İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından, Manisa’da saat 14.30-15.30 arasında, vardiyaya gitmek için işçi duraklarında servis bekleyen kadın işçilerle görüştük. Servislerini beklerken kısa zaman içerisinde telaşlarına ortak olduğumuz Teleset, Sarten ve Vestel fabrikalarında çalışan kadınlar; son dönemlerde genel olarak kadına yönelik şiddetin giderek arttığını ifade etti. İzmir Caddesi boyunca denk gelip sohbet ettiğimiz kadınlar İstanbul Sözleşmesi hakkında bilgilerinin olmadığını ifade ederken, birkaç kadın, “Konuya tam hakim değilim fakat kadın cinayetleri artıyor, cezai yaptırımların artırılması gerek” dedi. Dönemin tartışmalarını takip edebilen ve Sözleşme hakkında bilgisi olanlar ise Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının büyük bir hata olduğunu dile getirdi.
‘BU ADALET DOĞRU BİR ADALET DEĞİL’
Servisi kaçırmamak için bir gözü yolda servis bekleyen kadınlara rastlıyoruz ilk durakta. Teleset fabrikasında çalıştığını öğrendiğimiz kadın işçiyle sohbete başlıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni haberlerden duyduğu kadarıyla bildiğini söyleyen Teleset işçisi bu durumun sebebini de şöyle açıklıyor bize; “Bir bilgim yok çünkü sosyal medyayla çok ilgilenemiyorum. Mesela sabah geldim fabrikadan şimdi geri gidiyorum vardiyaya”. Kadına yönelik şiddetin arttığını ve faillerin ceza almadığını söyleyen Teleset işçisi; cinayetlerinin arttığı, yeterli cezaların verilmediği bu ortamda böyle bir sözleşmeden çekilme kararının doğru olmadığını anlattı. Servisinin gelmesiyle, “Bana kalırsa bu adalet doğru bir adalet değil” diyerek yanımızdan ayrıldı.
Aynı durakta bir başka Teleset işçisine daha rastlıyoruz. Kadınların fabrikada, evlerde yaşadıkları sıkıntılara dair sohbete başladığımız kadın işçi, konu İstanbul Sözleşmesi’ne gelince biraz çekinerek, “Ayrımcılık fabrikada da çok var. Örneğin lavaboya gitmek istediğimizde bile amirler hemen şikayet ediyorlar, bu bizim temel ihtiyacımız, fakat Sözleşme’yi bilmiyorum ben” diye konuştu.
‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI’
Biraz ileride Sarten Ambalaj’da çalışan genç bir kadın işçiyle sohbete başlıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni duyduğunu fakat okumaya araştırmaya fırsatının olmadığını ifade eden Sarten işçisi, kadına yönelik şiddetin Sözleşme olsa da devam edeceğini düşündüğünü söyledi. Cezaların artmasının iyi olacağını fikrinde olan kadın işçi bir taraftan da bütün bunların yeterli olmayacağını görüşünde. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin geçmişten günümüze uzanan bir sorun olduğunu söyleyen kadın işçi, “Televizyonda gördüklerimiz resmen bir dehşet. Kız çocuklarına namus eğitimi vermek yerine başka bir şeyler yapılmalı. İşyerlerinde ve her yerde aynı sorun var maalesef” diye konuştu.
‘KADIN ERKEK AYNI ŞARTLARDA ÇALIŞIYOR, EŞİT OLMALI’
Yine aynı durakta formasından Vestel’de çalıştığını anladığımız başka bir kadın işçiyle konuşmaya başlıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden konu açılınca daha henüz biz bir şey demeden, “Sözleşme’den çıkılması kararı büyük bir hataydı” diye girdi söze. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önünün açıldığını ifade ederek toplumsal cinsiyet eşitliğine de değindi: “Kadın ve erkek eşit olmalı artık. Örneğin ikisi de aynı şartlarda çalışıyor.”
İlgili haberler
Belediye işçisi kadınlar: İstanbul Sözleşmesi bizi...
Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube üyesi işçi kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirte...
İzmir Barosu: İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir, h...
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına tepki gösteren İzmir Barosu, Cumhurbaşkanı kararının usuls...
Şiddet failinden avukata telefon: İstanbul Sözleşm...
Sözleşme'den çekilmenin şiddet faillerini cesaretlendirdiğine dikkati çeken Av.Rabia Özgökçe: "Şimdi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.