Kadınların yargı ile imtihanı
‘Kadınlar isteği zaman istediği yerde olur, kimse karışamaz’ diyen Yargıtay kararı önemli, ama bu savunmayı erkeklere öğretenin bir yanıyla da yargı kararları olduğunu unutmayalım.

Kadına yönelik şiddete ilişkin davalar ve yargı uygulamaları hep haber olur bu memlekette. Çoğunlukla sıkıntılı kararlardır bunlar. Şiddet dosyalarında kadının suçlu görülmesi esas düşünce olunca yargının sicili hiç temiz değil. Bu hepimizin bildiği bir durum bir yandan da.

Geçen günlerde bir Yargıtay kararı haber oldu. Kararın tamamını görmediğimiz için yapılan haberden yola çıkarak kararı ve yaşananları anlamaya çalıştım.T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberi Yargıtay 17. Ceza Dairesinin kadınların istediği saatte sokakta olabileceği ve bu nedenle suçlanmayacağına ilişkin karar verdiği yönünde.

Böyle bir kararın olması aslında ne acı değil mi? Zaten aksi olabilir mi ki aslında? Ama ülkede kadınlara her gün hadleri bildirildiğinden, uğramış oldukları şiddetten sürekli kendileri sorumlu tutulduğundan sevindik nerdeyse bu karara. Bu meselenin ayrı bir tarafı.

Ancak dava konusu olay yer alıyor haberde, gece 23.00 sularında belediye otobüsünde tecavüze uğrayan, ölümden kurtulan bir kadının dosyasına ilişkin karar. Sanık yargılamalar boyunca bir kadının o saatte ne işi var ki otobüste biçiminde savunma yapmış sürekli. Erkeğin savunmasının temeli bu olmuş ki anlaşılan Yargıtay da bir şey demek durumunda kalmış.

Tecavüz sanığının bunu diyebilmesi esas sorun zaten. Bir erkeğin böyle kurtulabileceğini düşünmesi, aslında bunu bilmesi temel problem. Bu aklı, her gün her gün kadınlarla ilgili yapılan açıklamalardan ve siyasal iktidarın bilindik yaklaşımından alıyor belli ki. Ayrıca kesinlikle münferit değil, şiddet faili adamlar biliyorlar nasıl kurtulabileceğini ve o yüzden bu savunmaları yapıyorlar.

Gece sokakta olan kadının tecavüzü hakedeceği düşüncesine sahip olup bunu savunmanın temeli yapabilmek, içinde bulunduğumuz tehlikenin de kendisi. Böyle düşündüğü, böyle düşünmek normal hale geldiği ve her dakika bu pompalandığı için geceleri ve aslında günün hiçbir zamanı güvende değiliz.

Yargıtay 17. Ceza Dairesi bir yargı makamı olarak olması gerekeni yapmış. “Kadın o saatte neden sokakta diye soramazsın” demiş. Güzel karar, iyi karar. Ülke, bunun denilmesini gerektiği bir ülke olduğu için üzücü bir karar, ama bir yandan da...

EŞİNE ŞİDDET UYGULAYAN ERKEK ‘EŞİM FETÖCÜ’ DEYİP CEZADAN SIYIRMAYA ÇALIŞIRSA

Yine geçenlerde başka bir yargı haberi vardı. Eşine şiddet uygulayan erkek yargılandığı mahkemede, “Eşim FETÖ toplantılarına katılıyordu, ayrıca PKK propagandası da yapıyordu” demiş savunmasında. Mahkeme ne yapmış dersiniz, söz konusu iddialara ilişkin suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiş.


Son zamanlarda öğrenilen ve giderek artmaya başladığı görülen, bir diğer şiddet uygulayan erkek savunması işte... Şiddete gerekçe olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret etti, falanca örgütle ilişkisi vardı” demek yetiyor.

Şimdi de bunun geçer akçe olduğunu fark edip, sıyrılmaya çalışmak ve kadına yönelik, belki de hapis yatmasına bile neden olacak suçlamalarda bulunup yine onu suç işleyen yapmak... Ne kadar çirkin değil mi? Her şey bir yana hem şiddet uygulayıp hem de kadını böyle cezalandırmak istemek. Büyük kötülük, katlanarak giden kötülük.

YARGI ERKEĞE ‘SAÇMALAMA’ DER Mİ?

Bunun tutabileceğini gören erkekler bu yönteme daha çok başvuracak emin olun. Erkeklerin cezasızlığı, ‘kadınların yaşadığı şiddeti anlatamayacağı’na karşılık gelebilecek bu durum hakikaten tehlikeli.

İnsanların bir şikayetle hayatlarının kararabildiği, gerçekleri açıklamak için büyük uğraşlar vermek durumunda kaldıkları nice örnek biliyoruz. O yüzden erkeklerin bulduğu bu yeni yöntem epey can sıkıcı.

“Kadınlar isteği zaman istediği yerde olur, kimse karışamaz” diyen Yargıtay kararı önemli, erkeklerin bu saçmalıklara başvurmasına engel olur. Ama bu savunmayı erkeklere öğretenin bir yanıyla da yargı kararları olduğunu unutmayalım. Kadınları giyim kuşamı, bulunduğu yer vs. üzerinden suçlayan yargı kararlarından günlerce söz edebiliriz.
O sebeple yargının kötü sicili bu kararla hemen düzelmez bunu da biliyoruz. Şimdi erkeklerin yeni öğrendiği savunmalarda nasıl davranacağına bakacağız. Kadının bilmem ne örgütü ilişkisinden dem vuran adama “Davanın konusu bu değil saçmala” denilenecek mi denilmeyecek mi hep birlikte göreceğiz.

İlgili haberler
Adalet Yürüyüşüne katılan kadınlar: ‘Eşitlik olmad...

Türkiye’nin birçok yerinden gelen kadınlar bugün adalet taleplerini haykırmak, ‘Erkek adalet değil,...

Eşitlik olmadan adalet olmaz

Adalet Yürüyüşü'nün 22. günü. 80 kadın örgütü 2008 yılında Gebze'de öldürülen Pippa Bacca'nın öldürü...

Şengül Karaca ve tüm öldürülen kadınlar için ‘gerç...

Erkek arkadaşı tarafından öldürülen Şengül Öğretmen için KESK İstanbul Kadın Meclisi öldürüldüğü yer...