedi.

KADINLARIN BOŞANMAK İSTEMESİ DAHİ KUSUR GÖRÜLÜRKEN...

Düzenlemeye ilişkin bir diğer konunun ise nafaka isteyenin kusur durumu hakkında olacağına da dikkate çeken Kerestecioğlu, “Mevcut politik yaklaşım, Boşanma Komisyonu Raporunda da görüleceği gibi kadınların boşanmak istemesini dahi kusur olarak görmekte iken nafaka ölçütlerinden birinin kusur kapsamını muğlaklaştırmak ve ahlaki ölçütlere bağlamak olması kadınlar açısından endişe vericidir. Aslolan özellikle kadınlar için evlilik boyunca ekonomik bağımsızlığını kurması önünde bir engel oluşup oluşmadığı, kadınların tüm bakım emeğini üstlenmek zorunda bırakılıp bırakılmadığı, işten ayrılmaya ya da çalışmamaya zorlanıp zorlanmadığı gibi konulardır” diye konuştu.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların erkeklere göre sosyal ve ekonomik haklardan faydalanma konusunda dezavantajlı konumda olduğunu söyleyen Kerestecioğlu, kadın istihdamının düşük seviyede olduğunu, istihdam edildiklerinde ise esnek, güvencesiz ve ev eksenli çalıştırıldıklarına dikkat çekti.

KADINLARIN NAFAKAYA İHTİYAÇ DUYMADAN YAŞAMASI İÇİN TEDBİRLER VAR MI?

Kadınların nafakaya ihtiyaç duymaksızın bağımsız biçimde hayatlarını idame ettirmeleri için gerekli tedbirlerin belirlenmesi gibi konular üzerine araştırma yapılıp yapılmadığını soran Kerestecioğlu, “Bu konuda çalışan örgütlerle yan yana gelindi mi” diye sordu.

Kerestecioğlu, nafaka alan kişi sayısının, cinsiyet dağılımının ve nafaka türünün paylaşılmasını da istedi.