Komisyona davet edilen kadın örgütleri: İstanbul Sözleşmesi Bizim! Vazgeçmiyoruz!
Meclis Komisyonuna davet edilen Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve Kadın Adayları Destekleme Derneği açıklama yaparak Sözleşmenin önemini hatırlattı.

Kadına yönelik şiddet ve kadınların eşit temsili alanlarında uzun yıllardır mücadele eden Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve Kadın Adayları Destekleme Derneği “Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin tüm yönleriyle araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu”na davet edildi. 23 Haziran 2021 tarihinde düzenlenen komisyon toplantısına katılan kadın örgütleri kadına yönelik şiddetle mücadeleye ve komisyona dair görüşlerini paylaştı.

KADIN ÖRGÜTLERİNİN 30 YILDIR ANLATTIKLARI REHBER EDİNİLMEDİ!

“20 Mart 2021 tarihinde kadın örgütlerinin ve toplumsal çoğunluğun itirazına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararının ardından, sözleşmeden çıkılmasına itiraz dahi etmeyen milletvekillerinin varlığı ortadayken, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sahadaki doğrudan çalışmalarla otuz yıllık deneyimimiz sonucu ürettiğimiz bilgi ve yaklaşımın kamu politikaları için rehber olmadığını görüyoruz” diyen kadın örgütleri şöyle devam etti: “Komisyonun adı itibariyle kadına yönelik şiddetin nedenlerini anlamaya ihtiyaç duyduğunu anlıyoruz. Otuz yıldır pratik uygulamalarla kadın örgütlerince üretilmiş bilgi ve yaklaşımın kamu politikalarına dönüştürülmemesi, toplumsal kaynaklarımızın ve birikimimizin sorunun çözümünde verimli kullanılmasını engellemekte, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında bariyer oluşturmakta, kadın ve LGBTİ+lara karşı ayrımcılık ve şiddetin son bulmamasına neden olmaktadır. Türkiye’nin imzasını çektiği İstanbul Sözleşmesi okunduğunda, şiddetin nedenlerinin ve nasıl önlenebileceğinin çerçevesinin çizildiği bir strateji belgesi olduğu görülecektir.”

‘KOMİSYONDAN AYRILDIK’

Daha evvel Mecliste kurulan “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”nda da benzer bir sahneye şahit olduklarını dile getiren kadınlar, “Komisyondan çıkan raporda kadınların ve kız çocuklarının haklarından geri dönüş anlamına gelen pek çok maddeyle karşılaşmıştık. Bugün komisyonda tartışılan konuları gördüğümüzde, Sözleşme’den çekilinmesine dair karşı bir tutum koyulmamış olmaması, Sözleşme’den bahsedilmesine dahi katlanılmaması ve eleştirilerimizin tahammülsüzlük ile karşılanmasından dolayı 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere haklarımızın elimizden alınmasına yönelik riskin her zamankinden daha büyük olduğu endişesini taşıyarak komisyondan ayrıldık” dedi.

ŞİDDETLE MÜCADELE DEVLETİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ AMA…

“Kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmek devletin sorumluluğu ve yükümlülüğüdür” diyerek sözlerine devam eden kadın örgütleri Türkiye’de geldiğimiz noktada bu hedeften tamamen uzaklaşıldığını ifade etti: “Kadınları şiddetten uzaklaştırmak bir yana onları şiddet gördükleri evlere mahkum edecek politikalar yükselmeye başlamıştır. Kürtaj hakkına kamu hastanelerinde erişilememesi, aradan geçen on yıla yakın zamana rağmen 6284 sayılı Kanun’un uygulanmasında koordinasyonun sağlanamamış olması, kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar suçlarında cezasızlığın norma dönüşmesi, başta kolluk kuvvetleri olmak üzere kamu görevlilerinin şiddetten uzaklaşma mücadelesi veren kadınları desteklemekten uzak yaklaşım sergilemesi, yasal başvurulardan caydırmaya ve şiddet uygulayan erkek ile barıştırmaya çalışması gibi kötü uygulamaların da yaptırımsız ve cezasız kalması Türkiye’de şiddetle mücadele için kurulmuş mekanizmaların işlerliğini ve kadınların yasalarla güvence altına alınmış haklarına erişimlerini oldukça zorlaştırmaktadır.”

Şiddetin sebebini yeniden hatırlatan kadınlar, şiddete karşı mücadelede sözleşmenin önemini de anlattı: “Şiddetin sebebi; kadınları eşit görmeyen erkek egemen sistemin kadınları kontrol etme, güç eşitsizliklerini devam ettirme, kadınların eşit bireyler olarak kendi hayatları üzerinde söz söyleme alanlarını kısıtlama arzusudur. İstanbul Sözleşmesi de tam olarak bunu söyler. Sözleşmeyi alıntılamamız gerekirse ‘kadınlarla erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına karşı şiddetin önlenmesinde temel bir unsur olduğunun’ altını çizer.”

KARAR GERİ ÇEKİLSİN, SÖZLEŞME UYGULANSIN!

“Alanda çalışan feministler ve kadın örgütleri olarak kadına yönelik şiddetle mücadelenin nasıl olması gerektiğini yıllardır dile getiriyoruz. Kadından yana, kadınları güçlendirmeyi hedefleyen bir dönüşüm yaratma gayreti olan yetkililer bu kaynaklardan faydalanabilirler. Meclis araştırma komisyonuna on yıllardır söylediklerimizi tekrar etmeye değil, kadınlar aleyhine yapılanları dile getirerek bir kez daha dikkate sunmak ve kayda geçirmek için katıldık. Şiddetle mücadelenin en kapsamlı, en etkili yol haritası, halihazırda Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’dir. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararının daha fazla telafisi imkansız kayba neden olmadan geri alınmasını, sözleşmenin bağımsız kadın örgütlerinin katılımıyla eksiksiz bir şekilde uygulanmasını ve Türkiye’nin evrensel insan hakları standartlarına bağlı demokratik bir hukuk devleti çizgisinde yaklaşım benimsemesini temenni ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi Bizim! Vazgeçmiyoruz!

Fotoğraf: MA

İlgili haberler
Belediye işçisi kadınlar: İstanbul Sözleşmesi bizi...

Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube üyesi işçi kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirte...

TKDF Başkanı Canan Güllü’den TBMM Kadına Şiddeti A...

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin...

İYİ Parti de Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin...

İYİ Parti de TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonu’ndan çekilme kararını...